Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mart '11

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Manolya'nın Direnişi

Manolya'nın Direnişi
 

 

‘Hiçliğe karşı direnişi sanatla kutsamak…’

Geçen hafta Tate Modern’de gördüğüm bir tablonun karşısında uzun süre çakılıp kaldım.

Lucio Fontana’ya ait tablo, kesinlikle Tate Modern’in en etkileyici eseri değildi.

Londra’nın hatta Avrupa’nın çağdaş sanat mabedi olan bu müzede insanın aklını başından alan binlerce eserin arasından beni çarpan bu tablo olmuştu ama.

Tablo, basitti. Çağdaş sanata mesafeli duranlara ‘bunu ben de yaparım’ dedirtecek kadar basit.

Soluk kırmızı renkte kanvas bir tuvalin ortasında boydan boya derin bir bıçak izi.

Bunu, bir şiddet işareti olarak da yorumlayabilirdiniz, anarşist bir eylem de olabilirdi ama eninde sonunda ortada bir başkaldırı, bir isyan vardı ve Fontana bu direnişi sanatıyla kutsamıştı.

‘Sanatla direnmek’

Çağdaş sanat eserlerinin alt metinlerini genellikle eserle uyumunu sorgularım ama bu alt metin cümlesi eserle bütünleşmişti.

Editörüm Başak Hanım, neden yazımı birkaç haftadır güncellemediğimi sorduğunda yanıtım şöyle oldu: Hiç…

Bugünlerde, kime ne sorsam cevabı: Hiç

-Nasılsın? Hiç.

- Peki neden? Hiç…

‘Hiçlik’ duygusunun karşısında mevzi kaybettiğimizi görüyorum.

Dengesini şaşıran bir dünya, isyanlarda – depremlerde yaşamını yitiren on binlerce insan, sanki bir düğmeye basılmış gibi ardı ardına gelen ölüm haberleri.

Böyle bir dünyada, yaşamı kutsamak insanı bu ‘hiçlik duygusundan’ kurtarır mı?

Büyük planlar uğruna yayılan korkular, yitmeye yüz tutan umut, körüklenen şüpheler, yüreği bir ürkek güvercin gibi titreyen güven duygusu.

Böylesi bir duygu ikliminde, yaşamdan çaldığı minik bir keyif anı bile ihanet pişmanlığı yaratmaz mı insanın ruhunda?

Birilerine, bir şeylere tutunmak istersen ama nafile başaramazsan, kendine faydan olmadığı için sana tutunmaya çalışanlara da deva olamazsan ne olur?

Yazamazsın, okuyamazsın, sevemezsin ve sonunda teslim olursun hiçliğine.

Fazla düşünmeden, çok konuşmadan yaşar, sorulara kısa ve öz yanıt verirsin: Hiç.

Kime ne yararı var? Hiç kimseye…

Mucizeler her yerde

Oysa, görmek istersen mucizeler her yerdedir.

Bahar gelir.

Ve bir ağaç sana hiçbir şeyin aslında ‘hiç’ olmadığını anlatır kendi lisanında.

Ve aslında aldığın her nefesin, var olduğun her anın, sadece yaşıyor olmanın bile büyük bir direniş olduğunu anlatır.

Belki de yarım asırdır bir hafta bile şaşmadan, Bebek İnşirah Yokuşu’nda çiçek açan manolya ağacı, en büyük sanatçı olan doğanın ‘direnişi’ kutsadığı bir tablo gibidir.

Gidip görün, size söyleyecek çok sözü var.

 

syucebiyik@gmail.com

twitter/syucebiyik

 

 
Kayıt tarihi
: 16.07.10
 
 

Milliyet Yazar..