Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Nisan '09

 
Kategori
Felsefe
 

Macera Tutkununun Kişisel G. Yolculuğu

Macera Tutkununun Kişisel G. Yolculuğu
 

http://www.zirvedagcilik.org/image/zirvedagcilik.jpg


Az önce, üniversitedeki öğrencilik yıllarım geldi aklıma…

Özellikle ilk yıldan sonra; onca ders yüküne rağmen, hemen her ay yaklaşık 3 - 5 kitabı okuyup bitirirdim. Roman, deneme, psikoloji, biraz felsefe ve tabii ki özel bir yeri olan şiir... Şiir, her zaman ayrı bir yere sahipti. Hala da öyledir.


Üniversiteden sonra; kendi alanımda yüksek lisans yapmak için sınav kaydımı yaptırmama rağmen; bir gecede fikir değiştirmiş ve askerlik görevimi tamamlama kararı vermiştim. O zaman için; bu bir kaçış mıydı? Yoksa; -arayış idi- diyebilir miyim? Bilemiyorum?


Ama bugün, şu anda bildiğim bir gerçek var. Acı olmasına karşın acı vermiyor. Çünkü, kendi verdiğim kararı kabullendim, hazmettim. Şimdiki aklım olsaydı, kesinlikle akademisyen olurdum. Veya özünde eşdeğer olan bir mesleği tercih edebilirdim. Örneğin; bir gazetede araştırmacı yazar olmak, yayınevi editörlüğü yapmak, yazar ve eleştirmen olmak v.b. Çünkü; okumak, sürekli yeni şeyler öğrenmek, sürekli araştırmak, farklı düşünceleri irdeleyerek kıyaslama yapmak ve böylece farklı insanları, kültürleri; onlarla bir arada olmadan tanımak; ayrı bir tutku, macera, heyecan, zevk…

Adeta, denizde; deryada; dilediğince kulaç atmak gibi…

Neyse, tren kaçtı; vapur iskeleden uzaklaştı… Meslek seçimi için çok geç artık, çook…

Öyle değil mi?

“Evet” mi?

Doğru mu bu..?

Belki!

Öyle mi?


Bence yanılıyorsunuz!

Dünyamız öyle farklı bir dönemeçte ki; hemen her birey, sağlığı ve çalışma şartlarının sağlamış olduğu birikim elverdiğince çalışmak, gelişmek, ikinci, hatta üçüncü kariyerini planlamak ve uygulamak zorunda kalacaktır. Tabii ki bu durum, dünyamızın genç nüfusunu dikkate aldığımızda bir çelişkiye neden oluyor. Oluyor olmasına da; bununla birlikte bir gerçek de ortada duruyor. O da şu; iş dünyasında; en az bilgi, beceri kadar deneyim ve çok yönlülük her geçen gün daha fazla önem, daha çok değer kazanıyor.

Bireyin, çalışırken edindiği iş bilgisini, iş deneyimini, iş yaşamı dahil sosyal çevresini, iletişim deneyimini; tüm kazanımlarını ikinci kariyeri için kaldıraç olarak değerlendirmesi; diğer yeteneklerini geliştirerek ön plana çıkarması, ortaya koyması gerekecektir. Hobilerin üzerine gidilmesi; geliştirilmesi, aralarından seçim yapılması; iş yaşamındaki uzmanlık alanı ile kısmen de olsa örtüşen, benzerlik sergileyen çapraz uzmanlık alanlarının ayrı konumda değerlendirilmesi; yeni kariyer alanları yaratılması; yaşam coşkusu ve sürekli gelişim içinde olunması, zevk alarak verimli çalışılması, manevi tatmin ile gelir elde edilmesi, heyecan ve sevgi içinde yaşamın devam ettirilebilmesi bakımından önem ve değer kazanacaktır.

Yeni, ikinci uzmanlık alanı; alternatif iş imkanı anlamına geleceği gibi; birey açısından yeni dönemin yeni genel kültürünü de ifade edecektir. Çünkü, her uzmanlık alanı yeni bir açılım demektir. Yeter ki uzmanlık alanının hakkı verilsin. Yeni zevkler, yeni sosyal çevre, fark edilmemiş duyguların yaşanması…

Allah herkese bütünsel sağlık, çalışma gücü ve imkanı versin.

