- Kategori
- Kitap
Muhafazakâr edebiyatın umudu: İskender Pala

İskender Pala'yı bilirsiniz değil mi? Herhalde çoğunuz bilirdir; ya kitabını okumuştur, ya da adını duymuştursunuz.
İskender Pala bir edebiyat profesörüdür; divan edebiyatı üzerine çok derindir. 'Divan edebiyatını sevdiren adam' diye de tanımlanır. Neredeyse edebiyatın her türünde eseri vardır.
Peki siz hiç okudunuz mu İskender Pala'dan, okuduysanız hangi kitaplarını okudunuz?
Ben, dokuz kitabını okudum. Kendisinin, Kapı Yayınları'nda çıkmış 61 kitabı var, evet 61. Yani başlığım boşuna değil. Dokuz kitabını okudum. İkisi deneme, biri edebi araştırma, biri anı, beşi de roman türündeydi.
Roman türünde yeni sayılır İskender Pala. 61 kitabında 7 tanesi romandır. Ama roman türünde de iyidir ve başarılıdır.
İyi bir okursanız ve İskender Pala'dan hiç okumadıysanız, size 'Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk' adlı romanını öneririm. Romanın dili biraz ağırdır, ama hikâyesi müthiştir. Leyla ve Mecnun mesnevisi ilk baskısının dört yüz yıllık hikâyesini anlatır. Elden ele gezer, her devrin olaylarına şahit olur ve öne çıkan bir çok ismin eline geçer...
'Katre-i Matem' adlı romanı da güzeldir. Lale Devri'ne bir yolculuk yapmak isterseniz...
'Şah&Sultan' adlı romanı, Şah İsmail ve Yavuz Sultan Selim romanıdır. Size kısaca şunu diyeyim: Muhafazakâr kalemler içerisinde yazılmış en objektif romandır.
'OD' adlı romanı, bir Yunus Emre romanıdır.
Ve son okuduğum romanı 'Karun ve Anarşist'tir, yazının devamında değineceğim bu romana.
*
İskender Pala'ya muhafazakâr edebiyat için umut dedim ya, kastım sadece eserleri değildir; düşünsel olarak da çevresinin içinden çıkmış en âkil insanlardan biridir.
*
İskender Pala aynı zamanda bir askerdir. Seksenli yıllardan 28 Şubat darbesine kadar Deniz Kuvvetleri bünyesinde subaylık yapmıştır. 15 yıllık subaylığı edebiyatla iç içedir, akademik çalışmaları ve yükselişi hep bu dönem olmuştur. 28 Şubat 1997 darbesiyle TSK'dan ihraç edilmiştir. Tüm bunları 'İki Darbe Arası' adlı anı kitabında anlatır.
'İki Darbe Arası'nı okuyalı 7.5-8 sene oldu. İskender Pala'nın kitapta değindiği bir anısı vardır, hiç unutmam. Hatırladığım kadarıyla şöyleydi:
'28 Şubat postmodern darbesiyle TSK'dan ihraç olunan İskender Pala, ekonomik olarak sıkıntılı günler geçirmeye başlar. Çevresi duyarsızdır. Yardım etmeyi geçtim, arkadaşlarından 'sil numaramı defterinden' diye arayanlar olur. Talih yüzüne güler Pala'nın. Solcu bir üniversitede iş bulur. Hocalık yapmaya başlar.
Ve İskender Pala asıl vurguyu yapar: Sağcılar genel olarak daha duyarsız ve korkaktır; solcular ise, daha cesur ve duyarlıdır."
Gerçekten de öyledir. Sağcı kesim duyarsız ve çekingendir. Özellikle bürokratik işlerde çok çekingendir, haksızlığa uğrayana yardım etmek yerine tepik vurur.
*
İskender Pala'nın 'Karun ve Anarşist' adlı kitabını okudum. Kapı Yayınları'ndan 2017 yılında çıkmış. Türü, roman. Sayfa sayısı, 313.
*
'Karun ve Anarşist'... Kitap sizi ismiyle yanıltabilir. Karun, Mısırlı olan değil mi, Musa zamanında yaşamış, zengin mi zengin herif, diyebilirsiniz. Hayır, hayır, o Karun değil. Bu Karun başka Karun... İsim olarak değil, daha çok lakap olarak. Lidya kralı... zamanına göre dünyanın en zengin insanı, gururlu ve kibirli bir kişilik olan Krezüs'tür, o Karun.
'Karun ve Anarşist''in konusu iki ayrı zamanda geçer. M.Ö. 550'li yılların Lidyası... Kral Krezüs zamanları... Para, servet, gurur, savaş... 12 Eylül darbesinin eşiğindeki Türkiye... sağ-sol çatışmaları... batan hayaller... İki bin beş yüz yıllık bir zamanla yaşanmış benzer olaylar, haksızlıklar...
*
Edindiği konu itibariyle de beğendim 'Karun ve Anarşist'i... Lidya gerçekten ilgi çekici... Lidyalıların başkenti Sardes de candır. Romana dair bir yeteneğim olsa bir romanda ben yazarım, Lidya'yla ilgili... -Mustafa Yıldırım - 31.07.2017