Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '17

 
Kategori
Bilim
 

Lider-İzleyen Düalizminin Sonu mu?

Lider-İzleyen Düalizminin Sonu mu?
 

“Ağaçlar ölmeye yukarıdan başlar.”

Peter Drucker

 

Liderlik nedir?

Liderler karmaşık ve sarsıcı değişimlerin ortasında başarılı olabilmek için hangi kaynaklara gereksinim duyarlar?

Liderlere acıtıcı gerçekler konusunda bile dürüst olma gücünü veren nedir?

Liderlerin aldıkları cazip teklifleri geri çevirerek kendilerine sadık kalan insanlara esin kaynağı olmasını sağlayan nedir?

Liderler yaratıcı yenilikleri, üstün performansı ya da içten ve kalıcı ilişkileri pekiştirecek iklimi nasıl yaratır?

Liderler beyinleri nasıl okur, yüreklere nasıl dokunur, davranışları nasıl ateşler?

Liderlik, gizemli ve mistik bir olgu değildir. Yalnızca karizma ve çok farklı bir kişilik demek de değildir. Liderlik, çok az kişinin tekelinde olan ve yöneticilikten daha fazla statüye sahip ya da onun alternatifi olan bir olgu ise hiç değildir.

Liderlik, yaşam boyu süren bir serüvendir ve çığır açıcı bir ruh gerektirir. Başlamak için izin istemek liderlerin özelliği değildir ama aceleci bir duyarlılıkla hareket etmek liderlerin özelliğidir. Bugün geçerli olan eğilimler, hiç kimseyi geleceğe taşıyamaz; liderler, insanları geleceğe bağlayan köprülerdir.

Bir süreç olarak liderliği fonksiyon denklemine yerleştirirsek şu şekilde ifade edilebilir:

Liderlik = f (lider, izleyenler, koşullar)

Bir başka deyişle liderlik; lider, izleyenler ve koşullar arasındaki ilişkilerden oluşan bir fonksiyondur. Bağımsız değişkenler olan lider, izleyenler ve koşullardan herhangi birinin değişmesi durumunda, liderlik de değişime uğramaktadır.

Günümüz koşullarındaki değişimler liderlik fonksiyonunu nasıl etkilemiştir? Değişen yalnızca koşullar mıdır? Lider ve izleyenlerin yeni durumu nedir?

“Organizasyonu anlamanın, anlamanın organizasyonundan ayrı tutulamaz olduğu” içinde bulunduğumuz bilgi çağında, örgütsel performanslar artık düzenli bir ilişki olarak algılanmamaktadır. Bütün örgütler kendi performanslarını her açıdan dengede bulundurmak zorundadır.  “Dengeli performans”, bireysel ve ekipsel katkılardan oluşan fonksiyonel ve çapraz-fonksiyonel bir anlam içerir.

Yâni günümüz insanı hem düşünmek hem de çalışmak, hem kendisini hem de başkalarını yönetmek, hem karar vermek hem de iş yapmak ve kendisini hem bireysel hem de kolektif sonuçlara ne zaman yönlendireceğini bilmek zorundadır. Bu nedenle herkesin hem yönetmeyi, hem de izlemeyi öğrenmesi gerekmektedir.

Bütün çalışanların daima hem yönetildiği hem de yönettiği bu yeni durumda, liderlik süreci de geleneksel algıdan ötelenmektedir. Akışkan, yer değiştirebilir yeni liderlik süreci “ortaklık” temeline dayanır. Yâni lider ve izleyen rolleri arasında statü farkı yoktur. Liderlik daimi değildir; diğerlerinin davranışlarını etkilemeye sahip biri, yeteneklerinden veya belirli bir alandaki bilgisinden dolayı lider statüsünde / rolünde iken, koşulların değişmesiyle kolaylıkla izleyen rolüne kayabilir.

Görüldüğü üzere, koşulsal değişimler uzantısında karmaşık paradokslar içeren “izleme”, lider-izleyen düalizmini erozyona uğratıp içini boşaltırken; yerine güvenilir performansa dayalı anlamlar koymaktadır. Bütün çalışanların liderlik becerilerini bilinçli olarak uygulayabildikleri ve bu becerilerin onay gördüğü farklı bir örgüt kültüründe, mevcut görevin yerine getirilebilmesi için uygun olan en iyi kombinasyonlar oluşturulmalıdır. Bu kombinasyonlara katılanların farklılıklarından kaynaklanan sinerjinin keşfiyle birlikte de, “farklılıklar”, toplam etkinliğe katkı veren bir “güç” olarak kabul görmeye başlayacaktır.

Çünkü liderlik bir “fiil”dir, “isim” değil.

Ve liderlik “ne” yaptığınızla tanımlanır, “kim” olduğunuzla değil.

 

 

 
Toplam blog
: 10
: 222
Kayıt tarihi
: 07.12.17
 
 

Kimya Mühendisi, Yönetim Doktoru ..