Kır Atın Yanında Duranlar, Ya Huyundan Ya Suyundan...

Bu yıl da ilgi fazla.

Ünlü hikayecimiz Tarık Dursun K, bilindiği gibi İzmirli. Kışları Karşıyaka'da, yazın da Eski Foça'ya göç eder. Yanınnda yıllardır hizmetini gören gayretli bir kadın var. İsmi Hamide Bahriyeli., bu yazı, onun öyküsüdür.

“Kır atın yanında duranlar, ya huyundan, ya suyundan” bir şeyler kapar ya,işte o hesap. Hamide Hanım yıllardır Tarık Dursun K’ya bakıyor. Onun hizmetlisi olarak.

Günlerden bir gün kafasına koymuş. Tarık Baba’ya, yaş gününde, bir hediye vermek. Nasıl olacak bu iş? Şöyle düşünmüş.

Tarık Ağabeyinden gizli gizli, telefonlar açmış Tarık Beyin dostlarına. “ Tarık Dursun K’yı nasıl bilirsiniz? diye. Onların anlattıklarıyle derlediği kitap, şimdi elden ele dolaşıyor. İçinde Tarığın bütün dostları birer özet geçmiş. Olmuş size 208 sayfa büyük boy, İzmir B. Şehir Belediyesinin bir kültür hizmeti olarak sunuluyor. İsmi: “ÖPÜLDÜNÜZ”

Kısaca özetlersek, “dostlarının dilinden Tarık Dursun K’ya, armağan bir kitap bu. Gel de gözün yaşarmasın. Bu kadar incelikle, vefa ile, sevecenlikle ve kaleme alınıp, yaş gününde kitap halinde ortaya çıkıvermek. Şimdi de Fuarda imza gününde boy göstermek.

Kitabında ne diyor bakın Hamide Bahriyeli: “ Ben hayatımda hiç yazar görmemiştim. Tarık Dursun K ile karşılaşıncaya kadar. Benim için onur ve guru meselesiydi onun yanında olmak. Bir baba kız yaklaşımı sergiledik. İnsanı alıp, sezdirmeden onu yetiştirme çabasını gözlemledim.
Tarık amcamın yanında çalışmaktan mutluyum. Çünkü ondan her gün bir şeyler öğreniyorum. Tarık Amcayla hayat, üniversitede okumak gibi. Dostlarım, arkadaşlarım “ Artık yorulmadın mı, emekliye ayrıl” diyorlar. Esasında çalışmıyor, hem ona hizmet ediyorum, hem de bir şeyler öğreniyorum. Yıllar geçtikçe şimdiye kadar 4-5 yüksek okulu bitirdim. Bilgi açlığı var bende. Ne görürsem, onu yapıyorum.” Diyor ve ekliyor: “Ben, esasında fakülteler bitiriyorum. Dostlarıma bunu anlatamadım işte “ diye de ekliyor.

Memleketin bütün tanınmış yazarları, sanki bu kitapta toplanmış. Hamide Hanım her birine telefonla nasıl erişmiş, nasıl bu notları yollattırmış, nasıl hissettirmeden kitap basılmış, ve bu günlere gelinmiş. Hayret bir şey.
Böylesi Hamideler, dostlar başına.

BUCA EĞİTİM FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMEN ADAYLARI, FUARDAN TOPLADIKLARI KİTAPLARLA BİR ARADA GÖRDÜM. V E TAKILDIM " BUNCA KİTABI ÇUVALLARA DOLDURMUŞSUNUZ. FUARI SOYMUŞSUNUZ BRE" DEDİM. GÜLÜŞTÜLER.." BUNLARI ETÜD EDECEĞİZ. KENDİMİZİ YETİŞTİRİYORUZ" DEDİLER. YUKARIDAKİ RESİMDE YORGUN EDEBİYAT ÖĞRECİLERİ FUARDAKİ BİR KÖŞEDE DİNLENİYORLAR. (üSTTE)