Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mayıs '16

 
Kategori
Deneme
 

Li ebher

Li ebher
 

ebrehe


İpek Yolu, Ümit burnu, Süveyş Kanalı, Baharat Yolu, ARKTİK DENİZ YOLU, ÇİNLİLER, Osmanlılar, Moğollar, İngilizler, İspanyollar, Portekizliler, sömürgeler, köleler ......Yollar, izler, adlar ne olursa olsun kadim çağlardan günümüze ticaret hep önemini korumuştur. Bu uğurda nice canlara kıyılmış nice kanlar dökülmüştür. Hele bu ticaret din adına olursa !

İşte böyle bir zaman. EBREHE !!! Meşhur Yemen Valisi !!! Habeş melikinin şanlı valisi. Kabe ticaretinin merkezi konumunda, kervanların yolu oraya düşüyor, Araplar yine paraya para demiyor, ya da adı her neyse;  dinara dinar, altına altın .... Necaşi ayar bu duruma, hele EBREHE !!! Burnundan soluyor...Ne yapsa olmuyor, Hac ! yolları değişmiyor. Mücevherlerle süslü, büyük mabedler işe yaramıyor, hatta dönemin süper güçlerinden olan Bizans' ın yardımları bile fayda etmiyor.... Anlaşılıyor ki KABE denen taş yığını yok edilmedikten sonra sorun çözülmeyecek. Bu vasıfsız gösterişsiz bina yıkılmalı ! Yıkmalı ki ihtişamlı, alternatif mabedine millet akın akın gelmeli para oraya akmalı. Derhal Necaşi’ ye mektup yazmalı.  Yazdı da.

– Ey melik! Senin için öyle bir kilise yaptırdım ki, onun bir benzeri senden önceki hiçbir melik için inşa edilmemiştir. Hac vazifelerini yerine getirmek için Arapları buraya çekmedikçe de asla durmayacağım !!!

Ve durmadı da... Hemen harekete geçti büyük bir ordu toplamak için.... Güzellikle olmuyorsa şiddetle çözülürdü bu iş. Necaşi Şanlı valisine destek çıktı, öylesine ki Mamut (Mahmut ! ) ismindeki devasa savaş filini de EBREHE’ ye gönderdi...KABE’ yi buldozerler gibi, bina yıkıcı BOMlar gibi yıksın diye.

-Şüphesiz bu Araplar bunu, evlerine alternatif olacağı için yaptılar; yemin olsun ki ben de onların Kâbe’ sindeki taşları teker teker sökerek yerle bir edeceğim.

Yola çıktı vakit kaybetmeksizin... 60 bin küsür kişilik ordusu arkada Savaş FİL’ i önde.

Ordu MEKKE yakınlarına gelmişti...Öncü müfreze Abdulmuttalip’ e ait develeri kaçırınca bölge ahalisi tehlikenin farkına varıyordu. Çaresizce bekleşirlerken EBREHE Mekke’nin önde gelenlerinden SUUD KRALINA pardon!!!  ABDULMUTTALİP’ e bir elçi gönderiyor ve amacının şehir ve bölge halkına zarar vermek değil sadece KABE’ yi yıkmak olduğunu iletiyordu.

Abdulmuttalip ise enteresan bir cevap gönderiyordu...

– Vallahi, biz de onunla savaşma niyetinde değiliz; zaten buna gücümüz de yetmez. Bu ev ise, Allah’ın  evi ve O’ nun Halil’i İbrahim’in yadigarıdır. Şayet onu koruyacaksa MUTLAKA O KORUYACAKTIR; eğer yıkmasına müsaade edecekse de bizim, onu koruma adına bugün yapabileceğimiz bir şey yok.

Nihayetinde; Abdulmuttalip develerini kurtarıyor, KABE kaderine terk ediliyordu... Öyle ya O' nu korusa korusa SAHİBİ korur.

EBREHE ordusuna hücum emri veriyor ama o da ne !!! Savaş fili çöküyor yere...Neden çöküyor niye çöküyor. Bakıcısının kulağına fısıldadığı :

 – Olduğun yere çök ve asla kalkma! Sonra da geldiğin yere geri dön! Çünkü sen, Allah’ ın haram bir beldesindesin. Sözü üzerine mi ? Yoksa; Kabe’ nin gerçek sahibinin verdiği ilhamla mı çöküyor ve kalkmıyordu, orasını yine Kabe'nin ve Alemlerin RABBi bilir.

Fakat çökmüştü ve kalkmıyordu işte...Askerler mızraklarıyla dürtüyor kırbaçlıyorlardı ama nafile...En nihayetinde kan revan içinde kalan dev savaş fili koşmaya başlıyordu ama KABE yönü hariç her yöne... EBREHE sinirden kıpkırmızı askerlere emirler yağdırıyordu ve FİL’ siz ilerleme kararı alınıyordu.Fakat ; O da ne !!! Kara bir bulut bize doğru geliyor....  İSSA , APOLYANUS bizi korusun !!!

Ne mi oldu? EBREHE' de askerleri de helak oldu....

Yine günlerden bir gün...

Yine din ticareti...

Sözde Mescit- i Haram genişletme çalışmaları...

Belki de; Kabe’ nin tepesine inecek bir demir top !

İş kazası !

BOMMM !!! Ahhh Kaza oldu....Kabe yıkılıverdi !

Ama olmuyor işte, planlar bazen tutmuyor. Rüzgarla, yıldırımla devrilmeyecek devasa yıkım fili diz çöküveriyor....SAHİBİ’ nin adı mı ? Söyleyeyim : LİEBHERR !

Oku bakayım !!!

Fili yollayanın adını da siz bulun artık. Neyin nesi, kimin fesi, nerenin kralı ya da meliği ise???

Ebrehe’ ye ve Mekke içindeki işbirlikçilere inat Abdulmuttalip’ in sözlerini hatırlayalım ;

– Vallahi, biz de onunla savaşma niyetinde değiliz; zaten buna gücümüz de yetmez. Bu ev ise, Allah’ ın haram evi ve O’ nun Halil’ i İbrahim’in yadigarıdır. Şayet onu koruyacaksa MUTLAKA O KORUYACAKTIR; eğer yıkmasına müsaade edecekse de bizim, onu koruma adına bugün yapabileceğimiz bir şey yok.

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.

1- Görmedin mi Rabbin ne yaptı fil sahiplerine!

2- Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?

3- Üzerlerine sürü sürü kuşlar saldı.

4- Onlara balçıktan pişirilmiş sert taşlar atıyorlardı.

5- Derken onları, yenilmiş ekin yaprağı gibi kılıverdi.

NOT: Y. KOÇAK Hocamıza ilhamlarından dolayı teşekkürlerimizi borç bilirim.

 
Toplam blog
: 33
: 905
Kayıt tarihi
: 18.02.16
 
 

Güncel, analizler, komplo teorileri, tarih, siyaset, magazin, kısa notlar, hikayeler, eleştiriler..