Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Kasım '13

 
Kategori
Tarih
 

Köftehor ve köftehorluk

Köftehor ve köftehorluk
 

Köftehorlzm


Benim çocukluğumda çok kullanılan bir kelime idi köftehor hatta yaramazlık yapan ve hatalı davranan çocuklara bu kelime ile şaka yollu fırça atılırdı. Ama internetten yaptığım bir araştırmada, genel anlamda köftehor köfte ile ilişkilendirilmiş ve köfteyi andıran bir anlam yüklenerek kullanılmıştır. Çoğu açıklamalarda ise Köftehorun Farsça bir deyim ve kullanılan kelimenin aslının güftehor olduğudur. Hor, Farsçada yemek, içmek veya tüketmek anlamına gelmekte, güfte ise söz anlamındadır. Güftehor ise sözünü yiyen sözünden dönen, güvenilir olmayan, namert insanlar için kullanılmış. Dilimize köftehor olarak geçmiştir.

Köftehorun birkaç anlamının da; hor Farsçada yemek içmek tüketmek anlamına geldiğini biliyoruz. Böyle olunca köfte yiyen, köfte tüketen, başka bir değişle köfte seven, belki de ağzının tadını bilen olabilir Köfte de farsçada çiğnenmiş, ezilmiş, dövülmüş anlamında kullanıldığına göre horla birleştirince ezilmişi, çiğnenmişi yiyen olur ki, burada belki de hazıra konan, çiğnemek için bile zahmet etmeyen, hazırcı, tembel anlamına da gelebilir.

Tüm bu açıklamaların yanında;

TDK ise köftehoru; sevgiyle söylenen paylama sözü olarak tanımlamaktadır.

Kimileri köftehoru Türkçe'de karşılığı "dayak yiyen" olan farsça bir deyim olarak açıklıyor. Köfte farsça dövmek anlamına gelen kubiden fiilinden, hor da yemek anlamına gelen khordan fiilinden alınmış olup, birleştirince ortaya dayak yiyen anlamı çıkartılmıştır.

Başka bir tanımı da zina eden karısını affeden adam, hakaret deyimi olarak kullanılmaktadır.

Bir diğeranlamı da hakaret içeren daha çok beyaz kadın ticareti yapanlar için söylenildiğidir.

Köfte yiyen küçük çocuk için kullanılan deyim, türkçe'de "hazırı yiyen, tembel, akıllanmayan tembel" olarak ta kullanılmaktadır.

Osmanlı kanun metnin ve şeri hükümlerinde yer alan "Şeriat huzurunda sabit olsa" kaydıyla birlikte zina cezasına para cezası takdir edilmiştir.

“Zina cezasının uygulaması ise eğer zina kılan ergen (Ergen; baliğ, yani büluğ çağına ermiş bekâr) olursa, bin akçeye dahi ziyadeye gücü yeterse, cürm yüz akçe alına. Eğer orta hallü olursa, altı yüz  akçeye gücü yeterse, cürm elli akçe alına. Andan aşağı dört yüze gücü yeterse, kırk akçe; gayet fakir olsa otuz akçe cürm alına.”

”Eğer avret zina kılsa, şeriat katında sabit olsa, gani olsa, er kınlığın (cürm, yani para cezası, Er kınlığı: erkeklerin verdiği meblağ kadar para cezası manasını ifade eder. “Kınlık” kelimesi, eski Türkçe?de cezalandırmak anlamına gelen “kınamak”tan türetilmiş olup para cezası veya tazminat manasında kullanılmaktadır) vere. Orta hallü yahud fakîre olsa, ergenler gibi olur; kınlığın vere.” Bekâr ile evlinin cezalarının farklı tayin edilmesi klasik fıkıh kitapları anlayışına da uygun bir tasniftir

“Eğer avret zina kılsa, şeriat katında sabit olsa, gani olsa, er kınlığın vere. Orta hallü yahud fakîre olsa, ergenler gibi olur; kınlığın vere.” Yukarıdaki maddelerde bekar ile evlinin cezalarının farklı tayin edilmesi klasik fıkıh kitapları anlayışına uygun bir tasniftir. Diğer yandan, zina eden evli kadının cezasının bir kısmını evli erkeğin cezasına, bir kısmını da bekar erkeğin cezasına ilhak edilmesi ve bunu yaparken de kadının mali durumuna itibar edilmesi ilginçtir. Mezkur anlayışa göre cinsiyet ayrımı, cezanın tayininde değil, cezanın infazındadır.

“Eğer zina yapan avretin malı olsa, eri kabul eylese, köftehor (Köftehor?un kelime manası, köfte yiyen, böbürlenen ve şarlatan demektir (Şemseddin Sami, Kamus-ı Türkî, s. 1206). Burada terim olarak yabancı bir erkeği evine kabul eden kimse anlamına gelmektedir.) kınlığın yüz akçe vere. Yoksul olursa, elli akçe; gayet fakir olursa, kırk ya otuz akçe cürüm alına.”

Eğer avret pezevenklik (pezevenk, farsça bir kelime olup aslı pejvend’dir. Erkeklere kadın bularak yolsuz birleşmelere aracılık eden kimse) eylese, kadı ta?zir ura, ne kadar mâ-yerâhu. (takdir ettiği kadar demektir ki, burada kadı?nın takdir hakkını ifade etmektedir.) Ağaç (Burada ağaç sopa olup, Kadı’nın belirlediği sopa cezası para cezasına tahvil edilerek infaz edilmektedir.) başına bir akçe cürüm alına.

Kadın zina yaptığında evlilik devam edebilirdi, koca karısına verilen cezaya ek olarak "köftehor", yani aldatılmayı kabul edenin cezasını da ödemeliydi.

Osmanlıda Fuhuşa aracı olanın cezası, kâdının takdirine/ta'zir bırakılmış olup, fuhuş yapan kadın ile iktidarsız, cinsel gücünü kaybetmiş Osmanlı erkeğinin de karısının cinselliğini başka erkeklerle yaşamasına icaet (izin) vermesine ayrıca köftehorluk yapmak denildiği bilinmektedir.

Nizamettin BİBER

 

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..