Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Eylül '07

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Meis Adası dediğin yer, on evlek yer kardeşim

Meis Adası dediğin yer, on evlek yer kardeşim
 

Kaş’ta bulunduğunuz süre içerisinde ne zaman başınızı kaldırıp denize baksanız karşınızda Yunan adalarından biri olan Meis Adası’nı görüyorsunuz. Türk kıyılarına sadece 1300 metre mesafede olan adaya, Kaş’tan her gün hareket eden teknelerle kırk dakikalık bir sürede ulaşabiliyorsunuz. İsterseniz de yüzerek tabi.


Babamdan dinlediğim bir hikaye vardı. Hikaye dediysem gerçekten yaşanmış bir diyalog aslında. Kıbrıs sorununun en sıkıntılı olduğu yıllarda yapılan görüşmelerde, Rum tarafı bizlerle dalga geçer gibi bir teklifte bulunmuş. Türk tarafı Kıbrıs’ın yönetimini tamamen Rum tarafına devrederse ve oradaki Türk’ler, azınlık statüsünde yaşamayı kabul ederlerse, Yunanistan da karşılığında Meis Adası’nı Türkiye’ye verecekmiş. Koskoca Kıbrıs’a karşı Meis yani.


Hikayeye konu olan, son derece mukallit şahıs bu öneriyi gazetelerden okuduğunda ya da akşam ajansında dinlediğinde Babam’a şöyle demiş: “Bak şu uyanıkların yaptığına. Kıbrıs nire, Meis nire? Meis dediğin yer, on evlek yer kardeşim. Tek kale maç mı yapacağız biz orada?”


Tabi Meis Adası’na her baktığımda bu sözler aklıma geldi ve güldüm kendi kendime. Sonra merak ettim, gerçekten de adanın yüzölçümü ne kadar diye. Efendim, Meis Adası’nın yüzölçümü sadece 9 kilometrekare imiş. Toplam kıyı uzunluğu da yirmi kilometre kadar.


Anadolu’nun bazı bölgelerinde, tarla-arsa hesabı yaparken evlek tabiri kullanılır. Bir evlek demek yanlış bilmiyorsam bir dekar araziye eşittir.


Meis, Kaş kıyılarından elini uzatsan dokunacak kadar yakın bir yerde. Geceleyin ışıkları, komşu köyün ışıltıları gibi, sizden ve içinizden.


Yine merak edip baktım ki nüfusu 2000 yılı sayımına göre sadece 406 kişi. Yaz aylarında 1000 rakamına ulaşıyormuş. İkinci dünya savaşı yıllarında yoğun Alman bombardımanına maruz kalan ada halkının çok büyük bir bölümü, o yıllarda Avustralya’ya göç etmiş.


Kaş’ta edindiğim bilgilere göre, Yunan hükümeti; adada yerleşimi devam ettirebilmek adına, Meis sakinlerine parasal destek sağlıyormuş.


Cuma günleri kurulan Kaş pazarının en önemli müşterileri Meis’liler. Günlük hayatlarını idame ettirmek adına, ihtiyaçlarının çok büyük bir bölümünü Kaş’tan sağlıyorlar. İçme suları bile yarı kaçak yarı resmi, teknelerle bu taraftan gidiyor.


Bir başka enteresan not da şu: Meis’in Yunanca anlamı “göz” demekmiş. Kaşı bizde gözü onlarda yani. Adanın resmi adı olan Meigist ise en büyük anlamına geliyor ki Meis, on iki adaların en küçüğü, hatta miniği.


Yine bir başka rivayete göre Lozan barış görüşmelerini yapan İsmet İnönü, yıllar sonra Kaş’a gelip de yüzme mesafesindeki Meis Adası’nı gördüğünde “bu kadar yakın olduğunu bilsem Yunanistan’a verir miydim” demiştir ama bana biraz şehir efsanesi gibi geldi bu durum.


İşte böyle dostlar. Meis Adası, özetle Kaş için bir süs, bir zenginlik ve nazar boncuğu gibi geldi bana. Sonraki yazılarımda anlatmaya çalışacağım Limanağzı’na tekne yolculuklarımızda, giderken sağ, gelirken sol kolumu uzatıp tutar gibi yaptım Meis’i. Dokunur gibi. Annesini ve babasını kalabalık bir çarşının ortasında kaybetmiş küçük bir çocuk telaşı ve ağlamaklığını hissettim. Biraz acıdım, biraz içim burkuldu. Keşke böyle gariban kalmasaydı diye düşündüm.


Not: Yazı fotoğrafı www.santosapension.com adlı siteden alınmıştır.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..