Tüm bunlara hazırlıklı olabilmek için; bireyin sağlıklı olması, sürekli gelişim, coşku içinde olması, iş ortamlarının; işletmelerin kişisel gelişimi de destekler yapıda; daha esnek olması gerekmektedir. Bizler birey olarak, hangi konumda, hangi uzmanlık alanında olursak olalım; çalışırken daha verimli olabilmek için; uzmanlaşmamız gereğinin yanı sıra çok yönlülüğe de önem vermemiz; hobiler edinmemiz ve bunlar arasından bize en uygun olanını/olanlarını seçerek yoğunlaşmamız, belli alanlarda gelişimimizi devam ettirmemiz gerekmektedir.

Ve gereği durumunda; konunun uzmanlarından destek alıp; yeni bir alanda uzmanlaşmamızı gerçekleştirmemiz gerekmektedir.

Yeteneğimizle ilgili alanlar, zevk alarak gerçekleştirdiğimiz işlere dönüşebilirler.

Zevk alarak yaptığımız işler, daha fazla heyecan duyduğumuz ve başarılı olabileceğimiz alanlar olarak; kazanılmış, sağlam iş deneyimimiz üzerinde daha hızlı yükselebilirler.

Kısacası birey, yetenekli olduğu ve zevk aldığı alanda uzmanlaşarak sıçrama yapabilir.

Aynen kuantum sıçraması gibi…

Yeni Bilgi Çağı olarak tanımlanan 21. yüzyılda 3 önemli teori ön plana çıkıyor.

İzafiyet Teorisi,

Kuantum Fiziği ve K.Fiziğine dayanan Kuantum Felsefesi,

Holistik Evren Tasarımı / Teorisi.

Yalnızca Kuantum Felsefesini ve biraz olsun incelemeye; ilgili kitapların bir bölümünü okumaya başladığım dönemde gördüm ki; deneysel-klasik bilimin maddeye; madde üzerinden kanıta dayanan gerçeklik anlayışı, artık yetersiz kalmaktadır.

Kuantum fiziği ile tespit edilen; atom altı dünyanın, henüz ölçümü kanıtlanamayan; tahmini; düzensiz dalga hareketleriyle; bu mikro dünyanın yaklaşık yüzde doksanının boş (katı madde olmadığı) anlaşılmaktadır. Muazzam bir bilgi… Baş döndürücü bir dünya… Sonunun nereye varacağı tahmin edilemeyen bilimsel bir yolculuk…(tabii ki bunlar, benim bu konuda aktarabildiğim çok kısıtlı bilgidir.!.bu kadarı ile dahi insan büyük heyecan duymaktadır...en azından ben...)

Holistik Evren Teorisinde olduğu gibi… En önemli tespit; beyin, tüm bilgiyi beynin bütünü ile kayda alıyor. Evrende her parça, bizim henüz algılayamadığımız bir düzende; bütünün özelliğini taşıyor. Bir parçanın özellikleri, bütünün özelliklerini aynen yansıtıyor.

Kısacası, hepimiz hem iyiyiz, hem de kötü… Evrenin, eleştirdiğimiz insanların; amiyane tabir ile “gıcık olduklarımızın” tüm özellikleri bizde de mevcut… Nasıl bilgi ama J

Hadi gel de çık işin içinden…

Sevmediğimiz özellikler bizde de mevcut… Karşımızdakine –şerefsiz- diyorsak, aslında varlık anlamında kendi taşıdığımız özelliği belirtiyoruz. Ya da –kahraman-diye tanımlıyorsak; bizde de var olan özelliği belirtmiş oluyoruz.

Hayran olduğumuz güzelliklere de hepimiz sahibiz… Aynen çirkinliklerde olduğu gibi…

Peki ama…

Yeni Bilgi Çağı ‘nın bu teorileri insan psikolojisine nasıl etki edecek?

Nasıl ve ne şekilde çözecek?

Bu teorilere dayanan psikoloji ve diğer bilimler, insanı nasıl sınıflandıracak?

Nasıl bir gelişim gerçekleşecek?

Edinilecek yeni bilimsel bilgi ve yöntemlerle İNSAN, belli nitelikleri çok daha hızlı ve güçlü, etkili şekilde özümseyebilecek mi?

Bu gerçekleşirse; insanoğlunun beyni; zihin, duygu v.s.; yeni bilimin yöntemleriyle adeta bir yazılıma mı dönüşecek?


Bir Macera Tutkununun Kişisel Gelişim Yolculuğuna hoş geldiniz : -)

Sağlık, Sevgi, Huzur, Coşku, Mutluluk ve Sürekli Gelişim İçinde Olalım.

Tarık Toraman

23.Nisan.2009

 
Toplam blog
: 38
: 629
Kayıt tarihi
: 21.09.07
 
 

Merhaba, MilliyetBlog 'un ilkeli yönetiminin yanı sıra; sağlamış olduğu sürekli gelişim içindeki ..