- Kategori
- Siyaset
Lay lay ve lom

Boyacı çocuk eve eli boş dönmemeli
Sakın kimse incinmesin, kimse alınmasın diyemeyeceğim, alan istediği kadar, kaşığına sığdığı kadar payını alsın bu serzenişten. Oh ne rahat lüks hayat! Umurunda mı dünya, yan gel yat osman tekerlemesi, aktüel, magazin, edebiyat şiir, yemek tarifi, şehir rehberi yaz babam yaz güzel şeyleri.
Hak, hukuk, adalet , örf adet, üniversitelinin çilesi, dar gelirlinin geçim derdi, naylon çadırda dört çocuğuna sarılmış ağlayan anne, şehidim deste deste yatar kimin umurunda? Bu ne güzel dünya kardeşim seven sevene, haydi koşun kırlara çimenlere şarkılar söyleyin, yazın çizin eğlenin, bütün siteleri gezin ve görün yazılanları iğrenin, incir çekirdeği, ceviz kabuğu laf çok konu yok aynı bu yazıda olduğu gibi. Ne uğraşırsın zibidi ! yaz yemek tarifi ya da tatil beldesi otur aşağıya sana mı kaldı memleketi kurtarmak onu bunu eleştirmek.
Bir sevda masalıdır bu yağmurlu yollarda ilerlerken, diyerekten döktür mısraları gitsin, memleket batıyormuş sana ne. Şarkıcının zurnacı aşkı varken, ağıt yakmanın kaybedilen evlada ağlamanın sırası mı çabuk zapla kanal değiştir beyninde, kaçır bakışlarını, ellerin gitmesin yazmaya sen güzel şeyler anlat bana mesela bir bahar esintisi, pembe boyalı ev, kuşlar cıvıl cıvıl aşk dorukta.. anlat cancağızım anlat gün bugün, atış serbest her can alıcı konunun bir türlü ortak paydası bulunamayan, her bireyin farklı bakışları ve farklı yorumları normal gibi görünse de söz konusu vatan olduğunda da farklı bakışlar ve farklı yorumlarla darmadağın olan bu milletin tek vücut olduğu, söz birliği, namus birliği yapması gereken konulardaki farklı bakışlar, ne kadar düşünsel bölünme içinde olduğumuzun kontrolden çıkmış bir topluma doğru yol alışımızın bir fotoğrafı adeta.
Yaşam devam ediyor değil mi? Gömün dertlerinizi içinize, lale devri şimdi kamyonlarla laleler dağıtılıyor sokak sokak insanlar sırada makam sahibi bir dostumda sırada soruyorum hayrola? Merhaba diyor sırıtarak gel sen de geç sıraya zaman beleş zamanı ne dağıtıyorlarsa alacaksın. Nasihati aldıktan sonra yoluma devam ediyorum kafam çok karışık, neler oluyor? Düşünüyorum zaman bu zaman ha! öyle olsun.
Lale devri ne güzelmiş meğerse bir imparatorluğun çökmesinin fatura edildiği şaşalı yıllar, desenize yaşamı o döneme rastlayanlar o zaman kimbilir nasıl mutlu olduklarını zannetmişlerdir. Oysa aynı şaşayı yaşamayan bir kesim vardır ve patrona Halil bunların sembolü oluvermiş koca imparatorluğun fitilini ateşlemiştir bile..
Gülelim oynayalım kam alalım dünyadan
Mai tesnim içelim çeşme-i nev peydadan
......
Gidelim servi revanım yürü sadabade
Ülkemizin sosyal, siyasal ve ekonomik durumu ortada dururken, dış güçlerin üzerimize oynadığı oyunlar birer birer amacına ulaşıyor mu dersiniz. Savaş artık sadece cephe de topla tüfekle kazanılmıyor. Önemli kurumlarımız henüz güvenlerini kaybetmeseler de yıpratılmaya, didiklenmeye, sorgulanmaya başlanmış. Çamur at izi kalsın söylemlerinin bangır bangır içimizdeki bazı entel dantel takımı tarafından kukla gibi dışarıdan oynatılarak dillendirilmesine bir kısım medya çanak tutmakta, başka sancılarının acısını çıkartırcasına ekmeğini yediği suyunu içtiği vatanına ihanet etmekte ve kendi karnına bıçak sokmayı bile göze almış ve intikamını bu devletten almaktayken herşey sanki sütliman gösterilmekte.
Ekonomik kriz bu defa fena vurmuş belli insanlar inim inim inliyor. Fabrika önlerinde emniyet kuvvetleri müfreze gibi bekliyor. Gözler düşmanda, düşman dediğimiz fabrika kapısında bekleşen işten çıkarılan işçiler akşam eve ekmeği nasıl götüreceklerini düşünürken karşılarında bir müfreze haşa! ya isyan ederlerse?
ekmek deyince aklıma geldi bir tarif vereyim ; Adı " dertli ekmek tatlısı"
Malzeme : Birikmiş kuru ekmek
İki çorba kaşığı toz şeker
bir kap su
birkaç odun ya da çalı çırpı
Yapılışı : Birikmiş kuru ekmek dilimlenir
yakılan ateşte su kaynatılır içine dert doğranır
kaynayan suyun içine şeker karıştırılarak tatlandırılır
dilimlenmiş ekmekler şekerli suya batırılır bir süre bekletilerek servis yapılır afiyet olsun.
Bu arada manken feyza, kibar feyzo ile çıkıyormuş haberiniz olsun. Uşak'ta bir memur amirine gitmiş ve geçinemiyorum demiş. Amir, yanında çocukları ile amirin lojmanının bahçesinde beklerken yapacak birşeyim yok demiş bunun üzerine memur çocuklarım aç dayanamıyorum deyince amir elimden birşey gelmez diye tekrar etmiş memur çocuklarına dönüp duydunuz yapacak birşey yok şimdi yayılın bahçeye otlayın bakalım demiş. Nasıl iyi hikaye değil mi? Fakat maalesef gerçek.
Bu kadar anlatım yeter herhalde başınızı daha fazla ağrıtmayayım ben kanal değiştiriyorum, bir dizi var adı " Mutluluk rüzgarları" hadi bana eyvallah ne haliniz varsa görün, bana dokunmayan yılan bin yaşasın, işte yazılardaki bu tip finaller tırlatma emareleri olarak tarif ediliyor. İyisimi ben yine kanal değiştireyim. Bu kanal fena değil konu adı "toplum psikolojisi"
Çok önemli not: Bu arada 75. bloğumu yazmışım ( bununla eğer kabul edilirse 76 oluyor) ne mutlu bana, kutlamalarınızı heyecanla bekliyorum, pamuk eller cebe pardon! yorumlarınızı bekliyorum. lay lay lom