Konak Belediyesi (2)

Konak Belediyesi başlıklı yazıma cevap geldi. Yazımı okuduklarından değil. Bilgi edinme birimine başvurumun cevabı bu.

''İzinli olsada'', çevreyi gün boyu rahatsız edecek şekilde asfaltın kırılması şikayetine, Konak Belediyesince cevap verecek mercinin Zabıta Müdürlüğü olduğu anlaşıldı.

Bilenler bilmeyenlere duyursun. Bilenler arasında çekilecek kurada sınırsız kazı ruhsatı verilecekti. Alınan cevaptan sonra herkes kazı yapabilir. ''Çekiliş'in'' anlamı kalmadı. Ayrıca kazınızı her türlü alet, iş makinası, patlayıcı gibi yardımcılarla yapabilirsiniz. Yeter ki belediye birimine kazı harcı yatırmanız yeterli. Harç yatırdığınızda nereyi kazıyorsun? neyle kazacaksın? yaptığın kazı yeraltındaki diğer altyapılara zarar verirmi? gibi sorulara muhatap olmayacağınıza garanti verilebilir.(Geçmişte Telekom müteahhitleri şehrin ana su borusunu delmişlerdi ve şehir bir müddet susuz kalmıştı. Mahkemelik oldular sonrasında olay kapandı, olan vatandaşa oldu.)

Belediye birimine ''matkap ile asfalt delinemeyeceğini'' yazmıştım. Bir buçuk gün, İzmir'in sıcağında bu gürültüyü çektiğimizi belirtmiştim. İlk aldığım cevap Halkla İlişkiler Müdürlüğünden geldi. Başvurumun ''İlgisi nedeniyle Zabıta Müdürlüğüne havale edilmiştir'' bilgisini aldım. Sonra yine aynı müdürlüğün yazısında ''Zabıta Müdürlüğünce incelenmiş olup, 'konu inşaatta yapılan kontrolde inşaat sahibinin ilgili kurumlardan yapılan çalışmalarla ilgili izinleri almış olduğu tespit edilmiştir' denilmektedir.'' cevabını aldım.

Arkadaş pişkinliğe bak! Ben ne sordum, aldığım cevap ne. Demekki izin almadan kazı yapanlar var. Şehrin göbeğinde define arayanlar da var demekki.

Harç yatırıp, izin almanızı müteakip, dilekçede belirttiğiniz her yerde kazı yapabilir, kazı için hertürlü materyali kullanabilirsiniz. (Patlayıcı dahil). AYKOME'nin şehrin adreslerini birebir bildiğini zannetmiyorum. İsterseniz Cumhuriyet Meydanı'nda bile kazı yapabilirsiniz. İDDİA'ya var mısınız?

Kazı yapıldıktan sonra üzerine dökülecek asfaltın çökmemesi için; önce kum, sonra mıcır ve çökmeyi engeleyecek tuğla ve üstüne boru, kablo ne döşeyecekseniz. Üstüne tekrar kum ve mıcır. Kurallar böyle olmasını gerektiriyor. Ama sokak ya da caddelerde yapılan tüm kazılara bir bakın, bu yöntem kullanılıyormu: HAYIR.

Sonra ne mi oluyor? Bahsedilen şekilde kapatılmamış kanallar bir güzel asfaltlanıyor. Aradan çok geçmeden su ve ağır yük etkisiyle asfalt çöküyor. Onarımın parası kimden çıkıyor dersiniz: SİZDEN.

İşin ilginç yanı, Belediyenin kontrol noksanlığından, vurdumduymazlığından kaynaklanan bu tür onarımları dışarıya yaptırması. Yani "ÜÇÜNCÜ KİŞİYE İHALE'' etmesi. Ne güzel değil mi? Eksik iş yapana rücu ettirme. Kendinde yapma, dışarıdan birisine para karşılığı yaptır. Belediyenin paraları nereye gidiyor? Aslında bu vatandaşın parası!

Müfettişler bu tür onarımları bir incelese neler çıkacak neler. Bir de vatandaştan çalınan paranın değeri.

Son yıllarda İzmir'de Belediyeciliğin iflas ettiği görülüyor. Başkanlardan mı kaynaklanıyor, bürokratlardan mı? İvedi araştırılmalı. Bu gidişle birilerinin sonu geliyor gibi. Ayak seslerini şimdiden duyuyorum.