Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '09

 
Kategori
Güncel
 

Mecburen Adiyos Dinliyos

Mecburen Adiyos Dinliyos
 

Son günlerde bu ülkede, insanların en çok diline dolanan reklam kampanyalarından biri şüphesiz, Yapı Kredi Bankası’nın bir ürünü olan “adios kredi kartı” na ait reklam. Daha doğrusu, reklamda kullanılan şarkı.


“<ı>Yiyos, içiyos, geziyos, para vermiyos, adiyos” gibi bir şeyler. Şarkının müzikal yapısı gerçekten hoş ve akılda kalıcı. Ben de beğendim. Ama benim gibi “Türkçe” hassasiyeti olan pek çok kişinin, sözlerden, kelimelerin kullanılış biçimlerinden rahatsız olduğu, açık bir gerçek.


Birkaç defa bu konuyu yazayım dedim sonra vazgeçtim. Ta ki bugüne kadar. Bugün bir olay yaşadım. Bendeniz de bir Yapı Kredi bankası kredi kartı sahibiyim. Bir kart işlemi için, bankanın “444 0 ...” diye başlayan özel servis numarasını aradım. Otomatik sistem beni yönlendirmeye başladı. Başladı başlamasına da ilk bir-iki adımdan sonra, meşhur reklamın, meşhur şarkısı çalmaya başladı. Kaç saniye devam etti bilmiyorum, süre tutmadım.


Şimdi aklıma takılan ilk konu şudur. Söz konusu banka, telefon bankacılığı sistemine giriş yapan müşterilerine, işlemlerini sonuçlandırabilmeleri için, zorunlu olarak bu reklamı dinletmek lüksüne sahip midir? Bu uygulama etik midir? Müşterilerin, ücretli olan bu serviste işlem yaparken ilave bir süreyi, istekleri dışında burada harcamaları normal midir?


Konuyla ilgili ikinci enteresan vakıa ise şudur. Bundan tam 731 sene önce bugün, bu coğrafyada çok önemli bir olay yaşanmıştır. Ünlü Türk devlet adamı Karamanoğlu Mehmet Bey, Türkçe'yi devletin resmi dili olarak ilan etmiştir. Bugün, bu tarihi olayın, 731. yıldönümüdür yani.


Aynı Mehmet Bey, bu olaydan yaklaşık bir sene öncesinde de, 13 Mayıs 1277’de ünlü sözünü söylemiştir: "<ı>Bugünden sonra divanda, dergahta, bergahta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır."


O dönemlerde, Selçuklu Türkleri, edebi dil olarak Farsçayı, devlet işlerinde de Arapçayı kullanmaktaydılar. Halk ise ana ve öz dilleri olan Türkçeyi kullanıyordu. Karamanoğlu Mehmet Bey, millet olarak birlikte yaşamanın ilk şartının dil birliğinin sağlanması gerekliliği olduğuna inanmış ve bu yolda çaba sarf etmişti.


İşte bir de, bu tesadüf aklıma geldi. Yorum ve değerlendirmeler tabi ki farklı olabilir. Ama ben yine de dilimize, güzel Türkçemize biraz daha önem göstermemiz gerektiği düşüncesindeyim değerli dostlar.


Son olarak sözlerimi, Türkçe’nin en önemli şairlerinden biri olan Orhan Veli Usta’mızın, o harikulade şiiri ile bitirmek istiyorum. Belki bu muhteşem sözler, daha etkili bir mesaj olarak yerli yerine ulaşabilir.


BEDAVA


Bedava yaşıyoruz, bedava;

Hava bedava, bulut bedava;

Dere tepe bedava;

Yağmur çamur bedava;

Otomobillerin dışı,

Sinemaların kapısı,

Camekanlar bedava;

Peynir ekmek değil ama

Acı su bedava;

Kelle fiyatına hürriyet,

Esirlik bedava;

Bedava yaşıyoruz, bedava.”


Not: Türkçe konusundaki hassasiyetimi, bu sayfaların devamlı okurları gayet iyi bilirler. Bu nedenle, başlıkta kullandığım, yozlaştırılmış Türkçe ifadeden dolayı özür diliyorum. Konuyu daha çarpıcı hale getirmek için bir ironi yapmaya çalıştım. (A.S.)


@Geçen sene bugün "Bu Araba, Öyle Her Dur Dediğin Yerde Durmaz Kardeşim": http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=107517

@İki sene önce bugün "Keşkesiz Yaşamak, Tanrılaşmak mıdır?": http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=38725

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..