Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Nisan '09

 
Kategori
Spor
 

Kırık kanatlar

Kırık kanatlar
 

Şüphesiz ki bir spor kulübünü uçuran kanatları futbol branşıdır. Lig bitimine daha 7 hafta kalmasına rağmen, her geçen hafta biraz daha uzaklaşıyor takımımız şampiyonluk hedefinden. Geçen haftaki şımarık derbinin ardından içimiz boşalmış bir şekilde, tam 8 eksiğimizle 10 haftadır galip gelemeyen Ankaraspor’a konuk olduk. Bu sezon sık sık tökezleyip, Başkent’in kör kuyularına düşmekten kurtulamayan takımımız, ılık bir Cumartesi gecesi rakibine bu kez de 1-0 mağlup oldu maalesef.

Aslında yenilginin faturasını 8 eksiğe kesip, kulp takmak yakışmaz bize. Eğer bahsi geçen eksikler Galatasaray ve Beşiktaş maçlarıyla, ya da bir Avrupa sınavı öncesi yaşanmış olsa, işte o zaman olası yenilgilere sebep gösterilebiliriz. Oysa rakip bir Anadolu kulübü olduğunda inanın yenilgileri eksiklere bağlamak çamura yatmaktan başka bir şey değildir ve ligde son 10 maçını kazanamayan Ankaraspor’a yenilmek bize hiç mi hiç yakışmadı doğrusu.

Elbette ki bu yenilgi hepimizin canını biraz daha acıttı. Kolay değil şampiyonluk kupasından her geçen hafta santim santim uzaklaştığımızı görmek. Bu hüznümüzü dağıtmanın bir yolu olmalı misali ve terapi niyetine tavla turnuvası organize etti üyesi olduğum Fenerbahçeliler Derneği (FeDeR). Turnuva tarihinin Ankaraspor yenilgisinin ertesine denk gelmesi merhem oldu yaralarımıza diyebiliriz. Ve tabi ki düğün bir kez daha Kambersiz olamadı. Anlayacağınız tavla oynamaktan çok hoşlanan biri olarak ben de eksik kalmadım bu turnuvadan. Çekilen kuralarda, onikinumara.com emekçi yol arkadaşlarımızdan ve kendisine “Ağabeylerin ağabeysi” diye hitap ettiğimiz sevgili Turgay Dündar Ağabeyime rakip oluverdim. 3-3’e kadar çekişmeli giden maçta mars olarak 5-3 yenilerek elendim Turgay Ağabeyime. Hemen belirtmeliyim ki; Turgay Ağabeyime en az elenmek kadar, rakip olmak da bir şereftir bu satırların sahibi için. Zaten bu tavla turnuvasının ana teması can dostlarla bir araya gelmek, oturup bir şeyler paylaşmak, dertleşmek değil mi?

Turnuva çıkışı soluğu Burhan Felek Spor Salonu’nda, şampiyonluk mücadelesi veren Erkek Voleybol Takımımızın, İstanbul Büyükşehir Belediye ile yaptığı play-off final ikinci maçında aldım. Oyuncumuz Aslan Ekşi’nin, daha ilk sette sakatlanarak oyundan çıkması ve ardı ardına yitirilen setlerden sonra maçı kendi evimizde 3-0 kaybedişimiz keyfime biber doğrasa da, her şeye rağmen güzel bir Pazar geçirdiğimi en azından kendi adıma söyleyebilirim.

Yazıyı geri vitese takıp, konuyu tekrardan kanadı kırık olan futbol branşımıza getireyim. 3-1’in rövanşında, sonucu tüm futbol kamuoyunca merakla beklenen maçta, al yanaklı “Çakma Liverpool” formalarıyla Yiğido’lara konuk olduk Salı’ya kısmet olan bir Sivas gecesinde. Özellikle ikinci yarısında pozisyonların daha bir futbol gibi koktuğu maç 0-0 bittince, 12’nci adam olarak final biletlerimizi şimdiden ayırtmak farz oldu. Maç sonundaki görüntüler ve oyuncu röportajları Ali Sami Yen’deki şımarık derbiye ders verircesineydi. Tribünlerin, şampiyonun bu sezon Anadolu’dan çıkacağı yönündeki hemfikir tezahüratlarını da göz ardı etmemek gerek. İlk maçta bir halk türküsüyle rakibimizin kalbini nasıl incittiysek, gönüllerini de işte böyle bir tezahürat ile almasını biliriz…

 
Toplam blog
: 130
: 740
Kayıt tarihi
: 05.12.07
 
 

İlk önce şunu belirteyim; yürüme engelliyim fakat hayata pamuk ipliği ile değil, LACİVERT YÜREĞİM..