- Kategori
- Bilim
Kritik Kütle Gizemi
Bir artı bir eşittir iki etmez gerçek hayatta. Bu basit toplama işlemindeki büyük sırrı rakamlar ve sembollerden oluşan matematik dili -ne yazık ki- tek başına açıklama yeteneğine sahip değildir. Fakat -ne hikmetse- modern bilim ve teknolojiden yoksun atalarımız bu sırrın şifresini içgörüleri sayesinde şu özdeyişle aktarmışlar bizlere: “Bir elin nesi var, iki elin sesi var.”
Öyle ya... (1 + 1 = 2) işlemi matematiksel olarak doğrudur; ama eksiktir. Çünkü "Bir bütün kendisini oluşturan parçaların toplamından daha fazladır."
Tek başına bir elin sesi yoktur; fakat iki el birlikte çalışınca en azından bir alkış sesi çıkarırlar. Demek ki tek tek hiçbirinde var olmayan şey, ikisi birbiriyle çarpışınca ortaya çıkmaktadır. Bu fazlalığa “artı değer” adını koydum ben. Öyleyse işlemimiz en azından şöyle yazılmalıdır: ( 1 + 1 = 2+)
Örnekleri çoğaltalım...
Elinizdeki son model cep telefonu 70 farklı patente sahip yaklaşık 400 parçadan oluşuyor. Tüm parçalarını ayırın ve içlerini teker teker arayın. Göreceğiniz şey metallerin, kristallerin, silikonun ve diğer elementlerin işlenmiş biçimleridir. İlginçtir, hiçbirinin içinde sizi dünyaya bağlayan ve telefonu telefon yapan o fazlalığı, o ses transferi yapan mekanizmayı bulamazsınız. Fakat bu 400 parçadan sadece 40 tanesi bir araya geldiğinde sizi bir diğer cihaza bağlayabiliyor; ama parça sayısı arttıkça görüntü ve ses kaydetmeden tutun da internete bağlanma ve bluetooth (mavi-diş) özelliklerine kadar onlarca yeteneğe sahip olabiliyor.
Keza...
64 parçadan oluşan bir senfoni orkestrasının hiçbir enstrümanı tek başına icra edilen eseri bünyesinde barındırmaz. Fakat, örneğin Mozart’tan upuzun bir eseri hep birlikte -bir artı değer olarak- ortaya çıkarabilirler.
Yerçekimi bir başka artı değerdir...
İstanbul’u 50 kilometre yerin altına kadar oyup uzaya çıkarın. Sonra üzerine çıkıp elinizdeki elmayı bırakın. Elma İstanbul’a düşmez, boşlukta asılı kalır. Çünkü İstanbul yerçekimine sahip olmak için gereken kritik kütlesini kaybetmiştir. Zira bir kara parçasının yerçekimine sahip olması için enine-boyuna 200 kilometre çapta bir kütlesi olması gerekir. O nedenle meteorların ve göktaşlarının yerçekimi yoktur. Öyleyse Ege Bölgesi’ni oyup uzaya çıkarırsanız, yerçekimini kaybetmez. Hatta yavaş yavaş yuvarlaklaşmaya başlar. Ve zamanla bir artı değer daha kazanarak, kendi ekseni etrafında dönmeye başlar.
İndirgeyici ve matematiksel mantık güvenilir bir akıl yolu olabilir; fakat eksikleri yok değildir. Bu konuda sizi epeyce düşündüreceğini sezdiğim son örnek de –umarım- şu soruyla açılım bulur:
İçgörü, ilham veya bir şeyi aniden bilme hâli acaba kritik kütleye ulaşmış bilgi veya deneyimlerimizin zihnimizde ortaya çıkardığı bir artı değer olabilir mi?..
Kritik kütlesini aşan düşüncelerle, sağlıcakla kalın...
.....................................................................................
* Kadın-erkek sayısı eşit ve "dokunulabilir" Meclis istiyoruz!
.....................................................................................