Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mayıs '07

 
Kategori
Anılar
 

Kumbara.. Hatırladınız mı?

Kumbara.. Hatırladınız mı?
 

Kumbara;

Küçük birikimler, yarını belirler…

Hayatımdan çıkalı çok olmuştu kumbara ve kumbara sözcüğü, taaki elime Vakıfbank’ ın küçük seramikten yapılan kumbarası geçene kadar.

Küçüklüğüme döndüm birden. Yapı Kredinin, Vakıflar Bankasının, İş Bankasının ve Ziraat Bankasının tenekeden, gri, kırmızı, mavi renkli olan kumbaraları hatırlarken buldum kendimi.. Bozuk paranın şıngırtısı bile farklıydı, az para olunca daha çok, doldukça azalan, aynı zamanda ağırlık yapan şıngırtısı. Evde bulduğum, bayramlarda, misafirliğe gelen büyüklerin verdiği bozuk paraların, 5 kuruşların, 1, 2.1/2, 5, 10 liraların biriktiği, çocukluk hayallerimin adresi olmuştu.Şimdilerde hatırladığım ise, hiçbir zaman tamamen dolduramadığım, doldurduklarım da ise anahtarı bende olmayan, ilada gidilip Banka tarafından açılan, benim büyümeme, yaramazlıklarıma, ağlamalarıma, çocukluk oyunlarıma eşlik eden kumbaralardan bugüne kadar gelen, durdukça büyüyen bir hesap olarak kalmadı.Oyunbozanlık yaparak geri alırdım paralarımı, onlar hiçbir zaman ileriye dönük hayallerimi beslemedi, o anda almam gerekenlerin hayaliyle büyütüp beslenirdi.Yüklüce sermayem ile balon, gazoz, helva - ekmek, tipitip sakız, lastikten yapılmış bilezikler, beyaz kurdeleli tokalar, tahta sandıkların içinden alınan lokumlar, çukulatalar, gofretler, beyaz çoraplara varan yolculuğa çıkılırdı.

Çok sonraları biz büyüdükçe, başka başka yolculuklara daldığımda, hayatımdan tamamen çıktığını, şimdi naneli sakızın tadı gibi hatırladığım çocukluğum gibiymiş meğer.Çocukluk sevinçlerimi, saklambaç, mektup, seksek, ip atlama, yakar top, çizgi, tombala gibi oyunların yerini alan ilk gençlik, okul, hayata atılımlar, ilk aşklar, ilk ayrılıklar, hayal kırıklıkları, sevinçler, gözyaşları gibi anılarımın içinde yer alan nesneye dönmüş kumbara.

Tekrar döndüm çocukluğuma şimdi, masamın üzerinde duran kumbaraya, ceplerimde, çantamda, evin kıyısında köşesinde bulduğum kuruşları, liraları değil de, yeni kuruşları, yeni liraları atarak, çocukluğumla yarışırken buldum kendimi.

Oyun bozanlık yapar mıyım?Tekrardan gidip çocukluğumla el ele verip, tokalar, lastik bilezikler, çukulatalar, çoraplar almaya gider miyiz güle oynaya bilemiyorum..Henüz daha ağırlaşmadı, şıngırtısı da madeni kumbaralar gibi olmasa da, ben onu öyle hissediyorum.

Çocukluğumu alıp, kumbara diyarında gezdirdiğim andan beridir, bir hesaplaşma içerisinde buldum kendimi.Bir, iki kuruşu kenara en son ne zaman bıraktığımı hatırlayamadım ne yazık ki.Harcama olgusu, borç, faiz, kredi kartı, taksit ödeme, eksi bakiyeler o kadar çok yer kaplamış ki, birikim yapmanın benden ne kadar uzaklaştığını gördüm.

Şimdilerde, çocukluğumu yakalamış olan ben, kumbarayı evimin baş köşesine koydum.Hem evimin, hem yitip giden çocuk yüreğimin baş köşesine…

İyiki geldin Kumbara, bak neler anımsattın, neler söylettin bu yüreğe, ne kadarlar aldırdın.Bu satırları okuyup ta, çocukluğuna döneceklere, kumbarası olanlara, olmayanlara, çocuklarına kumbara alıp, içine para atanlara, yada benim gibi olanlara neler yaptıracaksın, neleri hatırlatacaksın bilemiyorum..İyi ki geldin, hoş geldin….

 
Toplam blog
: 359
: 1593
Kayıt tarihi
: 29.11.06
 
 

Deli-dolu, akıllı,  yalandan yere çamura yatan, normal değerlerde zekalı, esprili, şakacı, kendin..