Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Temmuz '07

 
Kategori
Küresel Isınma
 

Küresel ısınmada Hz. Nuh tufanı'nın izlerini aramak

Sıcaklık, kasıp kavuruyor ortalığı. Nefes almak zorlaşıyor. Klimalar yetersiz kalıyor. Üst üste alınan duşlar, vücudun hararetini alamıyor. Küçük bir öğle uykusu deniyorum, olmuyor. Allah'ım bu nasıl bir sıcaklık böyle. Hafızamı geriye doğru zorluyorum, bir benzerini daha gördüğümü hatırlamıyorum. Biyolojik ritmim, oldum olası sıcaklığa duyarlıdır. Termometrede ki ibre otuzları gösterdiğinde bende bir rehavet, bir kendini koyvermişlik hali.

Basın da son yıllarda yer alan küresel ısınmaya dair haberleri düşünüyorum. Abartılı olduklarına inanıyordum bunların. Gerçi halâ şüphelerim zail olmuş değil. Coğrafya bilgilerinden yer kürenin her beş ila on bin yıllık süreçler içinde soğuk ve sıcak iklim dönüşümleri geçirdiğini hatırlıyorum. Hattâ bu bilgiler doğrultusunda Asyalıların Rusya üzerinden Amerika kıtasına geçiş yaptıkları iddia edilir. Demek ki süreç, doğal seyrinde işliyor. O halde mesele nedir? İnsanlığın kitle halinde topyekün öncelikli ilgisini bir panik havası için de bu konuya odaklaması, küresel çaptaki siyasal ısınmanın dikkatli gözlerden gizlenmesi çabası mıdır? yoksa gelişmekte olan ekonomilerin sanayi ve endüstri atılımları şartlandırılmış kitlelerin baskısıyla kontrol altına mı alınmak istenmektedir? Ya da telekominikasyon ve bilişim teknolojisi ulaştığı doyum da ekonomik ömrünü bitirdi de yaygınlaştırılmaya çalışılan sıcaklık ve kuraklık algılaması, yapılandırılacak yeni bir teknolojinin zeminini mi oluşturmaktadır? Kimbilir? velki de bunların tümüde hesaba dahildir. Doğal bir süreç, öngörülü kişilerce elbette kontrol edilmeye çalışılacaktır.
Mesele şu ki, bu iklim dönüşümleri başta insan türü olmak üzere canlılığa büyük bir darbe vuracak. Aşırı ısınan atmosferde, sıcaklık ve soğukluk arasındaki sirkülasyon çok seri ve hızlı yer değiştirmeler şeklinde ortaya çıkmalı. Atmosferin dış katmanlarında dolaşan, canlılığın bağışıklık sistemlerinin tanımadığı yabancı virüsler yaygın ve ani ölümlere neden olabilirler.

Hz Nuh'un kıssasını hatırlıyorum. Hem yerküreden ve hem de gökkubbeden boşalan sular, dünya ve ahiret için tedbir alamayan zayıf karakterli, basiretsiz insanların felaketine neden olmuştu. İlahî bir takdir var ortada. Cüz'î, sınırlı irademizle izin verildiği oranda bundan sırrını çözebildiklerimizle adına ilim ve fen dediğimiz birikimleri elde ettik, bugünlere ulaştık. Önümüzde daha ne kadar bir süre vardır bu, dünya ve ahiretin, iki cihanın sevgilisi Hz. Muhammed'e dahi açıklanmamış, ya da o merhamet peygamberince bizlerden esirgenmiş bir ilâhi sır. Fakat şu var ki, herşey ama herşey tam bir teslimiyet içinde o ilâhi hükme secde ediyor. O, Aziz ve kâdir olanın "kün" ( ol ) emri, bir çığlık gibi aksi seda ederek boşlukta bizlerin adına büyük patlama dediğimiz oluşumla kâinatı var kılmış. " Ve hemen onun oluverdiğini görürsün.." diyor Cenâbı Hak ayetin devamında. Şu gözlerimizle bunu görmedik fakat akıl gözümüz en az beş duyumuzla algıladıklarımız kadar kesin bir kavrayış içinde gördü bu oluşumu. Yıldızlar sönüp karadeliğe dönüşürken var olmaya doğru olan oluşum aynı hızla bu kez yok olmaya doğru tam tersine işlemeye başlar diyor fizikçiler. Allah "c.c" tarafından sonsuz bir hayatın hüküm sürdüğü ahiret için tasarlanmış olan insan ruhu, ölümüyle birlikte ahiretine doğarken yıldızların gördüğü bu durumu görmeyeceğini kim söyleyebilir?

 
Toplam blog
: 177
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.03.07
 
 

1965 Almanya doğumluyum. Atatürk üniversitesi İlahiyat fakültesi mezunu olup, öğretmen olarak çalışm..