- Kategori
- Dünya
Küresel ekonomi, yerel pazar ve Wall Street

Wall Street
Küreselleşme kelimesi literatüre girdiği andan bu yana hayatımızdaki bir çok şey dünya çapında bir üretim bandından geçerek mağaza raflarına geliyor. Peki bu küresel marketin bu günlere gelmesinden önce bu işler nasıl yapılıyordu? Yerli malı yurdun malı felsefesinin sona ermesi kimlere ve nelere mal oldu?
Küresel halkalar öyle bir geniş çerçevede her kesimin hayatına girmiş durumda ki, dünyanın bir ucundaki buğday tanecikleri diğer ucundaki ineklerin sütü oluveriyor. Hani küresel ekonomi, masallardaki bir dudağı yerde, diğer dudağı gökte olan bir dev adeta. Böyle bir dev krize girince o krizin eninde sonunda her köşe bucağı sarsacağı da aşikar.
Wall Street sokaklarına çıkıp bu krizin bugüne değin yaşattığı sıkıntıları fena halde gündeme taşıyanlar var. Bu insanlar nelerden şikayetçiler? Bizden farklı değiller ki, onların ceplerinden alınan kadar, hatta fazlası bizden de gidiyor. Protestocular diyorlar ki hem zenginlerin cebinden bir miktar alalım hem de savaş için harcanandan. Yeter artık bu büyük sermayenin oyunlarından çektiğimiz! Sadece isyan etmekle kalmadığı için 78 kişi tutuklandı şu ana dek. Dünyanın en medeni ülkelerinde insanlar fakirliğe isyan ediyorlar, şaka gibi.
Neden böyle oldu? Küresel ekonomi bir sihirli değnek gibi gelmiş, en güzel fabrikaları dünyanın bir ucundan diğerine kurmuş, oradakilere refah götürmüştü. Tıpkı sanayi devrimindeki gibi domino taşları birbirini devirmeye başlayana dek bu manzara herkesin çok ilgisini çekmişti. Çin’in kalkınma hamlesi milenyumu katedecek. Napolyon Bonapart, çok yıllar önce Çin için "Dev uyuyor, aman uyandırmayın" demiş, kim şamata etti de uyandırdı dersiniz?
60 Milyon insanın öldüğü kavgalardan geçti dünyamız. O zamanlar pazara egemen olma adına nesillerini feda etti milletler. Şimdi bu çetrefilli hesapların nasıl da çabucak meyvesini yediniz de sırayı kaptırdınız diyesi gelmiyor mu insanın? Küresel balonu üflediler, üflediler; Çin balon gibi şişti. Şişmeye de devam edecek. Ne zamana kadar? Az ile yetinme öğretisini yitirene kadar. O kadar kapalı bir toplum ki, açılmaya başladıkları anda küçük bir kartopunun çığa dönüşmesi gibi dev bir tökezlemeye doğru da gidebilirler. İşin sırrı az tüketmekte, bunu sürdürmekte. Az ile yetinmek, yoksulları düşünmek ve dünyadaki hiçbir canlıya zarar vermemek üzerine kurulu olan inanç sistemleri onların bu dar boğazı geçmelerini de sağlayacaktır.
Lakin Wall Street olayı enteresan bir noktaya parmak basıyor. Bir yanda bir avuç pirinç için çalışan halkın kazandırdığı paralarla oynayan sınır ötesi şirketler, diğer yanda Çin seddinin ardında, dünya gündeminden tamamen uzak bir toplum. Bu büyük devi sarsacak olan Çin seddinin ardındakiler değil mi? Zamanında Avrupa ve Amerika’da çalışanların uzun mesai saatleri ve kötü çalışma koşulları hakkında harekete geçmesi ile yükselmemişmiydi emekçilerin ücretleri? Ya bu hareket Çinli emekçilerin kulağına giderse? Onların temel felsefesini destekleyen bu hareketi nasıl karşılarlar acaba, merak ediyorum doğrusu.
Mahalle pazarını seviyorum. Pazarcı esnafımız yeter ki kaliteli ve taze olanı bize getirsin.
Küresel markete dur diyecek tek şey, aynı kaliteyi ve konforu kendi kaynaklarımızla sunabilmek.
Sevgiyle kalınız.