- Kategori
- Siyaset
Kılıçdaroğlu kime hizmet ediyor?

Af; istifade edenin işlediği suçun niteliğine bakmadan, hükümlünün sağlık durumunun hapishane şartlarında yaşamını devam ettiremeyecek hale gelmesi sebebiyle yapılıyorsa; tamamen insani ve adalete uygun kabul edilmelidir.
Evet, Türkiye Cumhuriyeti yasaları af ile ilgili olarak yukarıdaki gerekçeyi esas alarak Cumhurbaşkanı'na sağlık durumu bozulan suçlular hakkında af yetkisi veriyor.
Şimdi diyeceksiniz ki CHP ve Kılıçdaroğlu ile yukarıdaki cümlenin ne ilgisi var?
CHP'nin halen yargılanmakta olan ve bu nedenle meclise girişlerine izin verilmeyen Balbay ve Haberal'ı bahane ederek meclise girmemesi ve yemin etmemesi bakın uzun vadede ne kadar büyük ve önemli bir sonuca meydan verebilir?
Bu sonuç öyle bir sonuç ki eğer bu durum gerçekleşirse tarih Kılıçdaroğlu ile CHP'yi hiç affetmeyecektir!..
CHP'nin iddiası ne?
"Haberal ve Balbay yargılanmalarına karşın suçlu oldukları ispat edilmedikleri için meclise girebilirler" diyor CHP lideri...
"Hatta bu konuyla ilgili olarak mecliste düzenleme yapalım ve halen yargılanmalarına karşın suçlu ilan edilmemiş olmaları nedeniyle bu kişilere dokunulmazlık tanıyarak TBMM'ye alalım."
Peki diyelim ki CHP'nin bu inadına AK Parti hükümeti onay verdi ve gerekli düzenlemeyi TBMM'de yaptılar. Mahkemelerin kararına rağmen bu kişiler milletvekili yemini ederek meclise girdiler. Bu aşamada yargılanma devam etse ve bu kişiler suçlu olarak ilan edilseler bile dokunulmazlıkları olduğu için hapise girmeyecekler. Taa ki milletvekili seçilmedikleri döneme kadar...
Şimdi herşeyden önce vicdan buna izin verir mi? Kanunlar tarafından suçlu bulunan kişiler TBMM gibi Türkiye'nin en temiz olduğu iddia edilen en yüksek merciye girseler kamuoyu vicdanı buna ne der?
Hadi bütün bunları bırakalım ve zurnanın "zırt" dediği yere gelelim!.. Yani satırlarımızın ilk başına...
Yapılan düzenleme sonrası Haberal ve Balbay meclise girerlerse, anayasanın eşitlik ilkesi dahilinde suçunu çekmiş kişiler de artık suçsuz sayılacakları için kanunlar bu özelliğe sahip kişilere de aynı olanakları sağlamak zorunda!..
Ve işte tam bu noktada önünüze bir senaryo koyacağım.
17 Şubat 1999'da tutuklanan ve o tarihten bu yana yani 12 yıldır hapiste olan teröristbaşı Apo, sağlık sorunları nedeniyle Cumhurbaşkanı'nın onayı dahilinde hapisten çıkarsa!.. Ki bunun sayısız örnekleri mevcuttur...
Yeni bir suç işleyene kadar teröristbaşının cezasını çektiği düşüncesi hasıl olacağından artık Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük düşmanlarından biri serbest olacaktır.
Kaldı ki BDP'nin tutuklu Hatip Dicle senaryosunun da temelinde bu olay yatmaktadır. BDP'nin amacı Hatip Dicle'yi milletvekili yaparak TBMM'nin kapılarını suçlulara açmaktır.
CHP de şu anda bu senaryonun başrolünde belki istemeden belki de bilinçli olarak oynuyor.
Teröristbaşı'nın serbest kalması sonrası Balbay ve Haberal örneklerinden hareketle BDP, ya teröristbaşını önümüzdeki seçimlerden birinde milletvekili adayı olarak gösterirse ne olacak?
Gerekçesi ne olursa olsun, cezasını çekip hapishaneden dışarıya çıkan kişiler ki buna teröristbaşı da dahildir, anayasanın eşitlik ilkesi çerçevesinde TBMM'ye girme hakkına kavuşmaz mı?
Teröristbaşını Diyarbakır'dan birinci sıra adayı olarak BDP gösterirse ne olacak?
Çok büyük bir ihtimalle seçilecek ve TBMM'ye girme hakkına kavuşacak.
Bu durumu yıllarca bu ülke için kan dökmüş, canını vermiş şehitlerimize ve gazilerimize ya da onların ailelerine nasıl anlatırsınız?
Şehitlerimiz mezarlarından çıkıp gelmezler mi?
Yakalarınıza yapışmazlar mı?
Atatürk'ün kemikleri sızlamaz mı?
Türkiye, CHP'nin ve Kılıçdaroğlu'nun bu umarsız, düşüncesiz tavrı nedeniyle çok ciddi bir bunalımla karşı karşıya kalmaz mı?
Olmaz olmaz demeyin!..
Türkiye bu tip olmaz olayları çok gördü.
Sayısız komutan yargılanıp hapise atılması gerekirken GATA'dan aldıkları "hasta" raporuyla 5 yıldızlı hastanede tatil yapmadı mı? Yapmıyor mu?
Teröristbaşı'nın da böyle bir rapor olması çok mu zor sizce?
"Zor diye birşey yok, imkansız ise sadece zaman alır"
Günlük tercihlerle 2023 yılında 100'ncü yılını kutlayacak olan Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğini tehlikeye atacak düzenlemelerden uzak durmak her zaman en iyisidir.
BDP'nin oyunlarına, CHP'nin ayak uydurması Türkiye Cumhuriyeti'ne vurulan en büyük darbedir.
Hele hele Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'ncü yılında teröristbaşını TBMM'de görmek istemiyorsak AMAN DİKKAT!.. diyorum.
Siyasi fikirlerimiz ne olursa olsun, birbirimizle kavga etmeden, partizanlık yapmadan ülkemizi geleceğe huzur ve güvenle taşıyacak çalışmaları birlikte yapalım.
Huzurla yaşamak dileğiyle...
Şimdi diyeceksiniz ki CHP ve Kılıçdaroğlu ile yukarıdaki cümlenin ne ilgisi var?