- Kategori
- Felsefe
Küsme bize sevinç!

Sevinç; türkçe sözlükte, istenen ya da hoşa giden bir şeyin olmasıyla duyulan coşku olarak tanımlanmış. Halbuki, klinik deneyler gösterdi ki bir şeye ulaşınca, o coşku hali 3 gün sonra normalleşiyormuş.
Son günlerde neyi düşünsem karşıma onunla ilgili bir yazı, sembol, resim çıkıyor- bu da beni sevindiriyor. İşlerin kolaylaşması, Yunus'un dediği gibi, çok hoş bir şey. Günlerdir sevinç ile ilgili bir şeyler yazmak geliyordu içimden ama, blogger'lardan Mehmet Selim'in İlişkiler kategorisindeki "mutluluk nerede" ve "yaşam sevinci" yazılarını okuduktan sonra bu konuda fazla söze de gerek kalmamış diye düşündüm.
Sevinmeyi en iyi becerenler bebekler ve çocuklardır. Karnı doyunca sevinir, yürüyünce sevinir, koşunca sevinir, bazen durup dururken sevinir. Hemen hemen her şeyden sevinç duyarlar. Var olmanın sevinci.
Bizler ise büyüdük, bebeklik ve çocukluk dönemlerini geçtik, bu dönemleri yaşanmamış gibi unuttuk. "Dem bu an" ı, yanlış yorumladık. Var olmanın hazzını, daha fazla biriktirme ve tüketme üstüne kurduk ve sıklıkla üzüntü duyduk. Nereden gelip nereye gideceğimizi unuttuk. Sen de bizi unuttun sevinç!
Sevinç! Küsme bize!