- Kategori
- Yurtiçi Tatil
Marmaris - Selimiye Köyü
Yaz başından beri bu yıl farklı bir yerde tatil yapmak istiyordum. Fakat bu konuda bir araştırma da yapmıyordum. Bu tembelliğimden değil, belki fırsatım olmayabilir, gidemeyebilirliğimden kaynaklanıyordu.
Neyse koşullar uygun bir duruma geldi ve ben tatil yapmak için kendime fırsat yaratabildim. Nihayet ruhumu ve bedenimi dinlendirme zamanım gelmişti.
Bana, kuzenim ve 16 yaşındaki kızı da eşlik edecekti. Bir öneri üzerine ve ortak aldığımız bir kararla Marmaris’in Selimiye köyü ne gittik.
Selimiye köyü, Marmaris’den 40 km uzaklıkta, 50-60 dk. lık bir dolmuş yolculuğu ile ulaşılabilen, 1992 yılına kadar ulaşımın denizden sağlandığı, şimdilerde yat turizmine de hizmet eden cennet bir belde.
Farklı birkaç öneri üzerine kalabileceğimiz pansiyonları inter-netten araştırıp, birine rezervasyonumuzu yaptırmıştık. Günü kaybetmemek adına yola erken bir saatte çıkıp saat 13.00 gibi muhteşem köy Selimiye ye vardık.
Ben Selimiye yi muhteşem olarak tanımlıyorum çünkü benim beklentime yanıt vermiş, bu yıl yaşamak istediğim tatil anlayışıma çok uymuştu. Şöyle ki; ramazan dolayısıyle çok kalabalık değildi, ağırlıklı yerli turistler vardı, gürültü kirliliğine hiç rastlamadım, havası oksijen yüklü, denizi muhteşem, huzurlu, her gün sabah çoğu evde yapılan bazlaması ve çeşitli ekmekleri meşhur, köy halkı içten ve sıcak, yediğimiz yemek, balık ve tatlılar süperdi… Daha ne olsun ki…
Kaldığımız Müne motel köyün sonuna yakındı. Kahvaltı ve yatak hizmeti aldığımız 6 odalı pansiyon yeterli düzeyde temiz ve güzeldi. Denize sıfır gül bahçesi ve sessizliği ruhumu dinlendirdi. Köyün sonuna doğru deniz, daha temiz, daha berrak… Adeta yeni temizlenmiş bir akvaryum görünümünde. Girişin taşlı olması nedeniyle deniz ayakkabısı alınmasını önerebilirim.
Sabah kahvaltısı dışında, öğle ve akşam yemeklerimizi köye yürüyerek çeşitli mekanlarda yedik. Dönüşümlü olarak 4 farklı yerde öğlenleri sebze yemekleri, akşamları ise deniz ürünleri yemeyi tercih ettik.
Köyde, genellikle ailelerin işlettiği mekanlar ağırlıklı…
Köyün merkezinde yer alan Paprika, ağırlıklı cafe tarzında hizmet vermekle birlikte mantısı, köftesi, zevkle hazırlanmış salata çeşitleri ile birkaç gün öğle yemeklerimizi yediğimiz, akşamları da birbirinden leziz tatlıları ve kızarmış dondurmasını denediğimiz temiz ve beyaz renkli dekorundan ötürü ferah bir mekandı. Sahipleri ile yaptığımız muhabbetler de ayrıca zevkliydi.
Sardunya restaurant… Selimiye’nin en güzel mekanlarından biri, hatta ilki diyebilirim. Salata ve mezelerde kullanılan ürünler bu kadar taze ve lezzetli olamazdı. Kalamar ve balık bu güne kadar yediğim en taze, en lezzetli ve en kıvamında pişirilmişti. Hizmetteki hız, hijyen, güleryüz, samimiyet ve ambiyans her akşam Sardunya da yemek yemeği istemeniz için diğer nedenler… Ve bu anlattıklarımı doğrulayan bir gerçek de, eğer gün içinde rezervasyon yaptırmamışsanız 21.30 dan önce boş masa bulmanız olanaksız…
Her tatil beldesinde olduğu gibi giysi ve takı fiyatları çok yüksek. Ama el yapımı takı tasarımı ürünler çok zevkli . Hemen hemen her yerde kurutulmuş kekik, defne yaprağı, kabuklu – kabuksuz badem ve bal satan halka rastlamak mümkün. Kışın kaban- manto giymediklerini, soba yakmadıklarını söyleyen köy halkının bu durumu, sıcakkanlılıklarını doğruluyor sanki…
Tertemiz denizine girmek, taze balığını, sebze ve meyvesini yemek, oksijen ve kekik kokusunu solumak, kafanızı dinlemek istiyorsanız doğru bir adres Selimiye Köyü…
Yeni bir tatile kadar bu anılarla yetineceğim… Ve Allah nasip ederse Selimiye ye bir kez daha gitmek dileğimdir.
Sağlıkla ve huzurla kalınız.