Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '11

 
Kategori
Doğal Hayat
 

Kuşlar neden ölüyor?

Kuşlar neden ölüyor?
 

Yeni yılın ilk günlerinde önce ABD Arkansan eyaletinde sonrasında İsveç, Danimarka ve İtalya’da gökten farklı türden kuş ölülerinin toplu bir şekilde yollara düşmesi tüm dünyanın dikkatlerini çekerken, birçok meraklı soruyu da beraberinde getirdi. Kuşların neden öldüğünün henüz tam olarak açıklığa kavuşturulmamış olması ve ölümlerin kıyametin habercisi olabileceği söylentisi ise tüm dünyada endişelerin artmasına neden oldu adeta. Kuşların toplu ölümü yaklaşan bir büyük tehlikenin ilk emareleri mi yoksa sadece sıradan bir doğa olayı olarak mı görmek gerekir? 

Kuş veya farklı canlı türlerinin toplu ani ölümü bazı durumlarda doğal bir tabiat olay olarak değerlendirilebilir. Ancak, belirli aralıklarla dünyanın farklı bölgelerinde gökyüzünde toplu kuş ölümlerinin meydana gelmiş olması bir tesadüf değildir kuşkusuz. Benzer şekilde bazı balık türlerinin toplu ölüm haberlerinin dünyanın farklı yerlerinden gelmesi olayın ciddiyetini biraz daha artırmıştır. Söylenti ve korku senaryolarını bir tarafa bırakırsak söz konusu toplu ölümlerin gerçek nedenlerini daha iyi anlayabiliriz. 

Uzmanlar, toplu kuş ölümlerinin birçok nedenden kaynaklanabileceğini ileri sürmektedirler. Doğal ölümler, yıldırım düşmesi, aşırı soğuk veya sıcaklar gibi beklenmeyen hava koşullarını bir tarafa bırakırsak hastalık, zehirlenme, stres ve travma toplu ölüm nedenleri arasında üzerinde en fazla durulan etkenlerdir. Doğal veya beklenmedik doğa olaylarının neden oldukları ölümlerin dışındakiler insanın doğaya müdahalesinin bir sonucu gibidir. Çünkü toplu kuş ölümlerine neden olan etkenlere baktığımızda bunların büyük bir çoğunluğunun insanoğlunun aktiviteleri ve doğaya müdahalesinin bir sonucu olarak ortaya çıktığını görmekteyiz. 

İnsanoğlu, varoluşundan bu yana kendisini ve çevresini tanımlamaya başlayarak, doğayı kontrolü altına ama ve kendi istekleri doğrultusunda şekillendirmeye çalışmıştır. Kimi zaman kendi yaşamlarının devamı ve kimi zaman da yaşamın kolaylaştırmak adına yapılan şekillendirmeler. Endüstriyel ve Nükleer santraller, barajlar, ormanlık alanların azaltılması vb birçok şekillendirme sırasında farkında olarak veya olmayarak tabiatın yapısında makro düzeyde ciddi değişiklikler meydana getirmiştir. Benzer şekilde son zamanlardaki bilimsel ve teknolojik gelişmelerden faydalanılarak doğada bulunan canlıların genetik yapısının değiştirilmesi ise doğal dengeye mikro düzeyde müdahale niteliğindedir. Uzun yıllar devam ettirilen bu müdahaleler kısa veya uzun vadede beklenmedik çeşitli felaketlerin ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Toplu kuş ölümleri bu çerçevede değerlendirildiğinde bir sonuca varılabilir. 

Bilindiği gibi, doğada her şey belli bir döngü içerisinde değişime uğramaktadır. Bu değişimler ekolojik döngü prensibine göre meydana geldiği sürece doğal yaşamın zarar görmeyeceği kabul edilir. Çünkü doğanın dengesi mevcut canlı türlerinin devamlılığı üzerine kuruludur adeta. Bu yüzdendir ki doğadaki herhangi bir canlı türünün olağandışı yok oluşu bu dengenin bozulmasını hızlandırıcı bir etki yaratmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, birçok canlı türü gibi kuş türleri de doğa dengesinin korunmasında önemli görevler görürler. Bitki tohumlarının taşınmasında önemli rol oynayan kuşlar, özellikle zararlı böcekleri tüketerek de tarımsal üretime önemli ekonomik katkılar sağladığı bilinir. Benzer şekilde insan sağlığı için risk taşıyan sivrisinekleri yiyerek olası bir hastalık riskini önlemiş olurlar. 

Kuşların toplu ölümleri ile dünyanın farklı yerlerindeki diğer canlı türlerinin toplu ölümleri birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu ölümlerin doğanın dengesinin gün geçtikçe bozulmasından kaynaklandığı izlenimini yaratmaktadır. Ünlü bilim adamı Albert Einstein’in arılar üzerinden yaptığı “eğer bal arıları yok olursa insanın sadece 4 yıl ömrü kalır” öngörüsünde yaşamın devamı için doğal dengenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. 

 
Toplam blog
: 87
: 2735
Kayıt tarihi
: 02.07.09
 
 

Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi’nden 1997’de mezun oldum. Aynı Üniversitede yüksek lisans ve..