Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ekim '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Çingene Perhan Emir Kusturica'yı asla unutmayacak

Çingene Perhan Emir Kusturica'yı asla unutmayacak
 

çingene Perhan


Emir Kustrica Antalya jüri üyeliğinden istifa ettiği haberini okudum, bu haftaki yazıma başlamadan evvel.

Aslında gündeme dair yazılması gereken çok şeyler vardı.

Yerele ait yazmak bir iki polemik yaratmak, rayting beklentilerinde tıklanmaya yönelik ardışık ince hesaplar dururken, iller ötesine yazmak pek akla yakın durmayabilir.!

Bu coğrafyada yaşıyorken, olanlardan doğrular çıkarıp, gerçeğe ulaştıracak empati seanslarından da uzak durmamak gerek.

Yerelimizde bunu becerebilen çok az sayıda yazar, kalem var. Keyifli diller, oynak parmaklar, empati becerisi yüksek, öngörülü ve soylu cümleler kullanan önemli köşe yazarlarımız var.

Neyse konumuza dönelim. Şu ünlü Emir Kusturica ile ilgili bir iki cümle de biz edelim.

Önemli bir müzisyen, dikkat çekici bir film ustası bu şahsiyet.

Filmlerinin anlatım diline hiçbir şey söylemem. Tekniğim, aklım, bilgim, eğitimim buna kifayet etmez. Film eleştirmeni değilim velhasıl.

Her yönetmeni olduğu gibi, filmlerini izler bundan dersler çıkarmaya bakarım sadece.

Filmini eleştirir ya da beğenirim. Buraya kadar hiçbir problem yaşamam. Film de verdiği mesajlara teslim olmaya, senaryosunda yaşattığı travmalara direnmeye, genel içeriğinden dersler çıkarmaya özenirim.

Lakin; Bosna’da tecavüze uğrayan kadınlar için kullandığı iddia edilen “Meseleyi abartıyorsunuz, hamile kalanlar kürtaj olsun” ifadeleri, bu sanatçı ile ilgili düşüncelerimi yeniden gözden geçirmeme hasıl olmuştur.

Bu pespaye cümleyi kurma kardeşim... Kurma...! Film ve müzik birikimin ne güne duruyor...

Cümleler kurna gibidir. Musluğu açtın mı. Sıcaksa yanar, soğuksa üşürsün.

Üşütürsün... Yakarsın...!Ya eli, ya da vicdanı yaralar alev topuna dönüşürsün...

Filminde, müziğinde anlat. Bir şekilde bir yol, bir kapı, bir senaryo o her ne ise o...

Beslendiğin, beslediğin sanatının diliyle anlatmaya çalış bunu.

Hamile kadınların, savunmasız insanların taciz ve tecavüz sahnelerini çek mesela... Sonra kürtaj olmaları gerektiği mesajını ver filmlerinde...!

Kürtaj olmaları için Amerikan hastanelerinin jeneriğini sunabilirsin fragmanlarında.

Sırp hastanelerinde yer yok görüntüsü, yerimiz kalmadı imajı ver. Sonra keyifle vizör’ünden izle...!

Bak bakalım ne kadar izleniyorsun, ne kadar eleştiriliyorsun bir görelim.

Sanat bu kadar önemli iken bu kadar ayağa söze düşürülmemeli.

Sanatın dilini kullanmak varken, kendi dilini jargonunu öne çıkarmak da neyin nesi.

Türkiye’ye çay içmeye gelmiş. Kahve demeye neden dilin varmıyor. Kırk yıllık hatırı, insanlığı, kelime aralarındaki aşağılamayı, ırkçılığı sezmeyeceğimiz mi.?Sanılıyor.!

Aldanıyor.

Aldanmayanlar, onurlu ve duyarsız kalamayanlar güncel tepkilerini verdiler. Bakan Günay kibar ve net bir şekilde tavrını koydu.

Kadir İnanır abimiz destek mesajı vermiş, Emir Kusturica’ya. Ahmet Kaya içinde destek verdiğini açıkladığını duyduğumda ise, çatallar atılmış, ünlü müzisyenimiz çoktan rahmetli olmuştu.

Aynı desteği İzmir’den ismi kaldırılan Sezen Aksu içinde beklerdim. Hem kendisinden hem de Antalya Belediye Başka'nından.

İkilik, ikircilik yapmadan sanatçının elinde bulundurduğu sanat bileziklerini kullanarak eleştirilerini gündeme taşımalarını beklerim.

Ressam çizmeli, yazar yazmalı, film yönetmeni çekmeli, artist oynamalı, müzisyen müziğiyle bestelerini icra etmeli.

Sanatçı sanatını icra ettiği ekipmanlarının dili üzerinden konuşmalı.

Sanatçı sanatçı ise, başka bir dile, başka bir hamleye ihtiyacı olmaz.

Yoksa; Emir Kusturica’nın tecavüze uğrayan kadınlara kürtaj olsun öngörüsü, sadece medikal bir öneri olmaktan çıkar da...!

Çok derin mevzulara doğru istemsizce yol alır.

Önce iyi insan, sonra büyük sanatçı olmak gerekiyor.

Emir Kusturica, yıllar önce 1989 da yönettiği, “Çingeneler Zamanı” filminde ünlü karakter “Perhan” adlı kadına şu cümleleri söyletiyordu.

“Bosna’da Sırplar tarafından tecavüze uğrayan kadınları, öldürülen çocukları gördükçe içim acıyor, yüreğimin en derin yerinden dünyanın her yerinde ve her çağındaki 'ötekiler' için, yalnız gecelerimde ağlıyordum.”

Aradan yirmi yıl geçtiğinde Sırp Yönetmen Emir Kusturica; sanat dilini bırakıp, büyük ve küçük dilini ölçüsüzce kullanarak medical bir çözüm öneriyor, tecavüze uğrayan Boşnak kadınlara...

“Tecavüze uğrayanlar kürtaj olsunlar”

Kusturica bakın 2005 yılında The Guardian’a neler söylüyor.

250 yıldan beri Müslümanız ama daha önceden Ortodokstuk ve daha da önemlisi biz her zaman Sırp'tık...!!Din bunu değiştirmez. Biz sadece Türk'lerden hayatta kalmak için Müslüman olduk" diye demeç veriyor.

Sonra ben Türkiye’ye çay içmeye geldim iplemezliğinde, çayını içemeden ülkesine dönüveriyor.

Yarattığın karakter, “Çingene Perhan” seni asla unutmayacak Emir Kusturica...

Ve Fakat...;

“Perhan” dünyanın her yerindeki ötekiler için yalnız ve hala gecelerinde ağlıyor...

Olacak...!!

 
Toplam blog
: 62
: 690
Kayıt tarihi
: 04.01.07
 
 

Aşçıları ile ünlü Mengen doğumluyum. Beden Eğitimi Öğretmeni, güzel sanatlara ilgili, sporu mesle..