- Kategori
- İlişkiler
Kırık bacaklı çölün yağmura ihaneti

gözlerime diktiğin selviler kadar huzur doluydun..
Dedim ki:
göktaşlarımı dişledin dişledin şimdi de gidiyorum diyorsun
kapına getirip dövdüğüm kaç çocuk var biliyor musun
sonra birer birer düşürdüm kasıklarımdan hepsini
içimdeki ketum taşlara vura vura
cennet çizgisini kopararak sırtımdan
öyle geçtim ki ben sana
gidemezsin
Dedi ki:
sana varmak için bir aynanın önünde durup kendimi izlemiştim bir gece
çıplaktım ve sarhoş
anlamak istediğim bir şeye anlamsızca bakıyordum
kemiklerimi ve damarlarımı ve soluğumu görebiliyordum
işaretlerini topluyordum
işaretlerin etimde, işaretlerin damarlarımda
okuyabileceğin her yere yazıyorum
m
gökten aldığımı toprağa..
topraktan aldığımı avuçlarıma
inanç masallarına
unutulan hiç bir denizde oynaşmak istemiyorum artık
misk kokusu, ılık bir samur
akşamı terk edilen kapıları yaktığımız, daha önce hiç dokunmadığım bir şeye
dokunmak için, yanaklarına dökülmek için
i
Bekliyorum..
uğuldayan her şeyi duyumsuyorsun
sana bir hikaye yazıyorum şimdi
kırık bacaklı çölün yağmura ihaneti diye..*enkoyu
.....
Elimdeki bir vidasın.. Dübeli olmayan yerlerime, iki avucumla tüm gücümü vererek, nikotini bol ciğerlerim soluyarak, gözlerim akıtarak nehrini.. Sen'i yerleştirmeye çalışıyorum beynime, kalbime, ruhuma..
Dübelsiz bir aşk doğuyor içimde.. Titriyorsun her adımımda, avuçlarımı bir çeksem senden.. kaybedeceğim..
Seni, kaybetmek istemezken, bulmak da istemiyorum. Alıştığım ıssızlıkta kapım kilitli, tüm zenginliğim zihnimde.. Tüm vidaları söküp, yerine koyabiliyorken, kilitsiz bir kapı ürkütüyor tüm gecelerimi.. Şimdi ise..
Genişçe odamın içinde büyük kare sehpam, yanında üç filtreli ısıtıcımın en altı yanıyor, Cem Adrian fonda.. masa lambam aydınlatırken gündüzümü, gülkurusu perdem sıyrılmış pencerem açık.. Dışarıda çatı manzaraları, çarprazımda meraklı komşumuz Yıldız ve uzaklarda ışıl ışıl kent..
Ve sen.. ve ben..
diyor ve babama sarılmak istiyorum.. Artık inanıyorum.. zeytin ağaçların arasında toprağı eşeliyor, en sevdiği işi yapıyor.. ben uyurken gelip, o uyurken de ben çıkmış olacağım evden.. neden bencillik edeyim ki..
Artık inanıyorum.. ve inanmak kadar huzur veren Tanrı yok. Vidaları gevşetip sıkıyorum, atıp yeniden topluyorum. İnanç Tanrısı yanımda. İçimdeki savaşların hepsinde galip geliyorum..
Ve sen.. ve ben.. Sana ulaşmak uğruna geçtiğim yollarda kendimi buluyor, kendimi kaybediyorum..
İnanıyorum, yaşananlar sadece bir yanılsama..
.....ama neden ıslanıyor yanaklarım!
*enkoyu-onurorkunkara