- Kategori
- Kitap
Bin Muhteşem Güneş

Bin Muhteşem Güneş, Roman, Khaled Hosseini
Duyguların hat safhada yaşandığı, korkunun, hüznün, umutsuzluğun, direnmenin, hayata karşı, yaşamaya karşı kanının son damlasına kadar direnmenin kitabı; BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ.
Doğuştan şansız hayatlar, sonradan kararan umutlar ve hiç bitmeyen karanlık savaşlar…
İnsanı yaşamdan, yaşama tutunmaktan ve bazen de insan olmaktan utandıran korkunç olayların Khaled Hosseini ’ nin muhteşem senteziyle romanın yapraklarında yer aldığını görüyoruz. Okurken kitabın derinliklerine iniyorsunuz ve bazense bu derinlikte kaybolup gidiyorsunuz. Hatta elinizden bir kenara bıraktığınız da oluyor, art arda gelişen olaylara dayanmaya gücünüzün yetmediği anlarda…
En çok içinizi acıtan şey ise bu olayların gerçekten yaşanmış ve maalesef hala daha yaşanıyor olması. Evet, bugün kendi ülkemizde bile sıkça görüyoruz değil mi, mülteciler. Kitapta bir dikkat çekilen unsur ise mülteciler…
Ülkelerindeki savaşlarda anasını, babasını, eşini, dostunu, akrabasını belki de kolunu bacağını, gözünü kulağını kaybetmiş ve hayata tutunmaya çalışarak ve asla istemeyerek ülkelerini, vatanlarını terk etmiş mülteciler… Bu kitabı hissederek okuyup onlara karşı olan önyargılarınızdan kurtulabilirsiniz belki. Çünkü hiç kimse sıcak yuvasını, doğup büyüdüğü, sokaklarında koşup eğlendiği, ayak bastığı, nefes aldığı, ait olduğu yeri terk etmek istemez. Aslında kitapta parmak basılan unsurlardan birisi de bu. Her ne kadar bedenen vatanınızdan ayrılmış olsanız bile ruhen ve zihnen asla ayrılamazsınız. Bununla alakalı kitabın arka kapağında ise şu yazı yazıyor;
“ Nereye giderseniz gidin, ülkeniz peşinizden gelir. Artık siz orada yaşamasanız da o içinizde yaşar. Afganistan ’ ın Khaled Hosseini’ de yaşadığı gibi… “
BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ, Khaled Hosseini tarafından Afganistan’ ın kadınlarına adanmış bir kitap. Kadın olmanın her coğrafyada bir zorluğu vardır. Fakat, bu kitapta da anlatıldığı gibi, Afganistan’ da yaşanan savaş dönemlerinde ise kadın olmanızdan dolayı yaşatılan acı anlatılamaz ve hissedilemez. Yine bununla alakalı kitabın arka kapağında şöyle diyor;
“ Küçük yaşta evlendirilen kızlar, çocuğu olmayan kadınlar, babaya ya da çocukluk arkadaşına duyulan, geçmişe gömülmüş aşklar… “
Kadınlara tanınmayan haklar, din kisvesi altında yapılan zulümler…
Olaylar akıp giderken yaşanılan duygular ise gerçek! Bir bakmışsınız kitabı okurken nefesinizi tutuyorsunuz, bir de bakmışsınız ki gözünüzden akan yaş size korkuyu, hüznü, çaresizliği, yalnızlığı, geri dönüşü olmayan hataları hissettiriyor…
Beni bu kitapta en çok etkileyense canı pahasına olsa bile yapılan FEDAKARLIK.
Kitap ismini ise Saib – i - Tebrizi’ nin 17. yüzyılda Kabil kenti hakkında yazmış olduğu gazelindeki bir bölümden alıyor.
“ Bu kentin ne çatılarını ışıldatan ayları sayabilirsin,
Ne de duvarların gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi “
Kitabın yazarına gelecek olursak, Khaled Hosseini bende büyük hayranlık uyandırdı. Neden mi? Her ne kadar ait olduğu yerden, ülkesi Afganistan’ dan, çok uzaklarda yaşıyor olsa bile hala kalbi orada atıyor. Ülkesindeki insanların savaş dolayısıyla yaşadığı, maruz kaldığı zulümleri kitaplara aktararak insanlara kendi kalemiyle duyurmaya çalışıyor. Hala Orta Doğu’ da akan kana karşı dünya 3 maymunu oynuyor olsa bile!
Kendisi Afganistan’ ın Kabil kentinde bir diplomatın oğlu olarak dünyaya geliyor. Daha sonra ülkesinde yaşanan savaşlar nedeniyle 1980’ de Amerika Birleşik Devletleri’ nden siyasi sığınma hakkı elde ediyor. Halen Kuzey Kaliforniya’ da yaşamakta ve doktorluk mesleğini sürdürmektedir. Aynı zamanda tüm dünyada inanılmaz bir başarı yakalayan Uçurtma Avcısı’ nın yazarıdır.
“ Khaled Hosseini, hasreti, dostluğu, aşkı, ve insanlığı en iyi anlatan yazarlardan. Başarıyla kurduğu olay örgüsüyle, çıkmaz yolların nasıl düzlüklere açılabileceğini gösteren yaratıcı bir kalem. “
Son olarak, yine kitabın arka kapağında dediği gibi,
BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ, kelimenin tam anlamıyla “beklenen” bir roman…