- Kategori
- Siyaset
Kurumlar Önem Bakımından Farklı mı?

Kurumlar kendi açısından ve görevleri itibariyle kendi özel önemine sahiptir. Ancak personel disiplini ve hiyerarşik terfi ve liyakat takibi bakımından aynı önem ve hasassiyeti kim söyleyebilir.
Bazı medya kalemşörleri ve akademik görevlerinden çok medya görüntüsü veren bazı prof.lar dillerine pelesenk etmiş durumdalar. 'Kurumlar neden eşit olarak görülmüyormuş. Neden diğer kamu genel müdürlükleri ile TSK aynı statüde değerlendirilmiyor' diye!
Bir düşünsünler, hangi genel müdürlüğün atama ve terfisi kendi hazırlayıp bakanlar kurulundan çıkarılan atama ve tayin terfi yönetmeliğine uyuyorlar. Gündem de siyasi rüzgara göre, adamına göre bu yönetmelik öne sürülür. Yani işlerine gelince geçerli, gelmezse akıllarına gelmez.
Bu durum sivil kamu kurumlarında, son yıllarda değil tüm geçmiş iktidarlar döneminde de böyle sulandırılarak uygulanır. Adamına göre makam, ya da iltimas törpil siyaseten yandaş ya da eş, dost, akraba veya görüş ve inanç paralelliği uygulamalarda öne çıkmaktadır. Son yıllarda da bu durum olmuyor demek; Bu mübarek günlere inançsızlığı akla getirir.
Ama gündemin konusu olan TSK askeri şura nedeniyle medyada konuşulan Ordu'nun da personel atama ve disiplini diğer kamu kuruluşları gibi mi olmaktadır. Ki bu konuda personel atamalarında diğer kamu kurumları gibi siyaseten istenilen tercih uygulanabilir olsun.
Bu disiplin ve not-sicil durumu bir de yargıda işliyor. Bir de özerk olsa - siyasete bağlı olmasa! Birde askerlerin şehit olmasında ki durum eleştirilerek, hep gariban erler şehit oluyor diyorlar. Bu doğru ancak biraz dikkat edip incelerseniz general, albay, yarbay ve yüzbaşı - teğmenlere kadar kaç şehit var görürsünüz. Şehit olmayanlar askerden kaçanlar, diğer bir tabirle kapitalizmin aktörlerinin çocukları. Ya paralı ya da yandaş torpili ile rapor alanlar, soteli yerlere dağıtım yapılanlar.
Oysa bir subay orta dereceli okuldan itibaren yüksek bir disiplinle takip edilerek görevine devam etmektedir. Bu durum üst düzey komuta kademesine kadar, denetleme ve disiplinle devam eder. Askerlikten kaçmayanlar bilir. Askeri birliklerde her sabah iştimalarda bütün komutanlar hiyerarşik olarak tüm askerin önünde tekmil verirler sabahın köründe. Diğer kamu kurumları çoğunluk göbek şişirir. (Dürüst sivil diğer kurum memurları da çok ama onlar terfi edemez -illa bir siyasinin ya yalakası ya da akrabası olacaksın) Onun için dir ki tüccar zihniyeti ile özel sektörden veya alakasız birimlerden yakını babından üst düzeylere atamalar yapılır. Tabi bu atamalardakilerin aldıkları maaş ne denli helal lokma sayılıyor, onu da Allah bilir! (kendi kurumunda yıllarca birikimi olanlar ehil olarak görülmez. Liyakat önemli denir nasıl bir liyakat sa!)
Diğer kamu kurumlarında bir il'de ki şube müdürü-şefi usulüne uydurularak bir bakarsın ki genelmüdürlük te ehil olmadığı veya bölge müdürlükleri yada üst kurullarda mevkilere alakasız kişilerin atamasının yapıldığı herhalde medya konuşanlarının da gözü önünde oluyor. Hani liyakat tecrübe, kıdem, konu uzmanlığı, işinin ehli söylemlerine uygunluk.
Daha fazla uzatmaya gerek yok sanırım okurlar ve diğer blogerler de benim görmediklerimi görüp buraya yazarlar.
(Bunu yazıyorum diye asker olduğumu sanmayın! Sadece yurt severim. Herşeyin bu dünyada emanet olduğu aklımdan çıkarmam. İslam'ın önemli postulatı emanete hıyanet etmemek. )