Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '06

 
Kategori
Futbol
 

Kuş bakışı Atina!!!

Kuş bakışı Atina!!!
 

Türkiye’ den Avrupa’ ya işçi göçünün yaygınlaştığı günlerde ilginç bir dolandırıcılık şekli türemişti. Hayatında yaşadığı yöreden başka bir yer görmeyen insanlar hayal tacirleri tarafından minibüslere, otobüslere doluşturulur ve İstanbul-Edirne karayolu üzerinde ıssız bir yerde “ Tamamdır Arkadaşlar Almanya’ ya geldik ” diyerek Marmara Bölgesinin toprakları üzerine bırakılırlar ve bir de “ aman dikkatli olun gavur polisine yakalanmayın ” diye uyarılırlardı.

Semih Haznedaroğlu’nun dışlandığı bir lansmanla Galatasaray Yönetimi taraftarlarını böyle bir dolmuşa bindirdi. En son Bordeaux dönüşünde de taraftarlar uçak Atina üzerinden geçerken Atinaya kuşbakışı baktılar. Canaydın ve Polat bir hedef koymuşlardı sezon başında. “HEDEF ATİNA”. BU hedef doğrultusunda maçlarını Olimpiyat Stadında oynayacak ve ekstradan 60.000 3 maçlık kombine satacaklardı. Hemde kelepir satma şanslarıda vardı bu kombineleri ve sattılarda. Topu da UEFA kriterlerine atarak taraftarlarına Ali Sami Yen’i kapattılar. 2 maç oynandı Olimpiyatta. Geriye bir tek Liverpool maçı kaldı. Liverpool grup birinciliğini, Galatasaray ise grup sonunculuğunu garantilemiş durumda. Baya prestijli bir maç olacağı kesin. Bence Federasyon bu prestiji düşünerek Fenerbahçe-Galatasaray maçını Cumartesi günü oynatmalı. Prestij önemli. Yoksa Fenerbahçe İspanya’ya Celta Vigo maçı oynamaya gitmiş, Perşembe günü maç yapmış, uzun uçak yolculuğu yapmış bunların pek bir önemi yok. Zaten Fenerbahçe’nin oyuncuları çok para alıyorlar fazla yorulmazlar.

Gerets çok ilginç demeçler veriyor son bir kaç haftadır. Hani şu Fenerbahçe-Beşiktaş maçını balıkçıda seyretme mevzu vardı ne yalan söyleyeyim imrendim. Bay Gerets ağzının tadını biliyormuş. Keyifçiymiş anlayacağınız. Yalnız böyle insanlar biraz tembel olurlar. Ben onun yerinde olsam şimdiden Kadıköydeki maçın analizini yapmaya çalışırdım. Son gelişinde dört yemişti ne de olsa. Hatta daha da önce Bordeaux maçına çalışırdım. Ama işin sırrı Gerets’in Fransada maçtan önce düzenlediği basın toplantısında çıktı ortaya. Meğer Gerets PSV’nin hocası Koemann’la görüşmüş ve Koemann’dan söz almış. Koemann şöyle demiş.”Biz PSV olarak söz veriyoruz Bordeaux’yu yeneceğiz….” Bunu söyleyen de Gerets. Böyle bir cümleyi Şampiyonlar Ligi gibi bir organizasyonda oynanacak olan bir maç öncesi yapılan resmi basın toplantısında söyleme gafletine düşen bir hocayı bırakın ertesi gün maça takımın başında çıkarmayı, basın toplantısından bir saat sonrasına kadar bile camianın içinde tutmam.

Spor ahlakıyla bağdaşmayan bu cümle bir teknik direktör tarafından sarfediliyor. Esas merak ettiğim PSV hocasının gerçekten böyle bir söz verip vermediği. Ama bildiğim tek bir şey var ki Koemann’ın Geretsin sözleri üzerine mutlaka bir açıklama yapma gereği.

Birden aklıma 2005-2006 Türkcell Süper Ligi geldi. Gerets Fenerbahçe’ye Kadıköyde 4-0 yenilip, şampiyon olmanın hesaplarını yapmıştı ve tutmuştuda. Böyle bir şampiyonluğa da çocuklar gibi sevindi. Hemde rakibine ligde oynadığı iki maçta da yenilmiş olmasına rağmen.

Bizim Gerets’de anlaşılan değişen fazla bir şey yok. Tek bir farkla , bu kez hesap hatası yapmış. Herhalde hala aklı geçen senede. Çünkü geçen seneki rakibine yenildikten sonra daha iki hafta vardı ligin bitmesine. Oysa Bordeaux maçından sonra birer maç kalıyor. Yani sen Bordeaux ile berabere bile kalamazsan zaten göremediğin Atinaya kuşbakışı bakar, belki dediğin Glasgow’a ise el sallarsın.

Kulakların çınlasın Daum. Geçen sene sana işini öğretmeye çalışıyordu Bay Gerets.

Gerets için bir hatırlatma: Bu sene Fenerbahçe maçından sonra geriye bir maç kalıyor. Balığa rakıya vakit yok söz alacaklarından şimdi al.

 
Toplam blog
: 85
: 1006
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

1971 yılında Ankara'da doğdum. İzmir'de yaşıyorum. En büyük tutkum FutBol. Ve tabi ki Fut-Bol da bil..