Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

02 Nisan '14

 
Kategori
Mizah
 

Minik kanatlı mavi kuş

Minik kanatlı mavi kuş
 

Siyasetin duayeni Demirel’in ifadesiyle” hadi eyisiniz gene eyi”! Konuşacak yazacak bir avuç dolusu malzememiz oldu. 30 Mart yerel seçimleri geride kalsa bile istim hep önümüze savrulacak.

Elinde kalemi,  önünde ekranı olan kendi penceresinden bakacak o pencereden gördüklerini kendi doğrularıyla empoze etmeye, ahkam kesmeye devam edecek?

Dedim ki bende bu geleneğe bozmayım.  Ucundan kıyısından,  bizim fakirhanenin ön balkona çıkıp gelene geçene bir nutuk çekiyim…

Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurduğu, demokrasiyi rejim olarak kabul eden, Türkiye Cumhuriyetinde seçimler eskiden, Hâkim teminatı altında yapılırdı.

İl ve ilçelerde sandık sayısı kadar sandık başkanı ve sandık kurulu üyeleri İl ve ilçe seçim kurulunca kamu görevlilerinden seçilir, sandıkta görev yapacak kamu görevlisi eğitilir, öğretilir sandık başına gönderilirdi.

Sandık kurulunda siyasi kimlikli personel alenen olmazdı. Sandık kurulu( Kamu görevlisi) dışında seçime katılan siyasi partilerin gözlemci olarak seçtiği temsilci bulunur, seçimi izler, sandık kurulunun taraflı davranıp davranmadığına tanıklık ederdi.

Seçim güvenliğini sağlayan üniformalı (Polis- Jandarma) seçim sandığına 100 metreden daha yakına girmesi yasaktı.

Sandık başkanı yardım isterse ancak sandık başına gelebilir olaya müdahale ederdi.

Rüstem Paşa vezir-i azam olduktan sonra bizim bildiğimiz seçim sisteminin altından çok sular akmış.   1946’ı seçimlerindeki şaibelere taş çıkartacak uygulamanın betonarme temeli atılmış.

Nasıl mı?

Siz dinleyin ben canlı şahitlik deyim…

Pazar günü vatandaşlık görevi yapmak için seçmen kâğıdımı, nüfus cüzdanımı yanıma aldım ve oy kullanacağım sandığı ok işaretlerini takip ederek buldum.

Sandık kurulunda tanıdığım, gözlerinin içi gülen; Vezir-i Azam Rüstem’in partisinden bir hanımefendi masanın arkasında oturuyordu.

Ne 657 sayılı kanuna tabii ne de kamu görevlisiydi.  

Önce şaşırdım, sonra kendimi toparladım, selamlaştık hal hatır sorduk; hoş beş ettik: sağ olsun, yakın ilgi gösterdi. Oy pusulasını zarfını elime tutuşturdu, oy vereceğim kabinine gönderdi.

Aklım anılarımda seçmen pusulası elimde tercihimi yaptım, şeffaf cam sandığa oyu, isim çizelgesine de ıslak imzamı attım.

Seçim sandığının şeffaf olması, sandık başında görev alan siyasi kimlikli görevlilerin dürüst ve tarafsız olmasının teminatı olabilir mi?

Bu sorunun cevabı seçim sonuçlarına yapılan yüzlerce itiraz başvurusunda saklı.

Akıl çağında, teknolojinin ışık hızından daha süratli geliştiği 2014 yılında akıl almaz oyunlar oynanıyor.

Basına yansıyan bir sandık oyununa gelin birlikte göz atalım.

Kaymakamı ünlü Yalova ilimizde 149 bin 818 seçmen 550 sandıkta oy kullanmış, 1137 nolu sandık seçim bittikten sonra açılarak sayılmış.

Buraya kadar her şey yerli yerinde de ya sonrası?   Sonrası görünürde bir dikkatsizlik mi, yoksa yukarıda anlattığım sandık kurulu benzerinin cingözlüğümü?

Elbette tartışmaya açık. İşte kısaca olay “ (b) partisine verilen (?) oy  (c) partisine transfer edilmiş. Transfer ücreti ne kadar diye sormayın! Açıklanırsa vergi memurları devletin vergisini isteyebilir.  Bu yüzden transfer ücretleri namahremdir, açıklanması aile mahremiyetine girer .

Netice mi?

Yanlış  hesap Bağdat’tan dönmüş, ya dönmeseydi? Atı alan Üsküdar’ı hatta Yalova’yı geçecekti

Bertrand Russell Nobel ödülü aldığı “İKTİDAR”’ isimli eserinde  “En başarılı demokrat politikacılar, demokrasiyi kaldırıp diktatör olabilen politikacılardır” diyor. Lenin, Hitler, Mussolini yükselişlerini demokrasiye borçlularmış.

Şimdi geriye dönüp bir bakalım.  30 Mart seçiminin galibi görünen Rüstem Paşa, çıkarttığı fermanla minik kanatlı mavi kuşun uçmasını yasaklamadı mı? Her telden şarkı terennüm eden Bülbül’ün ağzına ot tıkamadı mı?

Metropol şehirlerde kullandığı oya sahip çıkan binlerce seçmen neden kaygı, kuşku içinde?

Gençler niçin “Bundan sonra ayakkabı kutuları yerine çizme ve bot kutuları koyacağız. Fazla konuşmayayım”  ironisi  ne ifade ediyor?

Belli ki sandıkta “kurda kuzu, kediye ciğer” emanet edilmiş! Havucun arkasından giden eşeklere diyecek hiç sözümüz yok…

 
Toplam blog
: 380
: 438
Kayıt tarihi
: 27.08.07
 
 

Karanlığın düşmanı Işık! Gecenin zifiri karanlığı, şafak sökerken yerini, ufukta yükselen Güneş Işı..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara