Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

17 Ekim '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kukuriku

Kukuriku
 

Kukuriku


Bedensel bir kültürün sarmalında, bedenci olma, oldurma, olabilme, görünme duygularından her ne hikmetse uzaklaşamıyoruz.

Bu şekilsel durumlardan toplum olarak çok hoşlanıyoruz. Ancak bu şekiller hasıl olurken, epey bir emek verildiği projeler üretildiği, mesailer harcandığı ortada .!

Kostümler, kostümleri taşıyanlar, renkler, şekiller amansız bir halde gözlerimize pompalanıyor biteviye... İşin özünü kaçırıyor... Bedenci’ nin gözünden, bedeni tahlil etmeye özendiriliyoruz.

Bedeni, bedenci bir kültürü öne çıkaran çok farklı ve yoğun yan etkilerle kuşatılmışız ...!

Göynük ilçesinde çekilen Kukuriku filmi için, özel bir film platosu, doksan adeti yerel köylü oyunculara, kırk tanesi de film oyuncularına dikilmek üzere kostüm sipariş edilmiş.

Film için gerekli olan kostümler oyuncuların beden ölçülerinden daha ziyade filmin konusuna münhasır özelliklerle donatıldığı çok aşikar.

Bedeni öne çıkaran çok cesaretli kostümler var içlerinde. Yerel basınımız filmin aktristlerini, özel bir şekilde kadrajlarına alarak fotoğraflamışlar.

Amazon Zeyna’nın dahi giyerken tereddüt geçireceği türden kıyafetler bunlar.

Film afişindeki evrim teorisini çağrıştıran değişimin son halkasında, “Amazon” kadın figürü ise enteresan bir görüntü oluşturmuş.

Kukuriku filminin afişinde kutsal sopayı yerinde görünce; Amorcord filmindeki “M” harfi üzerine konuşlandırılan bedeni ve bedenci zihniyeti anımsadım.

Frederico Fellini’nin filmindeki, bisiklete binen kadınların yakın çekim planları göz kameramın önüne geliverdi... Genç çocuğun aşık olduğu, beden ölçüleri hayli büyük, hatları yuvarlak filmin karakterlerinden olan kadın belleğimi sıyırdı mesela.

Trajikomik bir filmdi Amarcord... Kukuriku’ da ihtimal öyle gibi.

Bu nevi filmlerden keyif alacağımız kadar, vereceği dersler de çok önemli.

Bedenci zihniyetin, bedensel film dilinden bakalım ne dersler çıkaracağız. Neler alıp neler vereceğiz hep beraber göreceğiz.

Bedensel bakış açılarımız, afişlere, fotoğraflara yansımış hallerinde kurnazca gülümsüyor. ” Domates Güzeli ” betimlemesi “ Kukuriku ” nun önünde yuvarlak kırmızı görüntüsüyle havasını atıyor.

Bir filmi iki saat izlemek, yıllar sonra hayattan edinebileceğimiz tecrübelerin kestirme yollarından sayılır.

Bir başka açıdan bakıldığında, Bolu ve ilçelerimizde çekilen filmlerin, ekonomi, sosyal, kültürel ve en önemlisi bölgenin tanıtımında büyük katkısının olacağını düşünmüyor değilim.

Film çekilirken, platformun, kostümlerin, oyuncuların, renklerin filmin konusunun yerel ile entegre olabileceğini, böylece sayısız yararlarının olacağını öngörürüm.

Yine Göynük’ te çekilen, “Anka Kuşu” filmi; özlenen geleceğe kanat çırpmak, yuvalara kol kanat germek, iyiler dünyasına mektup yazmak gibi mesajlar verebilmiş,

Yine bu filmin galasında bir yazar Bolu şehrimiz için “tebessüm ederek haykıran farklı bir atmosferi var” cümlesini kurabilmişti.

Yıllar önce Yedigöller’de çekilen Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler filmi bitip, ekibin Mengen’ de mola verdiğinde Süleyman Turan ile çocukların yaptığı sohbeti bir eğitimci olarak çok beğenmiş, çocukların mutlu yüzlerini görebilmiştim.

Bolu şehrimizin ünlü Kızılderilisi Sayın Sabahattin Kalaycıoğlu, bir film galasında “Bolu halkı ve kabilem adına hoş geldiniz. Türkiye' nin turizmi bu okun hedefleri arasında olacak ve turizm patlayacak” demişti.

1966 yılında Bolu’ da çekilen ve Yılmaz Güney’in oynadığı “Kovboy Ali” filmi hala konuşulur. Dillerden düşmeyen hikayelerini bire bir yaşayan, dinleyen azımsanmayacak bir kesimde mevcuttur.

Beden Eğitimci ile Bedenci muhabbetinden nerelere geldik.

Kukuriku’ nun kutsal Sopası... Anka Kuşu’nun kanatları... Pamuk Prenses ve Yedi Cücelerin Korkuluk’ u bizleri korkutmasın !

Film iyi bir şeydir sonuçta... Gitmek görmek, izlemek lazım illa...

İster bedensel temalar içersin, ister eğitim mahiyetli ağır romanlar olsun.

Bolu ve ilçeleri için Turizm diyor isek... Bu film ekiplerini, yönetmenlerini de bir şekilde tanımak, bu işin ruhuna inmek gerekiyor.

İlgili, ilintili olan herkesin, her kurumun, insan kaynakları ve veya sosyal birimlerinin bu konuda kafa yormaları.

Milli Eğitimimizin, öğrencilerimizin, velilerimizin, beden eğitimci ile bedenci çelişkisini de mutlaka görmeleri gerekmiyor mu?

 
Toplam blog
: 62
: 690
Kayıt tarihi
: 04.01.07
 
 

Aşçıları ile ünlü Mengen doğumluyum. Beden Eğitimi Öğretmeni, güzel sanatlara ilgili, sporu mesle..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara