Milli takım mı milli azap mı?

Dünya ve Avrupa kupalarında üçüncülük aldığımız o altın yıllardan sonra milli takım adeta milli azap haline gelmeye başladı. On yıldan fazladır bütün elemelerde ölüp ölüp diriliyoruz. Daha doğrusu dirilip dirilip ölüyoruz. Kazakistan ve Andorra gibi dördüncü sınıf ekipler hariç şöyle ağız tadıyla, evire çevire yendiğimiz bir takım var mı Allah aşkına?

Haydi İzlanda Mizlanda uçup gitti diyelim, Letonya gibi üçüncü sınıf takımları bile yenemez olduk. Üstelik "İmparator" milli takımın başında iken. Herhalde bu gidişle imparatoru Elbe Adası'na değilse bile milli takımdan uzak bir yerlere göndermenin zamanı geldi de geçiyor artık.

Büyük ümitlerle çıktığımız son Letonya maçı..Saha mükemmel, seyirci süper, milli oyuncuların bir eli yağda, bir eli balda.. Maşallah, transfer dendi mi 3-4 milyondan aşağı kapı açmıyorlar ama yarım metreden boş kaleye topu gönderemiyorlar. Rakip kaleye şut çekmeyi kaleciye nişanlamak veya pas vermek zannediyorlar. "İmparatorun"  herşeyi bir yana bırakıp işe sıfırdan başlaması ve milyonluk ayaklara "Kaleye nasıl şut çekilir" öğretmesi gerekiyor. Bir takım 15-20 gol pozisyonuna girer de bir tanecik gol bile atamazsa ortada kasıt olmadığına göre inanılmaz bir beceriksizlik var demektir. Bu nedenle işin alfabesine geri dönüp gol vuruşu nasıl yapılır öğretmek icab ediyor.

Tek sebeb  beceriksizlik mi? İmparatorun artık çaptan düşmesinden; süper lige yabancı şöhretleri doldurup yerlilerin ikinci sınıf hale gelmesine ( Süper ligde atılan gollerin yüzde 90'ı yabancı futbolcular tarafından kaydediliyor); futbolun bir türlü okullaşamamasından; futbolcuların hak etmediği paralara boğulmasına kadar bir sürü neden var.

Bütün bunlar ha diye çözülemeyeceğine göre ikinci bir "Piontek" bulup sıfırdan işe başlamaya ne dersiniz?