- Kategori
- Deneme
Ma vie ile hüzün

(MA VİE ile HÜZÜN’ÜN YAZIŞMALARINDAN )
M- Sen… ressamsın!
H- Bingo ! Dünyanın renkleriyle yaşamımı çiziyorum…
M- Yaşamımızın ana renkleri başka yaşamlarda saklıdır.
H- Bu yüzden ben hep “ başkasıyım “ ya…!
M- Kaleidoskop’a merhaba.
H- Kaleidoskop’u gören merhabaya eyvallah…
M- Saklı hüzünleri de görür ma vie.
H- hımm…ya aynaya bakıyorsan? o gördüklerin sensen?
M- Duyduklarımızı gördüğümüzü sen de biliyorsun.
H- Ya ben gördüklerimi de duyabiliyorsam ama gerçeklere sağır
yalanlara körsem gökkuşağının 11. renginden sizleri
seyrederken ?
M- Ya sağır gerçek ile kör yalanın aynı noktada buluştuğunu
biliyorsam?
H- İşte benim kıyametim o noktada koptu !! gönüllü enayiliği
seçişim ondandır…yoksa sen akıllılardan mısın hala?
M- Akıllı olmak ! akıllı olmaya izin var mı ? çevre ahmaklık
mayınlarıyla örülü.
H-………………………………………………………………..
………………………………………………………………..
H- “ Sürüden ayrılmanın en kestirme yolu anayolu bırakıp
patikalara sapmak” der ya yazar , sende ahmaklık mayınlarıyla
kaplı anayolda yürümekte ısrar etme !
M- Çok geç yazdın …beklemek de mayın oluşturmaktır.
H- “Bilinmeyeni göğüslemeyi bilmek gerek” der ya E.Şafak ; eee
yazıp yazmayacağımda bir bilinmez .yani ..
M- Farkı selamlamayı bilmek gerek . SELAMLIYORUM !
H- Selamını aldım gökyüzüne savurdum ki bütün fark’lara
üleştirebileyim diye…
M- “ Hüzün” farkına idi o savurduklarım …özgünlüğe idi…ve
özgünlük depremler doğurur.
H- Ama her deprem de ardından yeni yapılanmaları getirir
hüzünleriyle birlikte.
M- Deprem sonrası da yapım için yıkım gerekir- anlamında
söylemiştim.
H- “ Gereklilik” kipinden hoşlanmıyorum…hiçbir şey için hiçbir şey
gerekmez her olayı kendi iç dinamiği belirler zaten !
M- Gerektiği için belirler!
H………………………………………………………………………
M- eeeee..nerde kalmıştık ? sus mu gerekti? Hani sen gereklere
İnanmıyorsun ama…
H- İnançlarım değil mi inançsızlıklarımın yapıtaşlarını oluşturan!
M- Yazman, bana bir “ gerek” ti , yeniden merhaba hüzüne.
H- Sen her vurgunda ma vie diyorsan ben de sana yazmama
gereklilik değil “ c’est la vie” derim ancak.
M- Zor bir Hüzünsün, dikkate değer bir renk, gökkuşağı demek
daha doğru olur.
H- Zor içinde en basiti barındırır. Görene !
M- 2.30 astigmatımla görebildiğimi yazıyorum: en basit olan, en
temel olandır, zorluk algıda başlar
H- Algı da 5 duyunun işlerliğiyle güçlenir oysa ben
6..7..8..9..10..11.. sonsuz duyuyum ! ve sen sadece 2.30 luk bir
görüşle mi sınırlıyorsun beni? Yazık….
M- Bir dram bu : şu sonlu dünyaya sonsuz duyularla meydan
okumak.
H- Hangi sonlu dünya ? güldürme beni..dünyanıda mı
sınırlıyorsun?
M - Gerçek dünyanın duvarlarını önemserim , gerçek özgürlüğüme
sınır oluşturdukları kadar… Sınırsızlık aşılmaz duvarlarımızdır;
özgürlük adına kendimizi hapsettiğimiz.
H- Düşüncede özgürsen, yüreğinde özgürsen boş ver gerçek
Dünyada ki duvarları, gönüllü mapusluk da bir seçimdir
sonuçta…
M- Gönüllü mapusluk yani yaşarken ölmeyi yaşayabilmek gibi…ve
onu duymayanlar için de geçerli gerçektir ölüm!
H- Ölümden bahsediyorsun yaşamaya katlanırken ben!
M- Yaşamayı göze alma girişimini de elinden alıyor ölüm biliyorsun.
H-Offff ne yani şimdi ölüm var diye yaşamayalım mı? Tabi
seçimlerimiz bizi var eder..eee ne diye yaşıyorsun ki bu kadar
ölümle özdeşleştirirken her şeyi?? Korkuyor musun ?
Kaldı ki ölüm, gerçeğin boyutlarından biridir yalnızca!
M- Korkmakla gerçeğin farkında olmayı karıştırmıyor musun?
H-Yalnızca farkındalığımı farkındayım…ve neye kime göre gerçek –
ölüm-korku-sınırlar-özgürlük-farkındalık-yaşamak…hepimiz
rollerimizi oynamıyor muyuz?
M-Nihayet ortak nokta !
……………………………………….
12/11/2008
Ankara