Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Haziran '11

 
Kategori
Deneme
 

Kötü okuyucu olmak

Kötü okuyucu olmak
 

Okumaya ya da kitaba bağımlı insan gördünüz mü hiç? Sürekli bir şeyler okumak zorunda hissedenler az sayıda değildir aramızda… Bu okumak kavramı ile açıklanabilecek bir şey değil. Bu bir çeşit kendinden kaçış, bir çeşit kendini unutmak… Bir çeşit gerçek yaşam ile arana duvarlar örmek… Belki de bulunamayan mutluluğun anahtarı aranıyor sayfalarda… Gerçi kimseye zarar verdiklerini görmedim daha…

Bana göre okumanın temeli öğrenmek/gelişmek/ ve birazda eğlenmek olmalı… Örnek felsefeyle ilgili bir konuda kendinizi eksik hissediyorsunuz diyelim; Zaten hangi kitaba el atsanız kendinizi metafizik ile materyalizmin on bin yılların tartışmaları içinde bulursunuz. İkisinden birini seçtiniz diyelim; Onların geçmişini ararsınız ve çağımızdaki temsilcilerine ulaşırsınız… Bireye etkileri için sanata yansımalarını, sanatı değiştirmelerini okursunuz. Siyasete etkileri için tarihi bilmek zorunda kalabilirsiniz… Ekonomiye, sosyolojiye, toplumların gelişimine bakabilirsiniz… Ve bu işler olurken siz zaten şekillenmeye başlarsınız. Önemli olan sizin ilginizi çeken, sizi oluşturan düşüncelerin tarihini bilmek, günümüzdeki sınırlarını yakalayabilmektir… Bireyin ve toplumun üzerindeki etkilerini bilmek hatta sezebilmektir. Bundan sonrası size kalmıştır. İster siz devam ettirirsiniz o sınırların ötesine geçmeyi, isterseniz öncüleri destekler, takip eder, alkışlarsınız.

Önemli saydığım şey insanlığın bu güne kadar kendini ve evreni algılamak için iki yol izlediğini, bu günkü var olan her düşüncenin kaynağının oraya dayandığını bilmektir… Sonra bu iki düşünceye sahip çıkanların ayrı ayrı sanat, inanç ve düşünce sistemleri (sınıf bilinci, siyasal ayrışma) geliştirdiklerini biliriz zaten. Bu arada seçim yapılır bizi en çok ne etkilerse. Okumak ve gelişim buna göre şekillenir… Bu düzlemde yaşam boyu okuma alışkanlığını hep alkışlarım… İzlediğiniz yolda olanları ve sizi sınırlara taşıyacak olanları, sınırları geçtiğine inandığınız kişilerin kitaplarını okumanızı elbet isterim…

Önüne gelen her kitaba ve düşünceye saldırmak insan beynini allak bullak etmekten başka bir işe yaramaz bana göre. Ancak hangi kitap olursa olsun sizi gerçeklikten koparıyorsa, insanlar ile aranıza görünmez bağlar çekiyorsa bence okumak zarar veriyor denilebilir…

Anlaşılamamak, bilincin yükselmesi, halkın üzerinde olmak ayrı ayrı tartışılabilir. Burada yapılan işten mutlu olmayı, gelişirken öğrenirken eğlenmeyi öneriyorum ben… Kendi başına bir dünya kurup, görev bilinciyle, okumak zorunda olma sorumluluğuna kapılmaya karşı çıkıyorum. Eline ne geçerse geçsin kafaya doldurmaya karşıyım. Abur cubur bilgileri evirip çevirip yeni hiçbir şey vermeden yazılan kitapların anlamsızlığından söz ediyorum. İnsanlar şu okumuş olmak/görünmek isteminden kurtulmalı diyorum. Okuyor olmanın/görünmenin asıl nedenlerinden birisi kendimizi unutmak diyorum. Unuturken de en akılcı yolu izleyip, hatta diğer insanlara tepeden bakabilmeyi sağlayan küçümsenmeyecek bir unutma yöntemidir okuma bağımlığı diyorum…

Okumanın yaşamla ve yaşam kalitesi ile doğrudan ilgisini kurmak istiyorum. Bu bağ kurmak (sayı hiç önemli değil) düşündüğünü aktarmak (sayı hiç önemli değil) ve yeni düşünceler üretmek hatta yaymak şeklinde olabilir… 

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..