Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mart '10

 
Kategori
Futurizm
 

Kunta Kinte Ve Çukulata Renkli Türkler

Kunta Kinte Ve Çukulata Renkli Türkler
 

Google'dan..


Bilmem duydunuz mu; tüp bebekle çocuk sahibi olmak isteyenlerin Türkiye’ye yurtdışından sperm ithal etmeleri yasaklandı! Neden acaba, diye sormadan edemedim, yazarak düşünmeye başladım...
.
Türkçedeki “siyahî” ve “zenci” sözcüklerini yumuşatıp “çukulata renkli” sıfatıyla sevimli yapan kişi Sezen Cumhur ÖNAL’dır. Bu sözcük İngilizcede de benzer bir evrim geçirmiş, sırasıyla “negro”dan “black”e, sonra “coloured”a, yani renkli’ye dönüşmüştür.
.
Batı’daki bu kerhen kibarlaşma, her cümlesi “I have a dream” = “Bir rüyam var” ifadesiyle başlayan o ünlü söylevin sahibi, ABD’li siyahî aktivist ve rahip Martin Luther KING’in çıkışlarından sonra başlamıştır.
.
Geniş halk kesimlerinin zihinlerindeki değişimin hızlanması ise, Alex HALEY’in ünlü romanı “Kökler: Bir Amerikan Ailesinin Destanı”nın 1977’de beyaz perdeye Kökler “Roots” adıyla aktarılmasından sonradır.
( http://en.wikipedia.org/wiki/Roots:_The_Saga_of_an_American_Family )

Romanın gerçek kahramanı Kunta KİNTE 17 yaşında, yağız bir delikanlıyken Afrika'dan kaçırılmış ve 1767'de Amerika'ya köle olarak satılmıştı. Kendisine verilen kölelik adı Toby'yi kullanmayı reddetmiş, köklerine sahip çıkıp Afrikalı kimliğini yaşatmayı -tüm işkencelere ve onur kıran ırkçı uygulamalara rağmen- başarmıştı. Onu yaşama bağlayan bu direnci sayesinde gösterdiği dik duruşun öyküsü kuşaktan kuşağa fısıldanarak, Tennessee'de yetişen 8’inci kuşaktan torunu Alex HALEY’e kadar ulaşmıştı. Kunta KİNTE'nin adını dünyaya o yazar duyurdu.
.
Kunta Kinte’nin Torunları” üniversite bitirip bürokrat, yargıç, bilim insanı ve varlıklı işverenler oldukça da, sosyal statülerini kendileri hak ederek yükseltmişlerdir. Beyaz insanlarla yaptıkları evliliklerin sonucunda ise giderek kahverengileşen, hatta esmer denebilecek çocukların ana-babaları olmuşlardır.
.
Türkler de Osmanlı döneminde benzer bir süreci deneyimlemişlerdi; fakat hem I. Dünya Savaşı sırasında Doğu’da Ermenilerle yaşanan karşılıklı kıyımlar yüzünden, hem de varoluş mücadelemiz olan Kurtuluş Savaşı’ndan sonra içine girilen korumacı psikolojiden ötürü “melezleşme süreci”miz kesintiye uğradı. O nedenle, Hollywood filmlerindeki her sahnede gördüğümüz o rengârenk Amerikalıların aksine, Türkiye’deki caddelerde, TV dizilerinde, camilerde, orduda ve akrabalarımız arasında çikolata renkli Türklere pek rastlayamıyoruz.
.
Bundan sonrasını ister müjde olarak algılayın, ister Türklüğe karşı bir tehdit; ama çikolatalaştırılma sürecine on beş-yirmi yıl önce girmişiz de haberimiz olmamış!.. Sonuçlarını -çok değil- birkaç yıl içinde göreceğiz. Ve lütfen Cumhurbaşkanı Gül geçenlerde Kongo’ya gitti diye bu kanıya kapıldığımı sanmayın. :-)
.
Kongo’daki, Güney Afrika’daki, Sudan’daki Fethullah Gülen okullarında okuyan, Türkçe öğrenen, İstiklâl Marşı’nı ve hepimizin bildiği şiirleri ezbere bilen çikolata renkli kızlar, siyahî oğlanlar liseyi bitirip üniversite eğitimi almak için Türkiye’ye geliyorlar artık. Öyleyse, yazının başında sözünü ettiğim o sperm ithali yasağının nasıl delindiğine hep birlikte tanık olacağız.
.
Gerisini hayal gücünüze bırakıyorum...
.
Dip not: YÖK bu öğrencilere kapıyı aralamak için “sınavsız üniversite” girişimde bulundu sessiz sedasız; ama haber çabuk duyulunca geri adım attı.
.
.
.
.
.
.
.
Günün sözü: Elindekine tahta kaşık muamelesi edip altın kaşığı arayanlar, kaşıksız kalacaklarını hâlâ göremiyorlar...

 
Toplam blog
: 147
: 2923
Kayıt tarihi
: 05.05.07
 
 

İngilizce öğretmeniyim, çevirmenim, dilmaçım, araştırmacıyım. / Beş kitabım var: Beynin Kimliği, ..