Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '07

 
Kategori
Dünya Kadınlar Günü
 

Laik Cumhuriyetten bugüne KADININ hukuk alanındaki kazanımları (2)

Laik Cumhuriyetten bugüne  KADININ hukuk alanındaki kazanımları (2)
 

Eren Eyüpoğlu-Yağmur Duası


Ve nihayet 2001 yılının sonunda AB uyum yasaları paralelinde ve Türkiyeli Kadının, kadın ve meslek örgütlerinin de talepleri ile Türk Medeni Yasası tümüyle değiştirilmiş, böylece kadın aleyhine bazı ayrımcı maddeler içeren ve çağın gerisinde kalan maddeler kaldırılmıştır. Son yasadaki bazı eşitlikçi, değişen önemli maddeleri sıralarsak:

-Artık, "ailenin reisi koca değildir" Hem kadın, hem erkek eşit biçimde aile birliğini temsil edecektir.

-Kadının ikametgahı, kocanın ikametgahına bağlıdır, kuralı kaldırılmış, uygulamada kadının açtığı boşanma davalarında çok büyük zorluklarla karşılaşmasının böylece önüne geçilmiştir. Artık, KADIN DA İKAMETGAHINI, YANİ YERLEŞİM YERİNİ DEĞİŞTİRMİŞSE, KENDİ BULUNDUĞU YERDE DAVA AÇABİLECEK, BOŞANMA HUKUKU İLE İLGİLİ İVEDİ TEDBİRLERİ BULUNDUĞU YER AİLE MAHKEMESİNDEN TALEP EDEBİLECEKTİR.

-Başta çocukların velayetinde öncelikli söz sahibi olmak gibi, kocanın oyunun üstünlüğünü öngören tüm maddeler kaldırılmış, bu konuda eşler arasında eşitlik öngörülmüş, anlaşamamaları durumunda sadece yargıçın müdahalesi öncelik kazanmıştır.

-Ailenin birlikte yaşadığı konutun başkasına satılamaması, kiraya verilememesi bu konuda tapu kaydına sadece taleple şerh verilebilmesi gibi mağdur kadını koruyucu pratik çözümler üretilmiştir. Yine aile konutu olmasa dahi, eğer taraflardan birisi (ki bu toplumumuzda genelde koca yani erkek olmaktadır-mülkiyet istatistiklerine göre-) diğerini ekonomik açıdan mağdur ediyorsa, eşine, çocuklarına bakmıyorsa, malları har vurup harman savuruyorsa, böyle durumlarda da gerek mallar, gerek eş ve çocukların bakımı, geçimi, müşterek konutun eşlerden birine tahsisi gibi konularda yargıça müdahale yetkisi öngörmüştür. Bu hükümler, eski yasada yer almayan ilerici nitelikte, terazinin kadın aleyhine eşitsiz olan statüsünü, kefesini hukuk alanında koruyan, yükselten hükümlerdir.

-Evvelce, evlilik dışı doğum yapan kadın, çocuğunun doğal velisi olamazken, ya da diğer bir deyişle son derece önyargılı bir yaklaşımla evililik dışı doğmuş çocuğun anası sanki iffetsizlikle malulmuş da buna ceza olarak hukuken yokmuş gibi aşağılayıcı bir bakış açısı ile yaklaşılırken, çocuğun velayeti konusunda mutlaka yargıç kararı gerekirken, yeni yasa ile evlilik dışı doğan çocuğun, doğumla birlikte anasının velayeti altında olduğu kabul edilmiştir.

-Yeni yasa ile artık kadın dilerse, evlilik öncesi soyadını sadece taleple taşıma hakkına sahip olmuştur. Böylece, kadının evlilik tarihine kadar ki statüsü, kimliği korumaya çalışılmıştır.

-En önemlisi de yeni yasa ile "EDİNİLMİŞ MALLARA KATILIM REJİMİ" kabul edilmiş(yürürlük tarihi açısından tartışmalı ve eşit olmasa da) böylece istatistiklere göre kadının MÜLKİYET HAKKININ OLMADIĞI ülkemizde, bir nebze de olsa kadının aile birliği içinde bu güne kadar, hiç bir değeri olmayan emeği, artı değer olarak kabul edilmiştir. Yani bundan böyle, evlilikten itibaren edinilen mallar ve malların gelirleri, kime ait olursa olsun tasfiye konusu olacaktır. Yeni rejim, bir çok tartışmaları ve uygulama zorluklarını, beraberinde getirmiş olsa da, eski mal ayrılığı rejimine kıyasla, kadın hakları açısından devrimci niteliktedir.

-1998 tarihli AİLENİN BİRLİĞİNİN KORUNMASINA DAİR YASA ve 2002 de yürürlüğe giren Medeni Yasanın koruyucu hükümleri ve yasa paralelinde kurulan uzman AİLE MAHKEMELERİ ile şiddete, tacize uğrayan kadını koruyucu, şiddet uygulayan eşi evden süreli uzaklaştırıcı, şiddet uygulayan eşe hapis cezasını öngören ve bu başvuruları harçtan yani giderden ayrık tutan yasa hükümleri, uygulamada şiddete uğrayan kadına bir nebze olsun rahatlama getirmiş ise de şiddetin genlerine işlediği erkek toplumunun tipik uyeleri karşısında yetersiz kaldığı ve kalacağı ortadadır. Bu bağlamda KADIN SIĞINMA EVLERİnin çoğaltılması ve işler hale getirilmesi, sosyal devletin görevi ve zorunluluğu olmalıdır.

-Avukat meslek örgütleri olan BAROLARIN büyük bir kısmında KADIN HAKLARI KOMİSYONLARI kuruludur. Ve bu komisyonlar, şiddete uğrayan, hakları ihlale uğramış kadınlara ÜCRETSİZ DANIŞMANLIK yapmakta, yine avukat tutamayacak durumda olan kadınlara, BAROLARCA durumlarını belgelemek koşulu ile karşılığı ADLİ YARDIM fonundan ödenmek üzere ÜCRETSİZ avukat tahsis edilmektedir. Böylesi durumlarda, bilgilenmek ve yardım almak isteyen kadınlar, bulundukları ilin BAROLARINA başvurabilirler.

...devam edecek...

resim:EREN EYÜPOĞLU-YAĞMUR DUASI

 
Toplam blog
: 171
: 2319
Kayıt tarihi
: 15.02.07
 
 

Düşünen, üreten, kendine, insana, çağına sorumlu, tavırlı, taraflı , çağdaş ve yüzü aydınlığa dön..