Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
 

mavinin güncesi hanife

http://blog.milliyet.com.tr/bmil

31 Mayıs '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Lütfen gözlerinizi kapatır mısınız

Lütfen gözlerinizi kapatır mısınız
 

Çok sıkıntılı olduğum günlerde an gelir nefes alamayacakmışım gibi göğsümün daraldığını, sanki o anlarda derin bir nefes çeksem içime sonra yavaş yavaş versem, giderken sıkıntıları da götürecekmiş gibi hissederim...(sigara içiyorsanız nefes pek derin olmuyor tabii!!!)

Lütfen gözlerinizi kaparmısınız, benim böyle zamanlarda oynadığım bir oyun.

Mümkün olabildiğince derin bir nefes çekip , arkama yaslanıp, gözlerimi kapatıyorum. Ve bir düş yolculuğu başlatıyorum.
Zaman, mekan, kişiler herşey , herşey ben nasıl istersem...

Aylardan şubat.
Dışarısı çok soğuk.Penceremden caddeyi seyrediyorum.Yağmur çiseliyor.Gecenin karanlığı ile yoldaşlık yapıyorum.Yağmur hızlanıyor, yağmurun sesine , mırıldandığım şarkıyı katıyorum.
''Akşamın olduğu yerde bekle diyor gelmiyorsun...)Sonra bir şarkı daha.Şarkılar alıp götürüyor , yeni bir şarkı ile tekrar penceremde oluyorum.
Uyku ile gelen bir rehavet hissediyor ve yatağıma uzanıyorum.
***

Aylardan temmuz.
Günlerden cuma.Bu akşam tatile çıkıyorum.Gönlüm deli divane bir tatil istiyor.Hadi buyur.
Egeye bir otobüs bileti, birkaç gerekli eşyadan oluşan çantam ve ben.İlk hoşuma giden yerde iniyorum.Bahçeli bir pansiyon diyor gönlüm, eyvallah.
Kahvaltıdayım.Zeytinyağına , ekmeğimi bandırıp, bandırıp yiyorum.Çay içmekten uzun zamandır böyle keyif almamıştım.Biraz denize giriyorum ama istediğim bu değil.Ağaçlardan gölgelenmiş bir yolda yürümeye başlıyorum.
Ah bir bisiklet olsa derken karşıma eşekle giden bir amca çıkıyor.(olur mu demeyin, düşteyim).Eşeğe binmek istiyorum , tamam diyor.Ben ilk kez bindiğim eşekle bir köy yolundayım.
Gönlüm devam diyor ama rahatlamış gibiyim.Ben işlerime dönüyorum.
***

Aylardan Ocak.
Karadenizdeyim.Yaylaya yakın bir köyde.Kar yağıyor.Hem de lapa lapa.Çocuk gibi kendimi dışarı atıyorum.Karlara yatıp boyumu ölçüyorum.Kartopları yapıp , atıyorum gökyüzüne .Yere düşüp dağılmalarını izliyorum.Yuvarlanmaya çalışıyorum, yüzümde soğukluğunu hissettikçe kar tanelerinin keyifle gülüyorum.Gülmeler , kahkahalar oluyor daha çok hoşuma gidiyor.
Şimdi sıra en çok sevdiğimde.İçeri girip çıtırdayan odunların yandığı kuzine sobaya yaklaşıyorum.Yaklaşıyorum dedim ama biraz senli-benli oluyoruz kuzineyle.Patatesleri yan kısmına koyup, pişmesini bekliyorum.Dünyanın en leziz yemeği ne deseler, patateslerim diyecek kadar iştahla yiyorum.
Rahatladım.Sıkıntıları , karların beyazlığı ile örtüp, gözlerimi açıyorum.
***

Aylardan eylül.
Havaalanındayım.İstikamet Alp dağları.Çocukluğumun hatta bugünün tek kahramanı HEIDI ile karşılaşmak istiyorum.Dedesinin evinde, hep özendiğim ekmeğin üzerinde erimiş peyniri yiyip Peter ile keçi otlatmak için dağlara çıkacağım.
Uçağa binmek üzere ilerlerken,

''Hastamısın ''diyen bir sesle gözlerimi açıyorum.
''Değilim sadece biraz gözlerimi dinlendirmek istedim.''diyorum.
Dağları erteliyorum.

LÜTFEN GÖZLERİNİZİ KAPATIRMISINIZ?

 
Toplam blog
: 19
: 886
Kayıt tarihi
: 17.05.07
 
 

Yaşama ne olursa olsun gülen gözlerle bakmayı seviyorum. Bunu başarmanın ne kadar zor olduğunu bi..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara