- Kategori
- İlişkiler
MOH (Man for Office Hours - Ofis Saatleri Erkeği)
.
MBA !!
Tabii ki İşletme Master'ı değil buradaki anlamı. MBA: Married But Available. Yani, Evli Fakat Müsait demek. Daha iyi anlaşılabilmesi için konuyla ilgili bir de blog önerebilirim.
http://blog.milliyet.com.tr/mba--married-but-available---evli-fakat-musait-/Blog/?BlogNo=236083
Elbette ki örnekleri Türkiye'de de vardır; ama etiketi kullanılmaya başlanmış mıdır bilmiyorum. Batı'da kadın-erkek ilişkilerinde iki yeni terim daha oluştu;
MOH (Man for Office Hours-Ofis Saatleri Erkeği)
WOH (Woman for Office Hours-Ofis Saatleri Kadını)
Son yirmi yılda büyük evrim geçiren kadının inanılmaz yükselişine şapka çıkarmamak elde değil. Bizim gençliğimizin; başı önünde nakış işleyen, kahve falı baktırıp evde koca bekleyen kadınları yok artık. İyi eğitimli, kariyer basamaklarını hızla tırmanan, o hengâmede evlenip bir de çocuk doğuran ve hatta otuzuna gelmeden çocuk sayısını katlayan, gözlerinde şimşekler çakan güçlü Amazonlar var çağımızda. Öylesine karmaşık yapıyı kim bilir ne özenle yaratan tanrı bir de güçlerine güç kattı ki bu evrenin gerçek hükümdarının kadınlar olduğuna inanıyorum.
Ve günümüz kadını etik değerlerini revize etti, erkeği de yeniden biçimlendirdi. Evlenmeden olmaaz palavraları rafa kaldırıldı ve namus kavramı bacak arasından kafaya taşındı. Nasıl yani diye homurdanan erkekçikler olduysa da bekaret derdinde olan bir geri kafalı zaten benim kocam olamaz denerek ağızları kapatıldı. Ve o erkekler aslında bunun büyük ikramiye olduğunu anlamakta gecikmedi. Evlenmeden cinselliği yaşayamayan ve çareyi hayat kadınlarında arayan erkekler kendilerini bir anda Özgür Bebekler dünyasında buldu. Kızlar arası sohbetlerin ana konusu da artık, "Kız sen hâlâ mı bakiresin?"di.
İlk regl sonrasında yere basışı, dünyaya bakışı değişen ve ben çocuk değilim, istesem çocuğum olur edebiyatı parçalamaya başlayan Amazon adayı; tüm teenage ve eğitim sürecini hafif-orta-ağır hasarlarla geçirip namus anlayışı bacak arasıyla özdeşleşmemiş ve çocuk sahibi olabilmesi için aracı olacak bir erkekle evlendi. Seçtiği erkek gözlerindeki ateşe vurulmuştu. Benden öncesi öncesi beni ilgilendirmez diyecek kadar da çağdaş ve geniş mideliydi. Öyle, analarımızın dediği gibi: Kocam ne derse o olur martavalları da nostaljik Türk filmlerinde kalmıştı. Eşler ya ortak karar alırdı ya da Amazon bunu zevkle yapardı.
Otuzlu yaşlarına gelmiş ve hayatı çoktan tüketmişti. Bilmem kaç yıl flört ettiği, birlikte büyüdüğü ya da aynı okulda okuduğu erkekle evlenmiş ve anne de olmuştu. Evdeki heyecan azaldıkça kendini daha çok işine vermeye başlamıştı. Kokusuna, bakışına vurulduğu; ay ışığında el ele yürüdüğü erkeğinin yerinde yeller esiyordu ya da erkeği aynen duruyordu da ilişkileri küflenmişti. Akşam eve döndüklerinde her ikisinin de pestili çıkmış oluyordu. Yemek, sohbet, çocukla oyun-ödev, Fatmagül'ün suçu ve periyodik sevişme süreci birkaç saatin içine sığmalıydı. Bu tekdüze yaşam akışı aralarındaki aşk ilişkisini “Birlikte Yaşayan İnsanlar” formuna çevirmişti. Oysa o hâlâ genç, güzel ve aşksever bir kadındı.
