- Kategori
- Gündelik Yaşam
Kendime şefkat duyuyorum
Bugünlerde kendime çok kızgın olduğumu hissediyorum. Hâlbuki artık kendime kızgın olmaktan, kedimi suçlu hissetmekten, kendimi kötü hissetmekten bıktım usandım. Buradan çıkmak istiyorum. Kendime sadece ve sadece şefkat duymak istiyorum.
Geçmiş artık geçmiştir. Onu geride bırakıp her fırsatta uğursuzca bugünüme sataşmasına izin vermek istemiyorum. Onların hepsinin yaşanması gerekiyordu benim büyümem, olgunlaşmam için. Yaşandı bitti. Bugünümün içine etmesine izin vermek istemiyorum.
Örneğin çocukken ne kadar çok yemek seçmezsem, ne kadar çok tabağımdakileri silip süpürürsem, kısacası önüme konulanları ne kadar çok itiraz etmeden yersem o kadar sevileceğim ve onaylanacağım bilgisine ulaşmışım. O yaşlar için bu normal olabilir. Fakat bugün için de bunlara gerek duymam canımı yakıyor açıkçası.
Koskaca kadın ol, bunca farkındalığa rağmen hala aynı şeyleri yap ve farklı sonuç bekle! İşte delilik hali! Bu noktada yakın geçmişimdeki bir olayı aktarmak istiyorum size: Samimi bir arkadaşımda yemekteyiz. Arkadaşım henüz sofraya oturmamıştı. Annesi ile ben yemeye başladık. Annesinin pişirdiği yemeklerden biri, semizotuydu. Fakat annesinin gözleri iyi görmüyordu. Ayrıca semizotlarını kendi bahçelerinden toplamış ve torunu saçlarını bahçede taradığı için semizotu sırf saç doluydu. Ben onları kırmamak adına ses çıkarmadım. Saçları ayıklaya ayıklaya, lokmalar ağzımda büyüse de yemeye çalıştım. O sırada arkadaşım sofraya oturdu ve “ Anne bu ne? “ diye bastı çığlığı. Hemen tabakları önümüzden aldı.
Gelelim bugüne; ben yine bugün de başkalarını kırmamak adına yemek istemediğim şeyleri yiyiyorum ve çok acı çekiyorum. Geçenlerde sürpriz doğum günü pastamdan, nezaketen bir dilim yeme gafletinde bulundum, inanın ağzımın tadı kaç gündür bir türlü yerine gelmiyor. Fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak çok acı çekiyorum. Artık bu işkenceyi kendime yaşatmak istemiyorum. Reddedilmek ve terkedilmek korkulardan özgürleşmek istiyorum. Bunun için de kendime şefkat duyuyorum.