Kendi otomobilimiz, kendi cep telefonumuz, kendi asansörümüz vbg. kendi markalarımız neden olmasın?

“İflas eden Saab’ı Türkler istiyor” haberini ne yazık ki ben şahsen Türkiye’ye yakıştıramıyorum. 1960’lı yılların şartlarında kendi olanakları ile “Devrim Arabaları”nı yapabilen bir ülke, bugün teknoloji transferi ile kendi arabamız olsun noktasına geldiyse bana göre bu ülke için hiç de güzel bir haber değildir. İleriye değil, geriye gittiğimizin resmidir.

Neden bu toprakların insanı kendi aklını, yüreğini, görgüsünü, bilgisini kullanarak ortaya somut bir eser koyamıyor? Neden kendi arabamızı, kendi markamızı bir türlü yaratamıyoruz? Artık bu ezik psikolojiden sıyrılma vakti gelmedi mi?

Bugün Türkiye’de Ocak2011-Kasım 2011 arası 11 ayda 154 bin yerli, 350 bin ithal toplam 504 bin otomobil satılmış. Bu pazardan yerli otomobil ilk etapta %10 pay alsa. Yıllık 50 bin otomobil yapar. Bir otomobili 20-25 bin TL’ye üretebiliriz gibi haberler çıkmıştı. Bu durumda 20.000x50.000= 1.000.000.000 TL’lik bir pazar yapar. Bu da 526 milyon dolar yapıyor. Bunu da 1.5 ile yan sektörler katkısı olarak çarparsak 789 milyon dolarlık bir pazar demektir.

Dün Milliyet’te güzel bir haber vardı.

“Arabadan önce kendi asansörümüzü ve kendi cep telefnumuzu yapmalıyız” diyordu haberde.

http://ekonomi.milliyet.com.tr/yerli-otomobilden-once-yerli-asansor-geliyor/ekonomi/ekonomidetay/20.12.2011/1477896/default.htm

Türkiye TOKI ile ülkenin dört bir yanına çok katlı binlerce (galiba 500 bin kadar) bina yaptı. Bu binalar genelde asansörlü ve bu asansörü bile ülke olarak yapmıyormuşuz. Gerçekten çok yazık.

Türkiye’de 1990 sayımına göre 11.2 milyon aile varmış, hadi şimdi düz hesap 12 milyon olsun. Bunların yarısı apartmanlarda otursa 6 milyon aile yapar. Apartmanda oturanların yarısı da asansörülü evde otursa ve bir apartmanda 30 aile otursa. 100 bin asansör yapar. Bir asansör minimum 20.000 TL olsa, 100.000x20.000=2.000.000.000 TL’lik pazar yapar. Bu da en az 1 milyar dolarlık bir pazar demektir. Bunu da 1.5 ile yan sektörler katkısı olarak çarpın. 1.5 milyar dolarlık bir iç pazar yaratılmış demektir. Zaten geçen yıl asansör sektörü 250 milyon Euro’luk hacme ulaşmış. Bu dolar olarak 325 Milyon dolara tekabül ediyor. Bu yıl daha da fazla eder.

Yine geçen yıl 16 milyon cep telefonu ithalatı yapmışız. Yerli bir cep telefonumuz olsa pazardan %25 pay alsa, 4 milyon telefon eder. Tanesini 150 dolardan satsanız, 150x4.000.000=600.000.000 TL’lik direkt bir pazar yaratırsınız. Bunu da 1.5 ile yan sektörler katkısı olarak çarpın. 900.000.000 TL = 474 Milyon dolarlık bir iç pazar. Bu da hiç de fena değil hani.

Köklü bir marka altında yeni bir şeyler ortaya çıkartmak öyle pek kolay değil. Çok sabır isteyen, vizyon isteyen şeyler. Bence araba konusunda çok büyük çaplı hırslara kapılmadan özel araba piyasasını geliştirmek lazım. Ufak ufak büyümek lazım.

Bankacılıkta yapılabilenler nedense araba söz konusu olunca yapılamıyor? Bankamatikler ilk piyasaya çıktığında, bu iş Türkiye’de tutmaz demiştim ancak yanıldım. Demek ki Türkiye’de işin ucundan tutunca her şey olabilirmiş. Türkiye dünyada 1. Lig’de oynamak istiyorsa bazı sektörlerde kendi imzasını atabilmeli bana göre. İnşallah o günleri de görmek dileğiyle.