Günümüzün güçlü Amazonları tüm erkeklerin ilgisini çeker. Böyle bir kadınla evli olan erkek ise karısını -en azından platonik olarak- paylaşması gerektiği gerçeğini kabullenmelidir. Parmaktaki alyans da kesinlikle koruyucu değildir. Eşiyle, kanıksanmış ilişkisini -tüm yorgunluğuyla- akşamın üç dört saatine sığdırmak zorundayken; her sabah duşunu almış, makyajını yapmış, en bakımlı ve diri haliyle iş yerine gitmektedir. Ofisteki genç yakışıklıyla, şakakları ağarmış müdürüyle en az dokuz saat geçirmektedir. Saçlarının, giysisinin, gözlerinin ne kadar güzel olduğunu; parfümünün baş döndürdüğünü ofisin yakışıklıları söylemektedir. Belki bu naif yoklamalara bir süre direnmektedir; ama sonra bu iltifatlar hoşuna gitmeye başlamaktadır. Evdeki değerlisi çok mükemmel de olsa, ruhunun gün içi açlığını başka bir erkekle bastırmaktadır. Fark etmiştir ki o hazla evine gittiğinde eşine daha bir coşkuyla sarılmaktadır.
İşte, MBA Amazon'un gün içi motivasyonunu sağlayan o yakışıklı MOH'tur. Öte yandan, MBA erkeğin gün içi motivasyonundan sorumlu huri de WOH'tur; ama onu da bir kadının anlatması bence daha doğru olur. Neyse, Amazon Evli Fakat Müsait MOH'tan hiç hazzetmez. Bir başka kadının varlığına tahammül edemez. Tüm ilgi onun üzerinde olmalıdır. O kocasıyla sevişebilmeli, MOH ise sadık kalmalıdır. MOH bekâr ve yalnız olmalıdır. MOH'un illa da aynı iş yerinde olması da gerekmemektedir. Arkadaşının asil kankası Feysbuk'tan cee diyerek ilgisini çekebilmektedir ya da bir doğum günü partisinde Eros ok atabilmektedir. Bazı işletmelerde 7x24 Açığız diye bir tabela görürüz ya, MOH'lar da 5x9 hizmet vermektedir. Mesaileri hafta içi sabah 9'da başlar, akşam 18'de biter. Ama bazen -telefonlaşma nedeniyle- 19'a kadar mesaiye kaldıkları ya da sabah 08'de işbaşı yaptıkları da görülmektedir. Hafta sonları ve tatil günlerinde ise hizmetlerine gerek duyulmamaktadır.
Tabii, ofis saatlerine neler neler sığar. Erkek avcıdır; ama Amazon'un izin vermediği hiçbir şey yapamaz. Her sabah sanal güllerle günaydın diyen, gün içinde iltifatlara boğan, aşkını haykıran MOH'a biraz avans vermekte sakınca yoktur hatta fayda vardır. Çünkü başka bir Amazon'a kaptırılma tehlikesi gözardı edilmemelidir. Yine de, birkaç sıcak bakış ve ufak öpücük dışına çıkılmamalıdır.
MOH'un dudaklarının değdiği noktada öyle depremler olur ki Amazon'un aklı karışmaya başlar. Akşam yatakta kocasının öpüşü bir farklı gelir. MOH'un başka noktaları da öpmesini hayal eder. Ama o bir annedir ve eşi de çok değerlidir. Ahlaki değerlerini yitirmeden MOH'a nasıl sarılacaktır. Sadece hafta içi ofiste bakışarak ya da email ve sms'le onu elinde tutamayacağını bilmektedir. Neticede o da aptal bir erkek değildir ve bir süre sonra, ben senin -akşam kocanın koynuna motive olmuş vaziyette gitmen için çalışan- Evlilik Koçu'n muyum demeye başlayacaktır.
Artık bir karar vermelidir. Aynı anda iki erkeği sevip, birlikte olabilir miyim'i düşünmelidir. Aldatma kelimesi ona çok iğrenç gelmektedir. Bir Amazon için bakışmalar, telefonlaşmalar, yazışmalar, MOH'la çıkılan yemekler, masum öpücükler aldatma kategorisine girmemektedir. Ama bir adım ötesinde dayanılmaz bir heyecan ve macera hissi vardır. Evdeki değerlisini ve çocuğunu incitmeden MOH'un kollarına nasıl atılacaktır. Dört değişik elbiseden hangisini giyecektir!
