Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Şubat '11

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Twitter arkadaşım Alain de Botton'dan bomba gibi iki kitap

Twitter arkadaşım Alain de Botton'dan bomba gibi iki kitap
 

Alain de Botton’ı okuyup da müptelası olmayanı bugüne dek görmedim. İlk kitabı Aşk Üzerine’den bu yana ‘günlük yaşam filozofu’muzun tüm kitaplarını bir nefeste ve ‘ha bitti ha bitecek’ stresiyle okur, bir sonraki kitabını daha hızlı yazması için dua ederim.

Şeytani zekası ve o kimselerde olmayan bakış açısı ile Botton, hemen her kitabında gündelik yaşamlarımızın sıradanlığını, önem atfettiğimiz hayat rutinlerimizi, duygu – düşünce sandığımız alışkanlıklarımızı bir güzel yüzümüze vurur.

Fark edemediklerimizi fark ettirir. Olan bitenleri basit ama müthiş bir derinlikle yorumlar.

Mizah duygusu ise en önemli silahıdır ve yalın romantizmiyle okuyanı kalbinin ta orta yerinden vurur…

İşte bu şahane adamın, okurlarıyla sohbet için İstanbul’a geleceğini öğrendiğim an sevinçten havalara uçtum.

Ama Botton’u yalnız dinlemek olmazdı. Bir başka Botton fanatiği, Time Out’un Yayın Yönetmeni sevgili arkadaşım Deniz Huysal ile ‘o günü’ iple çekmeye başladık.

15 Şubat geldi, çattı.

Bir gün önce, Twitter’da da sıkı takipçisi olduğum Botton’a ‘sizi dört gözle bekliyoruz’ kabilinden bir mesaj attım. Kendimi ünlü meraklısı bir ergen gibi hissetmeme neden olan bu davranışımın bana verdiği utanç hissi, 5 dakika sonra Botton’dan gelen cevap ile sevince dönüştü.

Botton artık twitter arkadaşım olmuştu!

80.000 takipçisi olan, dünyaca ünlü yazar heyecanlı bir okurunu ‘inan ben de çok heyecanlıyım Sule, bu İstanbul’a ilk gelişim olacak’ diye yanıtlayacak kadar ego sorununu çözmüştü…Nitekim, konuşmasında da Twitter’ı okurla buluşma platformu olarak gördüğünü, herkese cevap verdiğini söyledi. Yazdığı cümlelerin, düşüncelerin ne kadar retweet edildiğine bakarak, kitabına alıp almamaya karar veriyormuş Botton.

İKSV Salon’daki konuşmasının öncesinde X Restoran’da karşılaştık Botton’la…O bildiğimiz cool, ağır hareket eden, snob yazar havasından çok uzakta bir tarzı vardı. Masanın neşeli çocuğu gibi sürekli kıpırdıyor ve çevresindekileri güldürüyordu…

İKSV Salon ise tıklım tıklım doluydu. Gelenlerin yüzde 80’ini kadınlar oluşturuyordu.

Botton, yazarlığının ve bugüne kadar yazdığı 9 kitabın hikayesini tek tek anlattı. Yazarlığı seçmesinin nedeninin yalnızlık duygusundan kurtulmak olduğunu, sadece kitaplarla dost olabildiğini, takıntılı ve detaycı kişiliğiyle ancak yazarak baş edebildiğini anlattı.

Psikoloji- Oteli Projesi

Hayranı olduğu Proust’u ‘yazar olmak için izin aldığım yazar’ diye tanımlayan Botton, Proust Hayatınızı Nasıl Değiştirir adlı kitabında felsefeyi günlük hayatla buluşturarak, Proust’a vefa borcunu ödediğini söyledi. Bu kitabı aynı zamanda Amerikan tarzı ’başarmanın 10 yolu’ türünden kişisel gelişim kitaplarına edebi bir tokat olsun diye yazdığını vurguladı.

Felsefenin Tesellisi’nde günlük hayatın sorunlarına Socrates, Epicurus, Seneca, Montaigne, Schopenhauer ve Nietzsche ile teselli bulmamızı sağlayan Botton, daha sonraki kitabı Seyahat Sanatı’nda ise seyahatle ilgili gözlemlerini anlatır.

Konuşmasında seyahatle ilgili tek sorunun ‘nereye gidersek gidelim kendimizi de götürmek zorunda kalışımız’ olduğunu kaydeden Botton’un bu sorunun üstesinden gelmek geliştirdiği projesi salonu kahkahalara boğdu: Resepsiyon görevlisinden aşçıya tüm personelin psikolog olduğu bir psikoji-oteli. Öyleki resepsiyonu arayıp ‘alo karımla kavga ettik’ dediğinizde oda servisi size derhal bir evlilik terapisti gönderecek.

Çıkışta ne yapıyorsun?

Bu otel sayesinde, sorunlarınızı olduğunuz yerde değil kaçtığınız yerde de çözer hale geleceksiniz.

En sevdiğim kitaplarından biri olan Çalışmanın Mutluluğu ve Sıkıntısı’nda, ‘insan neden çalışır’ sorusunun yanıtı üzerine kafa yoran Botton; ‘Ne para, ne mevki’ diyor. Ona göre, çalışmamızın temel sebebi ‘ bizi meşgul etmesi, kendimizden uzaklaştırması, işe yarama arzumuzu tatmin etmesi’.

Botton’a gelen sorular da birbirinden hoştu doğrusu. Bir kadın okuyucusundan gelen ‘Çıkışta ne yapacaksın’ sorusuna hiç afallamadan ‘Bir önerin var mı’ diye karşılık verdi.

‘Neden okuyucularınızın büyük bölümü kadın’ sorusuna, ‘edebiyat kadınlar sayesinde ayakta. Basılan her 10 romanın 8’ini kadınlar alıyor, bu erkeklerin utanması gereken bir manzara’ diye cevapladı.

Neşeli bir pesimist

Hayat duruşunu ‘neşeli bir pesimist’ olarak özetleyen Botton, uzmanlık alanı olmayan mimarlık, felsefe gibi konularda yazıyor olmaktan ötürü aldığı eleştirileri çok önemsemediğini belirterek ‘Hayat bu kadar zengin ve renkliyken, bilgiler havada uçuşurken tek bir konuya saplanarak, yıllarımı adayarak uzmanlaşmayı tercih etmem mümkün değildi’ dedi.

Ve Botton’dan bomba gibi iki kitabın müjdesini de verdi. Biri tamamlamak üzere olduğu ‘Ateistler İçin Din’ diğeri ‘Seks ve Evlilik’. Her ikisinin de bir yıl içinde piyasaya çıkması planlanıyor.

Alain de Botton, kendisinden beklediği gibi her iki kitapta da tabuları fena halde silkelemiş.

Bu nedenle kendi deyimiyle ‘son günlerinin keyfini sürmeye’ çalışıyor.

syucebiyik@gmail.com

twitter/suleyucebiyik

 
Kayıt tarihi
: 16.07.10
 
 

Milliyet Yazar..