- Kategori
- Şiir
Majör Depresyon Hayaller

ejderin öfkesiyle
ucundan ucundan, gündüzün gözünü kemirirken gece
cehennem sıcağıyla
yokluğuma yâr oldu yalnızlık
ruhsatsız birinin ellerinde
dağılmış / hurdalık ruhum ağır çekimde
toplanmayı beklemekte
içime döktükleri ateş
bakır çalığının kalayı
o y s a
böyle değildi bildiğim suyun rengi
dudağımda duran şarkı bu değildi
sırı buğulu bir aynada
geçmiş gecikmişlerimi aradım durma
dile sarılan sabık söz sustukça
taşlaştı kelimelerim
cennnetinden medet ummadım
kendi kendimin tutsağı ben
karaydı kan kardeşim
ben döşedim mayınları içime
söndü içimdeki kandiller
üzerime üflediği efsunlu soluktan
şeytanın zaferiyle sonuçlandı her gün
eski uykulara meyilli
gecenin derinliğine sarhoş ruh/un
bedene cezası, hep tek ayak üstüne kalmaktı
geri kalanıma
siyahtan gayri yeni bir renk medet ey hayat
daha fazla ölmek nasıldır
eteklerimde ağır gece
çekerken derin oyuklarına
sancıları sürekliyken
toprağa gömülü bedenimin
ölüm bezinden yüzüme çekiliyor perde*
sabırsız zamanların taşan sabrında
cemresiz günlerin şifasız hüznü
muamma noktadan gelen
durma sisli hazanı emziriyor beden
bir türlü damıtılamıyor beyaz
yanılsamalar içinde kalıyor emânet duygular
toprak çürük tohuma geçit vermiyor yeryüzüne
gizli bir el yağmur suyu veriyor içimdeki yalnızlığa
tutunamayan cüce emel
kusulamayan dev elemde
klişeleşen ruh sesi
gözlerindeki bakıştan
katran kokusu sızmada
ve tayfun savurmada içimi
kilitli kapıların merakında
sandıklar dolusu cevapsızlıklar
zihnimde dönüp duran
çocukluğun merdiven altı umacı şemsiyesi
hedef tahtasıydım zehirli oklarının bunca zaman
ölümün sessizliğinden daha fazla kanatacak ne var
makberin hüznünü yüzümden kazımak
ürkek üveyiklerin vehmini
yüzünü aydınlığa kapamış gökyüzünü
mavinin izine uzanmayan elleri
bir hiçliğin sıvadığı bakışı
silip atmak istiyorum tablomdan
ey hayat
sessizliğin buzunu kıracak muştular arıyorum gözlerinde
kopup gelmeli yeniden o sesim
bağırabildiğin kadar bağır
yankılanmıyor sessiz sözcüklerin
gece çoğalsa da karanlığıyla
bakışından inen aydınlık yıldızları bekliyorum
biliyorum dört yapraklı yonca değil
yaşam /sızım
son mevsim
son kıyı /son liman
içimde erimeyen karlı dağ
yarım kalan rüya ömrüm
zamanın bağrında
doyasıya içime çekemediğim
yok olan anlık yağmurun kokusuydu
bir gökyüzü bekledim ferahfeza
o l m a d ı
arkası yarınlara
“belki”ler biriktirdim dünyalar kadar
akşamdan kalma başladım her yeni güne
kendi cezaevimde bir suret oldum hep
o y s a/ pollyanna ruhunu kuşanıp
yedi başlı devin gücünü sergilemek varmış
bu nizamsız dünyada
siyahı kuşanmışlar bilir ancak
içinizde anlatabilecek var mı
majör depresyondaki hayâllerimi
12 Şubat 2013
*Yücel Kayıran
Hâdiye Kaptan
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.