Lanet olsun!

Adı : Hatice Fırat

Yaşı : 19

Suçu : Sevdiği gence kaçmak

Cezası: İnfaz

Adı : Mahsun Fırat

Yaşı : Tahminen 23

Suçu : Kız kardeşini öldürmek

Cezası: Henüz belli değil

Mersin’de oturan Muşlu bir ailenin iki çocuğu için biçtiği değer!

Matah bir kararmış gibi bir de aile meclisi toplanıyor ve bu kararı veriyor; kaç adam kaç kadın fikir yürütmüştür bilmiyorum, en azından baba ve amcaları vardır kesin!

Doğuran ananın da mı içi cız etmemiştir, söz hakkı mı verilmemiştir; dilim varmıyor ama yoksa o da mı töreye boyun eğmiştir?

******

Ak gelinlik hayali ile büyütülen genç kız neden kaçar sevdiğine?

Neden olsun, çocuklarına verdikleri değer ortada olan aile ya daha fazla başlık parası verene verecektir kızını, ya da toprak bölünmesin diye amca oğluna!

******

Üç Şubat’ta kaçmış sevdiğine Hatice, bir ay bile dolmadan boğazı kesildi, üstelik kırk bıçak darbesi yedi bedeni, yalnızca beş dakika içinde…

Beş dakika içinde bir boyun, kırk darbe; nasıl bir kindir bu böyle!

Ya da beyin yıkanması mı demeli, en son bir durum daha geliyor aklıma ama gerçekten pek uzak gibi; acaba diyor insan, öldürdükten sonra kardeşini lanet mi etti bu düzene de kırk bıçak darbesi ile öcünü almak istedi? Hani yani aile meclisine “Alın işte istediğiniz leşiniz” der gibi…

******

Azmettiriciler için delil bulunmaz muhtemelen, bulunsa da namus indiriminden yararlanırlar, Mahsun da keza, sonuçta töre Türkiye’nin dokunulamayan bir gerçeği!

Sahi, neden dokunulamaz töreye bir devlet içerisinde?

Töre ile tarikatlar mı yoksa iç içe geçmiştir?

******

Kendi evlatlarını hunharca harcayan anaya da, babaya da, böyle bir zihniyete de lanet olsun!

“Analardır adam eder adamı

Aydınlıklardır önümüzde duran

Sizi de bir ana doğurmadı mı

Analara kıymayın efendiler

Bulutlar adam öldürmesin” der Edip Akbayram’ın pek sevdiğim türküsü…

Muhtemelen en içi sızlayan, en karşı çıkmaya çalışan anası olmuştur Hatice’nin diye düşünüyor ilk etapta insan, yine de erkek egemenliğine, töreye inat sevgi tohumları serperek büyütmeliydi diye isyan ediyor yüreğim, bu nedenledir anaya kızgınlığım!

******

Güldünya’ların yanında ışıklar içinde kal Hatice…

Maalesef, ne sizin gencecik ölü bedenleriniz, yıkılan pespembe hayalleriniz, ne de bizim isyanlarımız dişinin kovuğuna dahi yetmiyor töre canavarının; doymak bilmiyor Hatice’m, bilmiyor…