- Kategori
- Siyaset
Keşke Doğu’da mucize yaratanlar çoğalsa

Keşke herkes bu adamı örnek alabilse. Onun gibi olmak şart değil. Düşünmek mesele..
Gazetelerden ya da internet sitelerinde okuyanlarınız olmuştur. Hatırlayacaksınız. Hakkâri’de yaşayan 80 yaşındaki Zübeyir dede’nin sadece yaşlılık aylığı ile 4 çocuğunu da okutup, bu ülkeye yararlı olabilecek insanlar olarak yetiştirmesi örnek bir davranış. Ne için örnek? Açıklayayım..
Her ekonomik planda, ekonomik pakette bu ülkenin kara bahtı ilan edilen Doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesindeki yaşayan halkın yoksulluğuna çare aranır. Çeşitli senaryolar kurulur, paketler geliştirilmeye çalışılır. Bu süre, hükümetler, hükümetler boyunca sürüp gider. Ama kanayan yaraya derman aranır da, ilaç bulunmaz ya da verilmez.
Bakın bugün bölgenin en büyük sorunu ekonomik sorunlardır. Her şeyin temelini oluşturan ekonomik sorunlar, bölge halkı üzerinde huzursuzluk, mutsuzluk, eğitimsizlik, sağlık, emniyet, güven ve terör sorunlarını da beraberinde getirmiştir. Nasıl getirildiği ve geldiğini açıklamak uzun sürer ama bölge halkı kıt kaynaklarla, kıt gelirlerle yaşamaya çalışırken, bölge illeri ile batı illeri arasında dağlar dağlar kadar farklılıklar oluşmuşken, her iki tarafı ne ekonomik ne de sosyal olarak eşitlemek mümkün hale gelmiştir. Geçenlerde bir istatistik açıklandı. Türkiye’de en çok gelir veren iller batı illeri, en çok götüren iller de doğu ve güneydoğu’da.. Peki neden? Çünkü üretim yok, istihdam yok. Sürekli tüketim var. Devlet yükümlülüğü gereği, oradaki halkın eğitim, sağlık, barınma, güvenlik ve de yaşam ihtiyaçlarını gidermek zorundadır. Sosyal devlet anlayışının gereği bu değil midir? Bunda hemfikiriz sanırım. Ancak, devletin buralara hazırdan sürekli para akıtmasının ötesinde daha farklı şeyler yapması lazım. Ne gibi derseniz, her şeyden önce bölgedeki işsizlik sıkıntısının giderilmesi ve bölge halkının gelir getirecek işlerde çalışması lazım.
Bugün şu bir gerçek ki, Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi, Doğu ve Güneydoğu’daki ailelere devlet her ay belli miktarda ekonomik (para), gıda ve yakacak yardımı yapıyor. Yapmalı mı? Elbette yapmalıdır. Dedik ya, sosyal devlet profili bunu gerektirir. Ancak şöyle bir durum var. Herhangi bir üretim olmadan, istihdam yaratılmadan, sürekli ekonomik yardım yapılması, insanlara çalışmadan emek sarf etmeden sürekli para yarımı yapılması, hazırcılığa alıştırılması iyi bir olay değil. Ancak, çalışamayacak, iş üretemeyecek olanlara yardım yapılması gayet olağan bir durum. Devletin her şeyden önce bu kanayan yaraya pansuman yapması ama illaki bir neşter atılması şarttır. Gerek kendi yatırımları ile, gerekse özel sektör yatırımları ile bölgede iş potansiyelleri yaratılmalı ve istihdam artırılmalı. Bu durum beraberinde huzur ve güveni de getirecektir.
Türkiye’de öyle insanlar var ki, kimi işi olup da, işe gitmeden maaş alıyor, kimi işi olmadan maaş alıyor, kimi ise anormal seviyelerde paralar kazanıyor. Kimi de “yaşlılık aylığı” ile hayatta kalmaya çalışıyor. İşte Hakkari’li Zübeyir dede de bu tipin insanlardan. Zübeyir dede 280 TL’lık yaşlılık aylığının haricinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’ndan da gıda yardımı alanlardan. Ancak bir farkla. Bu adam aldığı yaşlılık aylığı ile 3’ü üniversiteye giden 4 çocuğunu okutabilmiş. Şimdi okuyup, hem eğitim, hem meslek sahibi olan çocukları babalarına bakıyor, eve parasal katkı sağlıyorlar. Zübeyir Gül’ün şu sözlerine dikkat. Diyor ki “Mali durumum ortada. İlk evliliğimden olan 4 çocuğum başka yerlerde, onlardan bana yardım yok. Bazen dışarıda okuyan çocuklara para gönderebilmek için devletin ücretsiz verdiği kömürü satmak durumunda kalıyorum. Her ne olursa olsun çocuklarımı okutmaktan vazgeçmem”
Sizce kaç kişi bu vatandaş gibi düşünüyor? Hele hele doğu ve güneydoğu da kaç tane Zübeyir Gül gibi vatandaş vardır acaba? Vardır elbet. Ama varlığı, yokluğundan azdır. Yani, halinden memnun olanlar, her şeyi devletten bekleyenler oldukça fazladır. Taşın altına elini koymak istemeyen o kadar insanımız var ki?
Demek ki neymiş.. Devlet devletliğini bilmeli. Ama vatandaş da devlete yardımcı olmalı, devletine sahip çıkmalı. Öyle dağa çıkmakla olmuyormuş bu işler..
../..