Modern kölelik, Türkiye ve İslamiyet

Geçen gün bir kişi ile sohbet ettikten sonra uzun süredir yazmayı düşündüğüm ülkemin acı gerçeğini yazmaya karar verdim. Ülkem insanı ile konuştuğumuzda müslüman olduğunu belirtir. Sanıldığı gibi müslümanlık sözde olan bir ifade değildir ve bir insanın başta iç dünyasında yaşadığı sadece Allah(c.c) ın bildiği  ve dünya yaşamını kabulüdür. Özelllikle başta Kur’an-ı Kerim ve  takiben sünnet rehberidir. Bilindiği üzere İslamiyette kölelik kavramı kabul edilmeyen ve yasaklanmış bir kavramdır.

Önce sohbet konusunu anlatayım. Sohbet ettiğim kişi bir bankacı arkadaştı. Konu bankaların öncelikle satttıkları para idi.  Banka kredi ve benzer şekilde para  satan kurumlardır. Satttığınız para karşılığı  prim alıyor musunuz dediğimde, kağıt üzerinde evet, gerçekte hayır dedi. Çünkü kotalar çok yüksekti ve bu kotalar ulaşılmazdı. Çeşitli meslek kurumlarında  pazarlamada kota vardır. Eskiden kotalar prim almayı hak edecek  şekildeydi. Lakin günümüzde işverenlerin koyduğu kotalar  artık primi hayal haline getirmiştir. Önemli olan işveren için para kazanmasıdır. Eski çalışanlar belki daha iyi maaş alırken bugün yeni giren elemanlar düşük ücretlerle alınmaktadır. Sendikal hakkı yoktur. Yönetimler sendikayı sevmezler. Doğal olarak bir işe giren kişi işini kaybetmemek için susan bir insan halini almıştır. Bazı iş yerlerinde düzgün sürelerde maaş alınırken birçok yerde ise zamanında verilmez. Bunu devlet bilir fakat çözümü oluşturmaz. Özellikle taşaron şirketlerde bu daha yoğundur. Lakin ses çıkaramaz. Çünkü işini kaybetme korkusu bir kılıç gibi ensesindedir. “İslamiyette emek harcayan kulun alın teri kurumadan emeğinin karşılığı verilmesi ” olmazsa olmazlar içindedir.

Pekiyi ülkemde bu var mıdır. Maalesef bu yoktur.  O zaman o kul  hakkı yiyen kişi secdeye vardığında bunu hiç mi düşünmez. İşte bizde islami anlayışta keser hep bana keser tarafındadır. Bunun da islamiyetle zerre  kadar ilişkisi yoktur. Sanki kişi secdeye varır ve cenneti kaptı sanar. Zavallıdır.  Çünkü secde cennet amaçlı yapılmaz. Önemli olan Allah(c.c) ın rızasıdır.Rahman’a yakın olmaktır. Yediği kul hakkını ise hiç düşünmez. Nasıl kazançta kendini düşünürken inançta çıkara dayalıdır ki Allah(c.c) korusun.  Susan emek  sahibi “modern köle” değildir de nedir .

Bakın ülkemde insanlar arası uçurum ne denli büyüktür ve bunu İslami açıdan düşündüğünde insanın tüyleri ürperir ve bir an mahşeri düşündüğünde  korkudan titrer. Kur’an-ı Kerim rehberimiz ise “zekat” bir emirdir   ve her sene aynı malın zekatı vardır. Çocukluğumda milyoner sayısı belli idi. Bu gün ise o denli çoktur. Şimdi gelelim gerçeğe. Parasının hesabını bilmeyen kişiler gerçek zekatını verse idi,   her sene binlerce insan ev sahibi olurdu. Bu islamiyetten bahsedilen ülkede oluyor mu cevap hayırdır.  Dindar gençlik yetiştirecekler keserin hep bana kestiği bir ülkede  dindarlıktan bahsetmeleri benim için   acı bir tebessüm oluşturuyor. Bence önce yönetim gücünü elinde tutanlar önce uçurumlar neden oluştu ve bunun hesabı mahşerde nasıl verilir diye düşünmeli  ve çözümü buna  göre  düşünmelidir. Modern kölelik olmasın diyorsak paraya değer vercek bir toplumdan, insana gerçek değer veren topluma  geçmekle mümkündür. Yoksa gerisi inanın  acı komedi dramın ötesine gitmez. Saygılar.

www.selcukefendi.com sayfasında yayınlanmıştır.