Medeniyetin anahtarı

“Teşekkür medeniyetin anahtarıdır.” Özsözünü taa 1963’te duymuştum. Bursa Eğitim Enstitüsünde öğrenciyken değerli tarih öğretmenimiz Kâmile Açıkalın bu sözü sık sık tekrar ederdi. Milli Eğitim Bakanımız Sayın  Ömer Dinçer, Ankara Haymana Yenice Dilaver Temizhan Çok Programlı Lisesi’nde düzenlenen törende, 2011-2012 eğitim-öğretim yılının açılış konuşması gazetelerden okuyunca  taa 1963’e gittim. İnsan ilişkilerinde sevgi, saygı, naziklik, samimilik…vb. konularda geri kaldığımızı yazmak gelmiyor içimden; ancak bir arpa boyu yol katetmişiz diyebiliriz.  

İnşallah Milli Eğitim bakanımızın sözleri ve bu sözlerle tutarlı olacak uygulamaları sayesinde çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne çıkabiliriz.

Okumayanlar için Milli Eğitim Bakanımızın sözlerinden bir paragraf alalım:

“Bu eğitim-öğretim yılı boyunca, hem kendinizin kullanmasını hem de öğrencilerimize öğretmenizi istediğim 3 söz ve davranış var. Bu 3 söz ve davranışı, ‘Özür dilerim’, ‘Haklısınız’, ‘Teşekkür ederim’ olarak tanımladım. Belki çok basit, ama sonuçları bakımından çok etkili olan kimi tutumları öğrencilerimize kazandırmalıyız. Bir çocuğun hata yaptığında ‘Özür dilerim’ demeyi öğrenmesi gerekir. Özür dilemek, ağızdan çıkan iki kuru sözcük değil, aksine içimizde yaşadığımız bir özeleştiri sürecinden sonra hatalı olduğumuzu kabul ederek bunun gereğini yerine getirmektir.”

Bakanımız konuşmasında bu bilgece sözleri tekrarlamakla kalmadı öğretmenlerden, söz verildiği gibi atama yapamadıkları için özür dileyerek güzel bir davranış sergiledi.

Bu güzel davranıştan cesaret alarak  bazı hususlara değineceğim.

MEB’de reform şart; ama bu reform Kanun Hükmünde kararname ile mi olur?

Kanun Hükmünde kararname Yetkisi sınırlı olarak verilir. Kanun hükmünde kararname uygulanırken bin kere düşünülür. Böyleyken arkasında bir çok kuşkular doğurabilecek uygulamalara başlama iyi olmamıştır. Niyet belki iyidir. Belki Gardrop Atatürkçülük yerine gerçek Atatürkçülük getirilmek istenmektedir. Belki İnsan haklarına uygun, çağdaş bir anlayış getirilmek istenmektedir; ama bu böyle olmamalıydı. Bakın cümlelerimi kurarken belki kelimesini kullanıyorum. Milli eğitim söz konusu olunca belki kelimesi kullanılmaz, kullanılmamalıdır. Bu belki kelimesini gazetelerde yer alan bazı yazıla dayanarak yazdım, yoksa uygulamaları takip edemiyorum. Kim takip edebiliyor ki?

Milli Eğitimdeki uygulamalar çok açık olmalı, çağdaş olmalı, tereddütler yaratacak cinsten olmamalı…

Uzatmayalım yeni öğretim yılının açılış konuşmasına özür dileyerek başlayan sayın Milli Eğitim Bakanımızın bu son karambol uygulamalarla ilgili de özür dilemesini ve açıkça uygulamaların çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkmak amacıyla yapıldığına herkesi ikna etmesini diliyorum.

Yazımızı uzun mu buldunuz? Haklısınız. Farkında olmayarak yanlış bir şeyler yazmışsam özür dilerim. Yazımızı dikkate alacaklara da şimdiden teşekkür ederim.

Sabahattin Gencal, Başiskele – Kocaeli, 22. 09  2011