- Kategori
- Satranç
Mat olmaya az kaldı

Şah'lardan biri mat olacak ve oyun bitecek.
Rakibinizin üç hamle sonra ne gibi bir hamle yapacağını biliyorsanız iyisinizdir. Fakat, rakibinizin beş hamle sonra hangi hamleyi yapacağını biliyorsanız çok çok iyisiniz demektir.
Yani, rakibinizin yapacağı hamleleri ne kadar uzun süreli çözümleyebiliyorsanız, o kadar dâhisiniz demektir.
Fakat, elbette oturup da rakibinizin hamlelerini bekleyecek haliniz yok. Beş hamle sonra rakibe hangi hamleyi yaptıracağınız aslında sizin hamlelerinizle yönlenecek.
Satranç, müthiş bir strateji oynudur. Yalnız oyun olmakla da kalmaz. Satrançdaki bütün stratejiler aslında hayatımızın bütün aşamalarında uygulanması gereken hamlelerdir. Aslında, bilerek ya da bilmeden, yaşantımız boyunca hep satranç oynarız. Karşımızdakine hamle yaptırmaya ve onu mat etmeye çalışır dururuz.
Satranç oyuncuları rakiplerinin yüz ifadelerine bakarak hangi hamleyi düşündüklerini de çözebilirler. O nedenle de usta oyuncular yüzlerine ifade vermekten kaçınırlar. En güzel çözüm "aptal" gözükmektir. Aptal gözükeceksiniz ki karşınızdaki sizi aptal sanıp bütün hamlelerini rahatlıkla yapsın ve hataya düşsün.
Şimdi, birileri sürekli konuşuyor. Sürekli çok önemli bir oyuncuya iftira atıyor. Oyuncu kendini savunmaya çekmiş durumda. Aptal görüntüsü veriyor. Fakat, o birileri aptal gözüken oyuncuya daha da hızlı saldırmaya başlıyor. Fakat, saldırdıkça büyük hatalar yapmaya başlıyor ve mat olma yolunda çok önemli yanlış hamleler yapıyor. Oysa, rakibi aptal gözükerek şimdilik piyonlarıyla minik minik hamleler yaparak "Şah"ı gözüne dikmiş vaziyette. Şah, vezir, fil, at, kale ve piyonlar henüz oyun alanında. Fakat, aptal gözükenlerden bazı piyonlar oyun dışı olmuş durumda. Rakip, bütün kaleleri işgâl etme hevesinde. Hattâ, iki kale de şu an alınma durumunda. Rakip, "Şah"ı korumak amacıyla şimdilik bunu göze almış durumda.
Herkes oyunu seyrediyor. "Bu oyunun sonu nereye varacak" diye endişeyle bekleyenler var. Piyonlar hareketli ve bir an önce eyleme geçip karşı tarafı mat etmeye çalışıyorlar. Bu uğurda kendilerini tehlikeye atıyorlar. Rakip hatalarını gittikçe arttıyor. Bir piyonu ele geçiriyorlar, aptal gözüken rakibi sessiz kalıp, hiç olmadık bir hamle daha yapıyor. Karşı taraf bundan "Rakibinin bu oyundan anlamadığını anlıyor" ve daha da cesaretleniyor. Bir hamle, bir hamle, bir hamle daha...
Oysa aptal sandığı oyuncu "Şah"ı çoktan gözüne kestirdi ve içinden "MAT" dedi bile.
Bu oyun bitecek. Aptal sanılan oyuncu "Şah" ve "Mat" diyecek. Fakat, biraz daha bekliyor. Kendini uyanık sanan rakibi iyiden iyiye hatalarla şahını ortaya çıkarsın.
Mat çok yakında.
Çünkü, rakip artık geri dönülmez hatalı hamleler yaptı. Aptal sanılan oyuncu ise tarihinde büyük oyunlardan büyük galibiyetlerle çıktı.
Bekleyin görün.