Kısaca iki konu… (Sarıgül ve Terim)

Birincisi…

CHP’de Pazar günü iki ayrı olay yaşandı. Bunlardan birincisi, CHP'nin kuruluş yıldönümü nedeniyle, genel merkezin düzenlediği ve Anıtkabir’de 50 yıllık camın da kırılmasıyla ve Deniz BAYKAL’ın “Şeref defteri”ni de imzalaması ile sonuçlanan “Kuruluş” bahanesi ile gövde gösterisi.

Diğeri ise, yine aynı saatlerde Mustafa SARIGÜL isimli zatın başını çektiği ve yönetimin çekilmesinin talep edildiği bir anlamda “İsyan” hareketi idi.

Mustafa SARIGÜL, bu hareketi için “999” parolasını kullanırken “Deniz BAYKAL’ın CHP’nin başından gitmesi için en az 999 neden var” diyerek haklılığını ortaya koymaya çalıştığını görüyoruz.

Doğru olabilir…

CHP, bu gün “Sosyal demokrat” kimliği ile gereğini yapamadığını, geçtiğimiz seçimde aldığı oyla ortaya koymuş oldu…

Ama…

CHP yönetiminde Deniz BAYKAL’ın ve ekibinin bulunmaması ve CHP’nin “Sosyal demokrat” kimliği işlevini hakkıyla yerine getirmesi için yönetimin yenilenmesi gerekiyor ve bunun için de “999” neden bulunuyorsa, Mustafa SARIGÜL’ün de CHP üzerinden politika yapmaması, insanları kandırmaması, CHP’den uzak durması için en az 9999 adet neden var.

İşte işin trajikomik tarafı burası…

CHP, geçtiğimiz seçimde SARIGÜL ile seçime girseydi, bu kadar da oy alamazdı. Etrafındaki “Dehdehciler” ile siyaset yapabileceğini sanan SARIGÜL, daha bunun farkında değilken, nasıl olup da ülkede “Yönetime” talip olmaya kalkıyor, anlamak mümkün değil.

Yani “Yüzün kara, seninki benden kara” durumundakiler ile siyaset ve o siyasetin yapıldığı parti, ancak bu kadar olur. Başka bir şey beklemek, abesti, gereksiz iştigaldir, zaman israfıdır.

***

Diğer konu…

Türk Milli Takımı, nüfusu 400 bin olan ve ülke yüzölçümünde ancak bir stadyum yapılabilecek kadar yeri olan ülkenin “Amatörler” kadrosu ile yaptığı maçta 2-2 berabere kaldı.

Maçtan sonra Milli Takımlar Teknik Patronu Fatih TERİM, televizyon kanalına çıktı, elini de duvara dayayarak “Suç bende” anlamına gelecek laflarla beraberliği anlatmaya kalkıştı.

Yüz ifadelerine dikkat ettim. Ağzından çıkan sözleri dikkatle dinlemeye analiz etmeye çalıştım. Sonuçta, gazete haberlerine göre, aldığı maaşın yarısı değerindeki bir takım ile berabere kalan Milli Takımın başında olmaması gerektiğini düşündüm…

Birisi çıkıp Fatih TERİM’e şunu demeli: “Arkadaş, adın her ne kadar ‘Fatih’ ise de Fatih Sultan Mehmet değilsin. Biraz ayakların yere bassın ve her zamanki tavrın olan ‘dünyaları ben yarattım’ tavrından vazgeç. Birkaç başarı göstermek ile “İmparator” olunmaz, sana imparator diyenler de zaten senin kötülüğünü isteyenlerdir” desin…

Desin ve Fatih TERİM de bunu anlasın veya en azından anlamaya çalışsın.

Hiç anlamadığımız (!) halde takımdaki yanlışları biz bile görebiliyorken, sorumlu olanın bunları görmemesi mümkün mü?

Eğer mümkün ise, o kişinin orada olmaması gerekir.

10 EYLÜL 2007