Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

11 Şubat '12

 
Kategori
Siyaset
 

Malum Cemaat Başbakan'ın Boğazındaki İpi İyice Sıktı

Malum Cemaat Başbakan'ın Boğazındaki İpi İyice Sıktı
 

  • “Şu son gelişmeleri nasıl okumalı?” diye, son iki gündür kafamı politik gündemin baş mevzuuna odaklamış durumdayım.
  • “Nasıl okumalı şu son gelişmeleri?”
  • Pek tabii ki ortada ciddi bir iktidar savaşının olduğu ve bu savaşın pek de öyle hafife alınabilecek türden bir savaş olmadığı malumunuzdur. Kaldı ki, bizler bu iktidar savaşının bloklarına taa ki 2002 yılından beri aşinayız. AKP, iktidarı teslim aldıktan sonra, önce Kemalistleri, yani ordu ve yargı ki biliyorsunuz bu iki kurum Kemalist çevrelerin 90 yıllık cumhuriyet tarihi boyunca konuşlandığı ana merkez üsleriydi, belliydi ki, AKP ve ana destekçisi çevreler, derslerine iyi çalışmışlar, iktidarın kulpunu tuttuktan sonra, bu iki kurumu bir şekilde denetimleri altına almak gibi bir çabanın içerisine giriştiler. Başarılı da oldular. Önce orduyu, sonrasında yargıyı hizaya getirdiler.
  • Aslında bu iki kurumun siyasal iktidar tarafından yeniden dizayn edilmesi ve kendisine biat etmesini sağlaması çok da zor olmayan bir takım hamleleri gerektiriyordu. Zira, bu iki kurumun, yani ordu ve yargının, bu ülkeyi sürekli bir şekilde vesayet altında tutması ve demokrasiyi bir oyun haline dönüştürüp, kenardan kıyıdan kıs kıs gülmesi siyasal arenanın temel güç odaklarında pek de göz ardı edilebilecek bir durum değildi. Çünkü siyasetin güç odakları olarak gördüğümüz siyasal partilerde inanılmaz düzeyde bir kişiliksizleşme hali söz konusuydu. Sadece CHP ve BDP’yi bu durumun dışında tutabiliriz. Zira CHP, gücünü bürokrasiden alan bir siyasal parti olması nedeniyle, durumdan pek bir hoşnut olduğu her zaman, her halinden belliydi. Ama bir BDP için bunu söylemek mümkün değil. Zaten BDP sistemi reddeden, o sistemle çatışan bir parti olması nedeniyle, bu iki kuruma karşı en kişilikli tavrı koyuyordu. Lakin bu tavır koyma halini gücü ölçüsünde değerlendirmek gerekiyor. AKP ise kendisinden öncekilerinin aksine, bu iki kurumla uzlaşmaktan ziyade, bu iki kurumu kendi denetimine alma çabasına girişti ve başarılı da oldu bu çabasında. Kendi öncellerinin izlemiş olduğu kişiliksiz siyaseti reddedip, bu iki kurumla kıyasıya bir çatışmaya girişti.
  • Paragrafın başında, ordu ve yargıyı denetim altına almanın pek de zor olmadığını ifade etmiştim. Tabii ki değildi… Çünkü bu iki kurumun 90 yıllık geçmişlerine bakın, her dem işledikleri cürümlere tanık olursunuz. Darbeler bir yana, işlenen onca faili meçhul cinayetlerin sonrasında, her zaman ordunu dehlizlerine konumlanmış çevrelerin ilk göze batıyor olması boşuna değildi.
  • Ve yargı…
  • Tabii ki yargının durumu alenen gözler önünde. Vermiş olduğu kararlar cidden insanın kanını donduracak cinstendi. Dolayısıyla, sabıkası hayli kabarık olan bu iki kurumu hedefine koyacak olan bir iktidarın hedefine ulaşmaması için hiçbir neden yoktu.  Ve bu gün, bu iki kurum, tümüyle AKP’nin denetimine girmiş gibi görünüyor. Yarın ne olur bilinmez ama…
  • Evet… “Yarın ne olur bilinmez ama” dedikten sonra, gerçekten bu iki kurumun AKP denetiminde mi olduğu, yoksa malum cemaat denetiminde olduğu değerlendirmeye tabii bir durumdur. Hatta bu iki kurumdan öteye, AKP’nin dahi, malum cemaatin denetiminde olduğu, her seçim öncesi ortaya dökülen saçılanlardan anlamak mümkün! Yoksa AKP’nin % 50’ler düzeyinde oy almasını kendisinin dahi açıklamakta zorlandığını biliyoruz. Onca telefon dinlemeleri, onca video kayıtları, onca istihbarat… Malum cemaatin kaç insanın başını yaktığı gözümüzün önünde. Dolayısıyla AKP’nin de ipinin malum cemaatin elinde olduğuna dair birçok emare var ki, zaten bu hususta Başbakan’a çok defalar mesaj gönderdiler. En son cemaatin başı “fert planda keser, idare planda keser, heyet planda keser” diyerek Erdoğan’a uyarısını yapmıştı. Ama Erdoğan, bu uyarıyı ciddiye almayarak, kendi gücünü sınamaya gitti. Oysa Erdoğan’ın ve AKP kurmaylarının şunu bilmesi gerekiyordu ki, malum cemaat rejimin üç ana stratejik noktasını denetimleri altına almışlardı. Emniyet, İstihbarat ve yargı… Dikkat ediniz, malum cemaatin saldırıları bu üç ana stratejik birimden eş zamanlı olarak yürütülüyor.
  •  
  • Durumun özetine gelince, tam da dediğimiz gibi, malum cemaat gözünü karartmak suretiyle Başbakan’ın boğazındaki ipi iyice sıkmıştır. Şayet Başbakan, halen kendisini tek güç haline getirme sevdasını sürdürüse ki ben sanmıyorum, önümüzdeki haftadan itibaren Başbakan geri adım atmaya başlayacaktır, yok dediğimiz gibi olmaz ise, seyreyleyin iktidar savaşının boyutunu. En çok birkaç ay içerisinde AKP’nin dibini oyarlar. Hele ki, Başbakn’ın…  Şimdilik karşı hamlelerle Başbakan, cemaate göz dağı vermeye çalıştı ama unuttuğu bir şey var ki, cemaatin elindeki onca bilgi belge… Yarın Başbakan hakkında gizli bilgiler servis edilmeye başlanırsa, durum ne olur? AKP diye bir siyasal parti ortalıkta kalır mı?
  •  
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara