- Kategori
- Kitap
Küçük kitabın büyük yalanları!

Kitabın adı: Ermeni Soykırımı-Ermenikırım
Yazarı:Nikolay Hovhannisyan
Pencere yayınları 2. Baskı..
Künyesini verdiğim bu kitabı önceki gün kitap fuarından aldım.
Konu tarihçiler ve siyasiler arasında ve uluslararası düzeyde tartışılıyor.
Bir de Ermeni cephesinden olaya bakmak için, bu küçük kitabı aldım ve okudum.
İlk kanaatimi hemen belirtmem gerekirse;Kitap tam bir diaspora hezayanı..
Türkiyedeki Ermenilerin, Ermeni hadiselerine böylesine abartılı, çelişkili ve iftiralarla dolu bir nefretle bakacaklarına inanmıyorum çünkü..
Yazar, Türkçe baskıya önsözünde, Ermeni hadiselerinin sorumlusunun Jön Türkler olduğunu, bu bakımdan, "..kitabın Türk milletine karşı olmadığının ve ona karşı nefret duygularıyla dolu olmadığının altını çizmek isteriz.." gibi bir iyi niyet abidesi olarak sunuluyorsa da, ilerki sahifelerde aslında tam da Türk milletinin tarihine ve varlığına duyulan "nefret" in eseri olduğu ortaya çıkıyor.
Yazar, "Bozacının şahidi şıracıdır" misali, çelişkilerle ve iftiralarla dolu iddialarına Arap milliyetçisi tarihçileri de ortak etmeyi ihmal etmiyor.Buna tüm Türk tarihi ve özellikle II.Abdülhamit Han'dan itibaren Osmanlı tarihi, kan içicilerin, vurguncuların, işgal ve talancıların tarihidir;
"Altaylar ve Orta asyadan gelen Türk göçebe boyları, akın üzerine akınlarla, yollarının üzerindeki köy ve kasabaları yıkarak, sanatsal anıtları tahrip ederek, barışçıl nüfusu tutsak edip köleleştirerek İran, Mezopotamya, Anadolu ve Kafkasları istila etmiştir."
Üstelik istilaya ve kıyıma uğrayan halklar, Bizanslılar da dahil olmak üzere bu topraklarına "sığırlarını otlatmaya gelen Araplar, Persler, Ermeniler, Gürcüler ve diğerleri.." (s.37)
Tarihi yaklaşımdaki objectifliğe (!) şapka çıkarmamak mümkün değil..!
Aynı yazar, bir kaç sayfa öncesinde Ermeni tarihini anlatırken şunları söylemişti oysa: "Ermenistan, I.Artaxias'ın torunu, Büyük Tigran olarak bilinen II.Tigran'ın(İ.Ö 95-55) hakimiyeti altında güçünün zirvesine ulaşmıştır.Asıl Ermeni topraklarının birleşik Ermeni devleti sınırları içinde bütünleşmesini, sonra da komşu krallıkların "istilasını" tamaladı.Ermeni İmparatorluğu, Med(Atropatene), Kuzey Mezopotamya, Suriye, Lübnan, Filistin, İsrail gibi ülkeleri içine aldı.İmparatorluğun sınırları Mısıra kadar genişledi.Partiya Kralı, Büyük Tigran'a "kralaların kralı" unvanını taktı..(s.34)
Saltanat sürdüğü 33 yıl içerisinde İmparatorluğu kurtlar sofrasına yem olmaktan koruyan II.Abdülhamit Han için de şunları söylüyor yazar:
"Siyasi infazlar ve kitlesel cinayetler döneme özgü özelliklerden biri oldu.Kardeşlerinin ve aile üyelerinin tümünü öldürmekle işe başlayan Abdülhamit..." şu tarihi yalana bakın..!
Belli ki diaspora, dünyaya bir "soykırım" yutturmak için, öncelikle işi Türk'ün tarihinden başlatıyor.Yani diyorlar ki, "bu Türkler adam keser, istila eder, kan döker;o halde neden Ermeni kanını da dökmüş olmasın.."
Oysa Ermeniler yüzyıllarca Osmanlı içerisinde özgürce ve huzur içerisinde yaşamışlardı.Ta ki, Rus aldatmalarına kanıp devletlerine ihanet edinceye kadar.
Ama bu sözde tarihçi yazar almış sazı eline bir kere;tüm Osmanlı tarihi boyunca Ermenilerin ata binmesi bile yasakmış, yolda yürürken bile Türklere yol vermek zorundalarmış...
Yazar aslında, tarihin hiç olmamasını dilediğimiz bir hakikatini de öylesine çarpıtmış ki, nerdeyse İttihat ve Terakkinin tehcirine hak vermek geliyor insanın içinden.Yazara göre tehcir diye bir şey yok.Planlanmış cinayetler dizini var.Nerdeyse tüm Ermeniler öldürülmüş...
Ama diasporada yaşayan bunca Ermeninin nasıl meydana geldiğini söylemiyor tabii..
Tarihçi(!)yazar, bu dünyada eşi benzeri olmayan "katliam" ın ortakları olarak da Kürtleri ve Çerkesleri görüyor.Arap ırkçılarını ise öve öve bitiremiyor..
Aslında kitapla ilgili söylenecek çok şey var ama fazla uzatmak istemiyorum.
Sonuç olarak şunu söyleyebilirim ki, Ermeni diasporası ve tüm dünya bu adamlar tarafından böylesine zehirleniyorsa, tarih böylesine çarpıtılıyorsa, bunca iftiralar atılıyorsa, dünya devletlerinin bize karşı olmalarına şaşmamak gerek..
Bugün Fransa'da, Sözde soykırımı reddetmenin suç sayıldığı bir gerçekken, bu kitabın bizim ülkemizde yayınlanmış olması da bizim tarihi, örfi ve dini hoşgörümüzün bir sonucu olarak görülmelidir.
Ülkemiz Ermenileri de, her halükarda, bu tarz tuzukuru diasporanın tarihe atılmış çamurlarına aldanmayıp tarihi gerçekleri kendi elleriyle araştırmalıdır.
İttihat ve Terakki ırkçılığının koca bir devleti parçalarken, bir çok insanın canını yakmasından Türklerin alacağı dersler olmalıdır.
Kendimiz ve tarihimiz hakkında sözü başkalarına bırakmamalıyız.İster Türk, ister Kürt, ister Ermeni...bu ülkede yaşayanlar ve yaşayacak olanlar bizleriz çünkü.