Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Milletvekili dokunulmazlığı kalkmış!

“Aaa, hakikaten öyle mi olmuş? Aman ne iyi olmuş!”, “Adalet yerini bulmuş!” nihayetinde, diye sevinmeyin, CHP Denizli milletvekili İlhan Cihaner hakkında böyle bir karar alınmış, her bir milletvekili için değil!

İçeride olan milletvekilleri nasıl ki, milletvekilliklerini yapamıyorlarsa, hani kanıksadık ya, dışarıda olan milletvekillerinin de dokunulmazlığı kalkmış!

Kalksın vallaha!

Ama, her bir milletvekilinin, her bir yönetenin dokunulmazlığı kalksın!

Yoksa, adaletin, resmen, teslim alındığının bir göstergesidir bu durum, kişiye göre adalet olmaz zira!

Kişiye olamayacağı gibi, partiye, hükümete de göre olamaz!

Olmamalı yani!

Olur duruma gelindiyse ve ses getirmiyorsa eğer: Türkçe Olimpiyatları, ki; ülkemizde Türkçeyi iyi konuşan her kime verilmişse böyle bir ödül, örneği olduğunu sanmıyorum, yurt dışından belli okullardan seçilen herhangi bir Türkçe şarkı ezberleyenlerin, ki; sanıyorum ısrar ile ezberletilmiştir, pek matah bir şeymiş gibi sunulması ve de üstüne üstlük bir de hatıra para basılması…

Ayol, Türkçe bu kadar muteber bir dil ise, neden başbakan falan Arapça, Farsça dillerden örmekler vererek konuşuyor?

******

Böyle bir Olimpiyata dair para bastırılıyor, hatıra niteliğinde, eee “Hatıra niteliğinde” para basılması pek normal; normal olmayan “Hatıra paranın” tedavüle girmesi!

Tedavüle giren para üzerinde ise Atatürk resminin bulunmaması…

******

Cumhuriyetin 75.ci yıl dönümü için basılan paralarda da Atatürk resmi yoktu deniyor, hatırlayamıyorum, ne yalan!

Yalnız, bildiğim bir şey var: T.C. Cumhuriyetinin 75.ci yılını kutlamak için hatıra anlamında basılan para ile Türkçeyi, Türkiye sınırları içinde en iyi kullananlar yerine yurt dışından toplanıp getirilen ve bir metni, bir şarkıyı Türkçe okudular diye adına “Olimpiyat” denen bir düzenleme sonucu “Hatıra Parası” basılması, hem de epey miktarda, ve de sirkülasyona girip, “Para” değeri taşıması epey düşündürücü!...

******

Düşündürücü olan çok şey var; Münevver’in babası Hayyam Garipoğlu’nun kaçacağını beyan etti, kimse ciddiye almadı!

Adam kaçtı!...

Yurt dışına çıkma yasağı bile konulmadı!

Ve, ne ilginçtir ki; bir canlıya kast ettikleri dahi sabitlenmemiş kişiler yıllarca hapisteler!

Yine, bence pek mühim bir çalımdır: Cem’in babası nasıl oldu da serbest bırakıldı?

Yani, amca suçlu bulundu da, baba ak kaşık mıydı?

******

Samsun, üzgünüm ama, taciz ve tecavüz haberlerinin vazgeçilmez ili oldu!

Nedir, nedendir gibi sorgulamaları sosyologlara bırakmak gerek, lakin yine de oradan bir örnek: Teyzesinin kızlarını taciz etmiş, el ile yoklamış, porno film izlettirmiş!

Aldığı ceza epey bir yıl.

Alsın, tabii ki!

De…

Tecavüz etse daha az yıl alırdı!

Bakınız: Tecavüz dosyaları ve kararları…

Bir aykırılık yok mu sizce de?

******

İlhan Cihaner ne yapmıştı?

İlticanın üzerine gitmişti; sahi, Haberal ne suç işlemişti, Balbay?

İnsan mı öldürdüler, öldürülen insana yataklık mı ettiler?

Münevver’i öldürene yardım edenler, kanını temizleyenlere beraat, yataklık edene ceza, orada da bir anormallik var ya, neyse…

O ceza alan da serbestti, öyle elini kokunu sallaya sallaya gezerdi, ceza hükmü onanana dek!

Birileri haber uçurmuş, belli, kapamış telefonunu, uçmuş gitmiş!

******

Böyle bir adalet sistemi, şekerim; güven güvenebilirsen!

Yani, madem, istediğini bırakacaksın, istediğini hücrelere kapatacaksın, Avrupa Standartları falan gibi şeylere meyletme, yani!

Komik oluyor!

Komik de yetersiz; traji-komik oluyor, ki; Avrupa Gazetelerinde yandaş olmayan yazar takımı fikirlerini yazdığında, bizim hükümet hop oturup-hop kalkıyor!

Bir ayar vermek gerek diyorlar, ama, koyun değiller, şikayet etseler, zılgıtı da yiyecekler: Beklentilerin kaçı gerçekleşti, ey Tayyip?

*****

Vallaha, çok demokratik bir başlık oldu, farkındayım; içeriği fazla anti-demokratik, üzgünüm, hala alışamayanlardanım, oğlum acayip ürküyor: “Anne, yazarken beni düşün ne olur!”

******

Ama, şekerim, budur işte durum!

Yani; ben yazmazsam, sen yazmazsan, nasıl aydınlığa çıkar bu Atatürk’ün kurduğu muhteşem cumhuriyet?

******

İçeriye alınanlar “Vatan Haini” midir, hakikaten?

Yoksa, dokunulmazlık zırhına bürünenler, hakikaten, söyledikleri gibi “saf” mıdırlar?

O zırh, niye belli kişilere sağlanır da, eşitlik ve adalet sistemi çöker?

******

Kimse kusura bakmasın; bu sistemin adil olduğuna inanmak için aklın ve mantığın bedenden ayrılması gerek!

Şimdilik, çok şükür, aklım ve mantığım doğru-düzgün çalışıyor!

Allah herkese nasip etsin!...

 

http://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..