a. Bakışma, yazışma ve konuşmayla yetinmek. (Pre-MBA)
b. Ufak dokunuşlar ve öpücüklerle yetinmek. (Junior MBA)
c. Sınırlı sayıda yarı teslimiyet. (Senior MBA)
d. Sınırsız sayıda tam teslimiyet. (Executive MBA - Apocalypto)
Çoğunluğu a giyer. b tarzından da hoşlananlar vardır. c'yi giymek cesaret ister. d'yi giymek içinse gözü dönmüş aşık olmak gerekir ki günümüzün güç sembolü Amazonlarının aşkı mantığın önüne aldığı hemen hiç görülmemiştir. Çünkü d Kıyamet Günü giysisidir!!
Bu durumda, ilk üç giysiye göre Amazon'un davranış biçimlerini şöyle sıralayabiliriz;
- MOH'a aşık olmayacaktır ve yalancıktan dahi aşığım demeyecektir. O'nun tek aşkı evdeki değerlisidir ve öyle de kalacaktır.
- Değerlisiyle arzulu sevişmelerine devam etmelidir. O nedenle, MOH ile çok ender birlikte olacaktır. Teni MOH'a alışmamalıdır. O; bir gün bir erkekle, ertesi gün diğeriyle birlikte olabilecek ahlâkta bir kadın değildir! MOH'la ilişkisi romantizm ağırlıklı olmalıdır.
- Mesai saatleri dışında, tatillerde MOH'u aklına hiç getirmeyecek, sadece ailesinin kadını olacaktır.
- MOH'u isteyen; eşini ve çocuğunu seven kadın değil, kabına sığmayan içindeki güçlü cadıdır.
- MOH ile bir geleceği yoktur ve ilişkileri bir gün mutlaka bitecektir.
MOH, kapıdaki paspasın üzerinde oturan ve ara sıra da gıdısı okşanan bir kuçudan farklı değildir. Ya 5x9 bol bakışma-yazışma-küçük dokunuşlarla yetinecek ve akşam da Amazon'unu kocasının koynuna göndermeyi içine sindirecektir ya da mıçını kapıya dönüp olanca hızıyla oradan uzaklaşacaktır. Oysa, Yaşam Tiyatrosu'nun perde arkasında daha nice MBA, MOH ve WOH kırıştırmaya devam etmektedir!
*****
"Vay vay vayy!! Adam seni çözmüş kızım!"
"Nefret ediyorum erkeğin akıllısından. Şu bana yazdıklarına bak. Hiç üşenmemiş, oturup sanki ders notu hazırlamış. Manyak herif!! Benim sunduğum konforu başkasında nah bulur. Bekâr bir kadınla takılsın da -hatun evlenelim diye başını ütülemeye başlayınca- anlar değerimi. Bütün gün email-msn çetleşip duruyoruz, yılda bir iki kez koklatıyorum da. Arkadaşa yetmiyor. Devamlı aşk-meşk mızırdanmaları, kocamı kafasına takmalar filan. Üstelik olabildiğince de özgür bırakıyorum. Ben ona akşamları, hafta sonları ne yapıyorsun diyor muyum! Ne halt yiyorsa yesin, benim bilmem gerekmiyor. Çünkü bilirsem, ciğerini sökerim. Çok aşıkmış da benimle yaşlanmak istiyormuş da bla bla bla... Ben aptal mıyım ki kurulu düzenimi bozayım. Ayrıca, kocama aşığım ve benim için çook değerli."
"Cemreee!! İyisi mi sen şu Erez'i bana ver; epey üzmüşsün adamcağızı, bari ben şımartayım biraz."
"Ayy, al valla!! Bıktım zaten dırdırından. Yok kocanla sevişme, vücudun ona et olsun, akşamları ve tatil günlerinde de haberleşelim, daha çok sevişelim, boşan da evlenelim. Öff! Hiç çekemeyeceğim! Al, senin olsun. Ama ara sıra verirsin yine bana, di mi?"
"Ne sapık karısın yaa!! İnşallah kızın sana benzemez."
"İnşallah bana benzer. Tek erkekle ömür mü geçer! Sınırları aşmadan ya da ufak tefek sınır ihlâlleriyle yaşamı renklendireceksin. İnsanın evliliği güçleniyor. Hem de suçluluk duygusu içinde kocanla daha bir şehvetli sevişiyorsun!"
-- o --