- Kategori
- Gündelik Yaşam
Komen!.. komen!..

Bang.. bang.. bang.. ölsenee!.." diye bağırdı birden...
Tekirdağ'ın eski sokak içlerinde eski ahşap evlere baka baka yürüyorken;..
"Bang.. bang.. bang!..." diye bağıran ince tiz bir ses duydum...
Durdum.
Etrafa bakınıp sesin geldiği yeri aradım.
Altı yaşlarında... üzerinde yukarı kadar çekildiği için paçaları kısalmış bir eşofman altı ve kolları uzun gelen bisiklet yakalı gri bir siwit giymiş sarışın bir erkek çocuğu, iki katlı taş bir evin bahçesinde elindeki plastik bir su tabancasıyla beraber oyun oynuyordu.
Etrafına rasgele sular fışkırtıyordu çıldırmış gibi... duvarlara.. avlunun tahtalarına.. ara sıra da önüne tutuyordu çişini yapıyormuşcasına.
Güldüm kendi kendime:))
Birden beni gördü.. hay görmez olsaydı.. hiç bozuntuya vermeden geçmeye çalıştım. Ama yanından geçerken dik dik bana baktığını hissettim ve ben de bakmak zorunda kaldım.. bununla beraber aklıma gelen başıma geldi.
Elindeki su tabancasını bana doğrultarak tiz bir sesle "bang bang... bang!.. diyerek bağırmaya başladı..
Üzerime sular fışkırtıyordu.
"Eyvah! dedim içimden yandım ben!...
Gülümsedim. Ama içimden de kızıyordum. Hava her ne kadar baharı andırsa da... soğuktu!
" Yapma çocuğum" dedim kibarca... hadi oyna sen:)
- Bang bang!!.. diyerek tahta avlunun arkasına saklandı...
"Yapmaaa" dedim tekrar kararlı bir sesle.
Kikirdedi.. ama vazgeçmiş değil..
Bang... bang... bang!...
Baktım olmayacak,
"Aahh! dedim mahsuscuktan bu kez. Vuruldum! elimle göğsümü tuttum. "bak n'aptın?" Hayali kurşun sıyrığını ona gösterişime güldü.
Allahım ne yapıyorum ben ya? diye sordum kendime... şaşırıyorum galiba!...
Çocuk alabildiğine mutlu.. daha da kikirdedi..
Oyunu uzatsam beni asla bırakmayacak gibi...
Bang.. bang... bang... ölseneee !.. diye bağırdı birden.
" Hah tamam oldu" dedim içimden.. sıkıldım ben gidiyorum" Elinde su tabancası dikildi kaldı arkamda.. hani gerçekten oynamak isterdim ama bakındım ölecek yer de yok. Bir çimenlik falan olsa ayaklarımın altında, öleceğim... seni mi kıracağım yani?
Arkamı dönüp giderken aklıma çocukluğumda oynadıgım buna benzer bir oyun geldi.
Komen!....
Yetmişli yıllara denk geliyor..
Türkiye için kayıp olan yıllar..
İdamların, iktidar kavgalarının,
Uçurulan barış güvercininin,
Kıbrıs çıkartmasının..
İspanyol paçaların, erkeklerde uzun saçların... üniversitelerde yaşanan sağcı- solcu kavgaların. ****
Biz daha küçücüğüz henüz.
Zorla yatırılan öğle uykularında gizli gizli Teksas, Tommiks, Tom braks, Red-kit, resimli fotoromanlar falan okuyoruz. Arkadaşlarla değiş-tokuş yapıyoruz
Her neyse;
Komen'in anlamı ne hiç bilmiyoruz.. o zamanlar düşünmedik bile.. Kim çıkarttı, nereden geldi bu oyun bilmezdik.
Komen" iki grup halinde çığlık çığlığa oynanan bir oyundu.
Daha gruplaşmada başlardı kavgalarımız.
Liderler belliydi zaten. (Hiçbir zaman lider olamadım ona yanarım.)
İki lider karşılıklı durur, adımlar sayılmaya başlanır; aldım verdim ben seni yendim.. alamazsın veremezsin sen beni yenemezsin" diyerek kendileri için en güçlü grupları oluşturmaya çalışırlardı.. "ama sen de hep iyileri aldın bana bırakmadın" gibi masum tartışmalar çıkardı arada.
Oyunların en zevklisi ve en korkuncuydu.
Vurulup da öleceğim diye aklım giderdi. Onun için hep en ücra köşelere saklanırdım.
Akşamın karanlığına, annelerimiz bizi akşam yemeğine çağırana dek oynardık.
Ellerimizde plastik tabanca yerine kısa çomaklar olurdu.. çomak bulamayanlar ellerini kullanırdı... ve etrafa dağılıp saklanırdık. Bulundugumuz yerden başımızı çıkartır ( gövdemizi çıkartmadan) düşmanlarımızı ( karşı grup) öldürmeye çalışırdık.. bazen vurdugumuz halde ölmeyen arkadaşlarımız olurdu ve kavgalar çıkardı bu yüzden...
Komen.. komen.. komen..!!
" Kızım!! vurdum ben seni kalbinden yaa... ölsene!.. arkadaşına dönüp;abi ölmüyo bu yaa..."
" Hayır vuramadın sen beni .. sen tam ateş ettin ben saklandım o anda.. ıska geçtin ooluuuum ıskaa.!!!
"mızıkçılık yapma işte. Vuruldun o kadar!
" Valla oynamam bi da seninle.. oynatmayın şunu kızı bi daha ya.. anlamıyo bu.. hem de mızıkçı...
Kimisi daha oyunun en başından yenilgiyi kabullenir vurulup oyundan çıkardı. Kimini de öldür allah aradığımız halde bulamazdık. Arayıp da bulamadıklarımız Evlere saklananlardı..
O zamandan bu yana hiçbirşey değişmedi. Hala insanlar birbirini öldürmeye, arkasından kuyu kazmaya çalışıyor.
Hala iktidar kavgaları var.
Dünyayı hala paylaşamıyoruz.
Açlık sınırı yükseldi..
"Medeniyet" dediğin tek dişli canavar bizi ele geçirdi..
Aşkın masumiyeti bozuldu.
Hiçbirşey şarkılardaki gibi değil.
**
Çocuğun arkamda gittikçe azalan tiz sesi..
O "bang.. bang..." diyor, ben "komen komen.." diyorum içimden.
Kimbilir yine kimi öldürüyor:))
Aklımda çocuk oyunlarım.. Teksas Tombiks'lerim
Gülümseye gülümseye çıkıyorum yokuşu.
Karşıdan gören deli diyecek bana.
Boşveer !!
"Eski zaman olur ya şimdi!
Döneriz sokaklara
Hiç büyümemiş gibi.."