Köşe yazarları köşe yazısı yazmasınlar

Neden diye soracak olursanız bizim önümüzü kapatıyorlar.

Bu görüşe tamamen katılıyorum.

Sade ben mi Abuzittin de katılıyor bu karara.

Lütfen, “kim bu Abuzittin?” diye sormayın.

Abuzittin her akşam köşe başında beni elinde boş bir şarap şişesiyle karşılayıp da; “Ben dememiş miydim” diye karşılayan bizim sokağın sakinlerinden.

Nasıl sinir oluyordum onun o tavırlarına. Haklıymış.

Bana her akşam; “Sizin önünüzü şu köşe yazarları tıkıyor. Onların ayağını kaydırmaya bakın” deyip duruyordu. Ben de “Onlar olmasa biz yaşayamayız” falan deyip duruyordum.

Nasıl söylerim blog yazarları köşe yazarlarından rahatsız. Önlerini tıkıyorlar, yazmasınlar diye. Neme lazım bloglara savaş mavaş açarlar yazdırmazlar bize sonra.

Bir büyüğümüz duygularımıza tercüman oldu da rahatladım.

Bir takım medyadan sonra ortaya çıkan bir takım köşe yazarları kesinlikle bizim önümüzü tıkayıp okunmamamız için sürekli gündemi değiştiriyorlar.

Yetişemiyoruz.

Yetişemediğimiz için de yazılarımız saniyen eskiyor ve okunmuyor.

Haklı değil miyiz?

Bu gündemi sık sık değiştirip kafamızı karıştıran köşe yazarlarından şikâyetçi olmaktan.

Aslında hani kuşlardan, böceklerden, denizlerden, havadan sudan yazacaklar yazmasına da o da gündeme bomba gibi oturup değiştiriverir diye mi korkuyorlar bilmiyorum.

Göllerimiz deseler kuruta kuruta göller bitti, bu kez sorumluları aranacak yok o olmaz.

Vapurlardan, gemilerden söz açacaklar üç tarafı deniz olan memlekette öyle bir şey yok. Köprüler var otoyollar var. O da olmaz.

Trenler deseler, hızlısı çıktı raylar dayanmıyor alt yapı yok.

Akarsular deseler yazın kuruyan derelere bile elektrik santralleri kurulmaya başlandı, başlanacak. O da olmaz.

Kelebekler, arılar deseler valla onlar da toptan intihar ediyorlar.

Kuşlar, yerleri yurtları olan ağaçlar ağlayarak betonlara feda ediliyor.

Örnekleri çoğaltabiliriz.

Anlayacağımız bu köşe yazarları neye el atsalar gündemi değiştiriyorlar.

Hem de bizim gelişmemizi engelliyorlar.

Sussunlar, konuşmasınlar biz konuşalım.

Hem de artarak, çoğalarak konuşalım.

Bakalım ne olacak?