- Kategori
- Gündelik Yaşam
Kendim/l/e Konuşmalar-II
http://stew-luvulongtime.deviantart.com/art/Death-Valley-42118461
Kaybetmenin ağırlığının fazlasıyla yaşandığı, kaybetmenin ucundan dönmenin o korkulu telaşının hem aklı hem yüreği hayli yorduğu zamanlardayım bu aralar. Hele ki bahsi geçen “insan” olduğunda, hele ki elinden almaya çalıştığın, savaştığın, anlatamadığın, anlayamadığın, söz geçiremediğin karşındaki düşman “ölüm” olduğunda...
Oysa hayat senin etrafında dönüp duruyordu sadece birkaç gün öncesine kadar. Acı çekmekten bile uzakken yaşadıkların, sen sadece kendi derdindeydin anlayamadıkların ve anlatamadıklarından yana. Zaman çok mu diye soruyordun kendi kendine, içindekilerin çözülmesine, çözülüp de erimesine zaman yok sanıyordun. Uzağı yakın ediyordun hiç yoktan yere...
Sonra, o yok saydığın zaman, ölümü çıkarıverdi karşına işte birden. Destursuz açıp da kapıyı, buyursuz sokuverdi içeriye. Bir tokat gibi patladı yüzünde, içini dışına, aklını yüreğine karıştırıp, üstüne başına bulaştırıverdi tüm karanlığı...Seninle dalga geçer gibi, yaşamaya, yaşatmaya çalıştığın hayatı sorgular gibi, bir dostunu çekip de almaya yelteniverdi aniden. Uzak yakını, yakın yüreğini, akmaz dediğin yaşlar tam da gözbebeğini, sızı içinin en el değmemiş yerini, acı gerçek anlamını buldu dilinde. Kendi kendinden utanıverdin.
Ah ölüm...Fazlasına gerek yok aslında, sözün bittiği noktadır var olduğun yer, bilirim. Hem çok yüz göz olduk seninle şimdiye kadar. Canım bildiklerimden yana çok yaktın canımı.. Yaşatmadıklarından, yaşarken bitirdiklerinden bahsetmeme hiç gerek yok öyle değil mi...Ama bu kez anladım seni, gerçekten çok iyi anladım. Sırf bu yüzden bile koca bir teşekkür borçluyum sana, doğrudur. Benden yana bir derdin varsa kapım sonuna kadar açık, buyur. Ama ne olur, bari bu sefer uzak dur sevdiklerimden...